Zihin körlüğü veya afantazya nedir bilmiyorum ama gözümüzün önünde bir kişiyi canlandırmak enerji amaçlı isteniyor ve bence ise de yarıyor. Özellikle telekinezi veya enerji gönderme gibi işlemlerde bizzat kişiyi hayal etmek, bir düşünceyi kişinin zihninde dolaştığını imgelemek edilen duanın veya niyetin daha kuvvetli olmasına sebebiyet veriyor bence. Keza bazı uygulamalarda kişinin fotoğrafına bakılması, kişiyi düşünerek dua edilmesi de benzer sonuca çıkıyor. Farklı bir açıdan bakarsak okuduğumuz süre ayetleri bilerek okumak, neden indiği, hanginolay neticesinde indiği ve tefsirini zihnimize indirgeyip o huzuru kalpten geçirerek okumak bilmeden dümdüz okumaktan daha evladir.
Bir de ters pencereden bakabiliriz. Mesela kişiye büyü sihir bir şey yapılmış olsun. Kişiye ruhsatlı bir varlık geldiğinde yapabileceği en önemli şey zihinle oynayarak sana farklı şeyler göstermesi ve sana farklı şeyleri dusundurmesi. Örneğin forumda okumuştum birine bir bağlama yada ayırma büyüsü yapılmış. Kişi sürekli beni çok seven başka biri var düşüncesine/ hissine kapılıyor. Dışarıda farklı biri var beni kalben bekleyen gibi. Yada yine forumda okudum, birinden aldığı hadım daveti okumaları sonucu kişiye tavandan vücut parçaları yagdirdigini yazmıştı biri. Aslında yağan hem var hem yok. Ama kişinin gördüğü bir şey var ortada.

Aslında işin sırrı enerjiyi olusturabilmekte. Cinniler enerjisel varlıklar olduğu için bu onlara daha kolay. İnsanlarda da enerji var ama sanırım biz tam olarak nasıl kullanmamız gerektigini bilmiyoruz. İmgeleme, zihinde canlandirma işi de enerji oluşturma yöntemlerinin en etkililerinden biri diye düşünüyorum. Kişi nasıl sadece düşünce gücüyle kendini oldurebiliyirsa ( ki bu durumu tıp dunyasinda kabul etmiyorlar. ) Yine aynı güç ile farklı sonuçlar doğurabilecek eylemler de yapılabilir.