Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Tövbe ederken biri varmış gibi hissetmek
Tekil Mesaj gösterimi
  #3  
Alt 04.05.24, 14:27
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
☆Yusufiyeli Yusufiyeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,380
Etiketlendiği Mesaj: 269 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Kasif4141 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Esselamu aleyküm
Kul olduğumu icsellestirebilmek adına mümkün mertebe uzunca tövbe etmeye ve aklıma gelen bütün günahları saymaya çalışıyorum. Tövbe etmeye başladığımda sanki antrede (bulunduğum odada hissetmiyorum) biri bekleyip dinliyormuş gibi hissediyorum.
Bir kaç defa garip hissettim. Ama korku mu bilemedim. Tövbe boyunca orada olduğunu hissediyorum.

Açıkçası yapı gereği bunların üzerine çok düşmüyorum. Fakat insanda bir merak olarak bilenlerden faydalanmak isterim.
Bu işin aslı astarı nedir? Var mıdır bilmemiz dikkat etmemiz gereken?
Aklı başında olanların halüsinasyona maruz kalması 19. Yüzyılda gayet iyi bilinen bir durumdu ve nörolojinin yükselişiyle insanlar bunlara nelerin sebep olduğunu daha iyi anlamanın yollarını araştırdılar. 1880’lerde, İngiltere’de özellikle bir yakınını kaybetmiş olanların karşılaştığı hayali görüntüler ve halüsinasyonları derlemek ve bildirilen vakaları araştırmak üzere Psişik Araştırma Derneği kuruldu ve bu derneğe fizikçilerden fizyologlara ve psikologlara pek çok saygın bilim insanı katıldı. (Wiliam James, Amerikan şubesinde etkindi) Telepati, Durugörü, ölülerle iletişim ve ruhani varlıkların yaşadığı dünyanın doğası sistematik araştırma konuları haline geldi.
Bu ilk araştırmacılar, toplumda halüsinasyonlara hiç de az rastlanmadığını ortaya çıkardılar. 1894 tarihli ‘’Akli Dengesi yerinde Kimselerin Uyanık Vaziyette Halüsinasyon Görmesine Dair Uluslararası Sayım’’, normal şartlar altındaki normal insanların (bariz tıbbi ya da psikiyatrik sorunları olan kişileri araştırmaya dahil etmemeye özen göstermişlerdi) gördüğü halüsinasyonların meydana gelişini ve doğasını inceliyordu. On yedi bin kişiye tek bir soru gönderilmişti:
‘’Tamamen uyanık olduğunuzu düşündüğünüz halde, sizde gerçekmiş izlenimi bırakan bir şey gördüğünüz ya da durup dururken canlı bir varlığın veya nesnenin size dokunduğunu hissettiğiniz ya da bir ses işittiğiniz oldu mu?’’
Soruyu alanların yüzde ondan fazlası olumlu yanıt vermiş, olumlu yanıt verenlerin de üçte birinden çoğu sesler duyduğunu belirtmişti. John Watkins’in Hearing Voices (Gaipten Sesler Duymak) adlı kitabında belirttiği gibi halüsinasyon olarak işitilen seslerden ‘’bir tür dini ya da doğaüstü niteliğe sahip olanlar bu araştırmalarda önemli bir azınlığı temsil etmektedir’’ Ne ki, halüsinasyonların çoğu daha sıradan bir mahiyete sahipti.
Belki de en sık rastlanan işitsel halüsinasyon insanın kendi isminin söylendiğini duymasıdır; ses tanıdık da olabilir, meçhul de Günlük Yaşamın Psikopatolojisinde Freud da bundan bahseder.
İnsanların neden gaipten sesler duyduğuna ilişkin farklı farklı açıklamalar mevcuttur ve farklı açıklamalar farklı şartlara uygun düşebilir. İşitsel halüsinasyonlar, birincil işitme korteksinde gerçekleşen anormal hareketlilikle ilişkilendirilebilir ne var ki bu, yalnızca psikozdan muzdarip olanlarda değil toplumun genelinde daha derin bir araştırma yapılmasını gerektiren bir konudur, şu ana dek çalışmaların büyük bir çoğunluğu sadece psikiyatri hastalarında görülen işitsel halüsinasyonları incelemiştir.
Beynin hangi farklı türden halüsinasyonlardan sorumlu olduğu tanımlanmıştır. Mesela sağ inferotemporal korteksteki bir alan normalde yüzlerin algılanmasını sağlarken, anormal bir biçimde aktive edildiğinde kişinin yüz halüsinasyonları görmesine neden olabilir. Beynin öteki tarafında bu alana karşılık gelen ve normalde okuma işini gören bir alan vardır, fusiform girusta bulunan bu görsel kelime ve şekillenme alanı normalin dışında uyarıldığı takdirde harflerden ve uydurma kelimelerden hasıl olan halüsinasyonların ortaya çıkmasına neden olabilir. ‘’İnsanı tüketen bir tutku veya tehdit, içlerinde bir düşüncenin ve yoğun bir duygunun gömülü olduğu halüsinasyonlara yol açabilir, bir kaybın ve matemin ardından özellikle de on yıllar boyu sürmüş bir evlilik söz konusuysa halüsinasyonların meydana gelmesi bilhassa sık karşılaşılan bir durumdur. İnsanın anne ya da babasını eşini çocuğunu kaybetmesi kendinden bir parça kaybetmesi demektir ve bir yakınının ölümü kişinin hayatında beklenmedik bir boşluk doğmasına neden olur.-bir şekilde- doldurulması gereken bir boşluk. Bu durum beraberinde bilişsel ve algısal olduğu kadar duygusal da olan bir sorunu ve gerçekliğin öbür türlü olması için duyulan ıstıraplı bir arzuyu getirir.’’

.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147