Aklı başında olanların halüsinasyona maruz kalması 19. Yüzyılda gayet iyi bilinen bir durumdu ve nörolojinin yükselişiyle insanlar bunlara nelerin sebep olduğunu daha iyi anlamanın yollarını araştırdılar. 1880’lerde, İngiltere’de özellikle bir yakınını kaybetmiş olanların karşılaştığı hayali görüntüler ve halüsinasyonları derlemek ve bildirilen vakaları araştırmak üzere Psişik Araştırma Derneği kuruldu ve bu derneğe fizikçilerden fizyologlara ve psikologlara pek çok saygın bilim insanı katıldı. (Wiliam James, Amerikan şubesinde etkindi) Telepati, Durugörü, ölülerle iletişim ve ruhani varlıkların yaşadığı dünyanın doğası sistematik araştırma konuları haline geldi.
Bu ilk araştırmacılar, toplumda halüsinasyonlara hiç de az rastlanmadığını ortaya çıkardılar. 1894 tarihli ‘’Akli Dengesi yerinde Kimselerin Uyanık Vaziyette Halüsinasyon Görmesine Dair Uluslararası Sayım’’, normal şartlar altındaki normal insanların (bariz tıbbi ya da psikiyatrik sorunları olan kişileri araştırmaya dahil etmemeye özen göstermişlerdi) gördüğü halüsinasyonların meydana gelişini ve doğasını inceliyordu. On yedi bin kişiye tek bir soru gönderilmişti:
‘’Tamamen uyanık olduğunuzu düşündüğünüz halde, sizde gerçekmiş izlenimi bırakan bir şey gördüğünüz ya da durup dururken canlı bir varlığın veya nesnenin size dokunduğunu hissettiğiniz ya da bir ses işittiğiniz oldu mu?’’
Soruyu alanların yüzde ondan fazlası olumlu yanıt vermiş, olumlu yanıt verenlerin de üçte birinden çoğu sesler duyduğunu belirtmişti. John Watkins’in Hearing Voices (Gaipten Sesler Duymak) adlı kitabında belirttiği gibi halüsinasyon olarak işitilen seslerden ‘’bir tür dini ya da doğaüstü niteliğe sahip olanlar bu araştırmalarda önemli bir azınlığı temsil etmektedir’’ Ne ki, halüsinasyonların çoğu daha sıradan bir mahiyete sahipti.
Belki de en sık rastlanan işitsel halüsinasyon insanın kendi isminin söylendiğini duymasıdır; ses tanıdık da olabilir, meçhul de Günlük Yaşamın Psikopatolojisinde Freud da bundan bahseder.
İnsanların neden gaipten sesler duyduğuna ilişkin farklı farklı açıklamalar mevcuttur ve farklı açıklamalar farklı şartlara uygun düşebilir. İşitsel halüsinasyonlar, birincil işitme korteksinde gerçekleşen anormal hareketlilikle ilişkilendirilebilir ne var ki bu, yalnızca psikozdan muzdarip olanlarda değil toplumun genelinde daha derin bir araştırma yapılmasını gerektiren bir konudur, şu ana dek çalışmaların büyük bir çoğunluğu sadece psikiyatri hastalarında görülen işitsel halüsinasyonları incelemiştir.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|