Alıntı:
Asmir Nickli Üyeden Alıntı
Selamin Aleyküm arkadaşlar bazi gunahlarim var bunun için pismanim.Samimiyetle tövbe etmek istiyorum.
Aklıma birşey geldi tövbelerin peygamberi olarak bilinen Hz.Adem günahlarının affı için Hz.Muhammed(s.a.v) vesile kılmış Rabbimizde onu affetmisti.
Bende ayni şekil peygamberimizi vesile kılıp Af dilesem haddimi aşmış olur muyum bunun bir sakıncası var mıdır?
|
Ashab_ı Kiram Habib-i Ekrem (s.a.v.) hayatta olduğu gibi vefatından sonra da onunla tevessülde bulunarak Allah’a dua etmiş, geride bıraktığı eşyalarıyla teberrük etmiş (Buhari, ‘’Eşribe’’ 30, Müslim ‘’Eşribe’’ 88 Ahmed İbn Hanbel 4. 138) diğer Müslümanlar buna devam etmiş İslam alimlerinin çoğunluğu da bunda herhangi bir sakınca görmemiştir (Alusi Ebü’s-Sena) Bu konuda karşıt görüşlere yer veren Alusi de vefatından sonra da Allah Resulünü vesile kılmak ve ‘’Allah’ım peygamberinin hatırına, onun yüzü suyu hürmetine şu ihtiyacımı gider; bu ihtiyacımın karşılanması hususunda Senin Habibine olan sevgini vesile eyle’’ demekte bir sakınca olmadığını söyler. Çünkü bu sözün bir kişinin muhtaç olduğu bir konuda ‘’Allahım! Senin rahmetini vesile ederek istiyorum rahmetini bu konuda vesile eyle’’ demek arasında bir fark yoktur. (Alusi Ebü’s-Sena 6. Cilt sayfa 187) Diğer yandan Ashab-ı kiramdan itibaren değişik ekollere mensup fıkıh, kelam ve tasavvuf alanında pek çok alimin Hz. Peygamber’le tevessülde bulunmayı meşru bir uygulama olarak görmesi de bu konuda ayrı bir delildir. ((Kevseri, ‘’Mahkü’t-Tekavvül fi Meseleti’t- Tevessül’’, Makalatü’l-Kevseri sayfa 470) Nitekim İbn Teymiyye dönemine kadar da bu konuda alimler arasında bir ihtilaf yoktur. Dolayısıyla zikredilen manada hayatta iken ve dar-ı bekaya göç etmelerinden sonra Allah Resûlü’nün yanı sıra veliler ve salih kulların zatlarıyla tevessülde bulunmanın şirk kabul edilmesi isabetli değildir. Zira tevessül ve istiğase ölünün bizzat zatıyla değil de Allah katındaki sevgisi v, makamı ve mertebesiyle yapıldığında meşrudur. Zira ölünün hiçbir zaman Allah nezdindeki rütbe ve derecesi değişmez. Hülasa bahsettiğin şekilde bir mahzur yoktur kardeşim.