Cuma, dinî bayram günleri ve mübarek gecelerde salih ruhlar, Allah Teâlâ’nın izniyle evlat u ayalinin evlerine gelirler. Kendileri için okunan Kur’ân-ı Kerîm ve duaları, verilen sadakaların sevaplarını hediye olarak sevinçle alırlar. Hayattakilerin yaptıkları işlere nazar ederler. Eğer, hayırlı işler yapıyorlarsa memnun ve mesrur olurlar; eğer, kötü işler yapıyorlarsa mahzun ve mükedder olurlar. Ameli fenâ evlât için: “Yâ Rabbi, evlâdımı ıslah etmeden, ona hidâyetini nasip kılmadan buraya gönderme” diye niyaz ederler. Cuma günleri, kabir başında tecvide riayet ederek Tebâreke sûresi ve İhlâs süresi okunduğu zaman kabir azabı muvakkat bir zaman için kaldırılır. Ölü, kabri başında okunan sûre-i celîleleri ruhen duyar, anlar. Kabre ağaç dikilirse, ağacın yapraklarının tesbihinden ölü faydalanır. Bu itibarla yaz, kış yapraklarını dökmeyen ağaçlardan kabirlere dikmek lâzımdır. Kabir, insana, daima ahiret hayatını hatırlatacağı için her Müslümanın kabirleri ziyaret etmesi gerekir. Bu suretle belki dünyada iken yapacağı kötü işlere kabir hatırlaması dolayısıyla mâni olması mümkündür.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|