Velide keramet şart değildir. Çünkü sahabe ve tabi’ inden bize pek az keramet intikal etmiştir. Mesela ümmet-i Muhammed’in en faziletlisi olan Hz. Ebubekir (r.a.) Efendimizden istikamet dışında keramet pek nakledilmemiştir. Rabiatü’l-Adviye’nin dediği gibi ‘’İstikamet en büyük keramettir’ ’Hatta evliyaullah dan bazıları keramet kabul etmemişler ve bir kuyudan keramet göstermek için çıkarılan suyu içmemişler, aksine kendi elleriyle ip ve kova kullanarak çıkardıkları suyu içmeyi tercih etmişlerdir. (Ruhü’l-beyan)
Abdullah el-Kureşi bu konuda şunları söylemektedir:
‘’Kim keramet ve harikulade hadiselerin zuhurunu, kendinden sudur eden kötülükler gibi karşılamazsa bu durum o kimse için manevi terakki ve yükselmesine mani bir perde olur. Kerameti gizlemek rahmettir’’
Bir kimsenin keramet göstermesi saadet sebebi olabileceği gibi nefsani arzuların tesiriyle ifşa ve izhar edilmesi de aynı şekilde şekavet sebebi olabilir. Bu yüzden keramet adet gören kadınların hayızlarını gizlemeleri gibi saklanması gereken bir kabiliyet telakki edilmiştir. (Ruhü’l-beyan)
Evliyaullahtan bazıları da ‘’Ben kerameti Kitap ve Sünnet gibi iki adil şahit olmadıkça kabul etmem’’ buyurmuşlardır.(Tasavvuf ve Tarikatlarla ilgili fetvalar Yazan: Ömer Ziyauddin Dağıstani Sayfa :38-39 Seha neşriyat)
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|