Allah Dostu Diyor ki ;
İlmi Ledün ne demektir?
"Ben Resulullah sellallahu aleyhi ve sellem'den iki çeşit ilim aldım,
bunlardan biri size anlattığım ilimlerdir. İkincisini ise söylersem boğazımı keserler.
İkinci ilim esrar ilmidir. Herkes bunu anlayamadığı gibi Allahu Taalâ da onu herkese vermez."
Ebu Hüreyre (R.A)
İnsan aklının son idrak hududunda olan ilmi ilâhiyenin sır perdesi ilmi ledün...
İnsan mantığının hududunu aşan mantıksız bir mantık ile anlatılan perde arkası...
Fizik. Kimya kanunları gibi değişmez sabit kanunları vardır buranın aynen...
İnsanlar maddeye tapmaya başladığı devirden itibaren Allah'a sıfat aramaya başlamışlardır.
Bu sûretle insanlar aklın peşine takılmış şuursuz bir halde gidiyorlar nereye?
Kendi çöküşlerini içlerinde taşıyorlar habersiz olarak.
Bence hiç olan; duyup işitip, görüp anlamaya çalıştığım ruha tesir eden,
her şeyin karalamalarından ibaret olan kitaplarımı okuyan olgun bir zat geldi, sordu..
Ledün Nedir?
Bilmem dedim. Resulü Ekrem'in iç aleminde feveran eden ötelerin
ötesinin insana kadar uzanan ilmi. Resul kimseye bildirmemiş.
Yalnız Hz.Ebu Hüreyre'ye bazı ledünni şeyler bildirmiş.
Soranlara, eğer bu az bildirilen sırlardan size söylersem, kâfir oldu diye başımı vurursunuz,
buyurmuştur.
Hz. Musa'ya Hızır söylemiş bazı sırları. Musa peygamber bile buna tahammül edememiştir.
Hızır aleyhisselâm Resulü Ekrem'e edeben mülâki olmamıştır. Çünki ledünnün hakiki sultanı Resulü Ekremdir.
Öğrenecek bir durumu yoktu.
Ben neyim ki ledün bileyim.
Hazreti Hüreyre'den sıkıp aldığım malûmata göre ben de anlayamadım.
Resulullah efendimizin Hak'kın esrarına çevrili nurlu iç alemi diye buzlu bir tarif yapabiliriz.
Ledün hakkında birçok sızma bilgiler ve mırıltılar birçok ulema tarafından bildirilmiş, hatta kitaplara bile geçmiştir.
Kur'anı Kerim'de kullara birçok ayetlerle bilgiler, Hak'ka yanaşmak usulleri bildirilmiştir.
Bir de Kur'anı Kerimde bildirilmeyen birçok hudutsuz ayetlerde sünnetullah ile
kainatda cari her türlü hadisatın aslı gizlidir.
Onun için (ALLEMEL İNSANE MALEM YALEM) ayeti ile bilmediğini insana öğretir. Kim?
Allah'ın kâinatda cari Kur'anda bildirilmeyen ayet ve burhanları...
Resulü Ekrem efendimiz beşikten mezara kadar ilim peşinde koşunuz.
Çin'de bile olsa arayınız, kâfirde bile olsa istifade ediniz buyurmuştur.
Kâinatın yaratılışını dünyayı gezerek, evreni tetkik ederek bulabilirsiniz ayetleri vardır.
Kur'anı Kerim'in bazı sûrelerinin başında HURÛFU MUKATTAA
kırpılmış ayetler manasına gelen, bunlar birçok ledünni,
kâinatda cari bilinmeyen ayetlerin anahtarı mesabesindedir.
Nitekim geçenlerde kaptan Kusto'nun Septe boğazındaki Akdeniz suyu ile Atlas Okyanusunun suyunun karışmaması ve
balıkların bir taraftan öte tarafa geçmemesi, tuz kesafetinin ayrı olduğu halde fizik ve kimyada bulunan
kesiften hafife doğru olan ozmoz hadisesinin olmaması meselesi Rahman sûresindeki ayetle ortaya çıkmıştır.
Merecel bahreyni yeltekıyan.Beynehuma berzehun la yebgıyan.(Rahman-19-20)
Bunun niçin böyle oluşundaki sır ledünnidir. O sırrı herkes bilemez tahammül de edemez.
Ayet: İki denizi salıvermiş birbirine kavuşuyorlar. Birbirine karışmaya engel bir perde var. Bu da mı yalan? ...
Kâinatda cari fiziki, kimyevi, jeolojik, meteorolojik hadiselerin bir kanun dahilinde oluşu sünnetullahtır.
Cenabı Allah niçin bu kavuşmamayı murad etmiştir? Sebebi nedir? (Söylenemezlerdendir).
Şimdi bir izah yapalım: Amma bunu sızıntılı hakiki bilgi, sözleri ile bir tasvir yaparak anlatalım.
Nasıl ki radyo dalgaları makinada sese, şekle, renge tahvil oluyorsa bu kelimelerle anlatacağımız resim de öyledir.
İyi düşünüp halletmeye savaşın. Bundan birşey çıkarabilirseniz (Ledün) ü hiç olmazsa
buzlu cam arkasından seyretmiş gibi bir bilgi hasıl olur.
Kelimelerle resim şu: Boyu 10m. genişliği 5m, derinliği yarım metre olan küçücek bir göl...
İçine simsiyah lağım karışmış. Küçük büyük ölü hayvan leşleri kokuyor.
Üsttünden yeşil leş sineği geçse bile kokudan bayılıp aynı pisliğe düşüyor.
İşte bu birikintiye kızgın güneş aksetmiş. Pis kokulu su buhar olup yukarı doğru çıkıyor yavaş yavaş ...
Buhar yerden göğe doğru yükseliyor. Nasıl yükseliyor buhar... Niçin yukarı çıkıyor.
Efendim buhar havadan hafif arz çekimi buna tesir etmez. Bununla bana izaha kalkma.
Ben bunları pek iyi bilirim herkes gibi, sünnetullahda gizli fiziki kimyevi kanunlar bunlar.
Buhar da pis kokulu. Yükselmeye devam ediyor göğe doğru. Su birikintisi nihayet kuru bir hale geliyor.
Koku da kalmıyor artık. Buhar muayyen bir mesafeye yükseldikten sonra orada bulut oluyor .
Gökteki bulutlar da muhtelif mesafelerdedir. Ne çok yukarı çıkarlar ne çok aşağı inerler.
Meteoroloji dili ile söylersek kümülüs, stratus bulutlarının yükseklik ve şekillerini biliriz...
O pis buhardan olan bulut müsbet ve menfi elektrikiyet taşıyor. Birbirine çarptığı zaman yıldırım şimşek oluyor.
Amma niçin buharda müsbet menfi elektrik var. Bu hadise niçin oluyor? Onu da bilmiyoruz.
Sünnetullah deyip sıyrılmak istiyoruz.
Buradaki sıyrılmak Ledün hududuna yanaşmak ve oraya akıl erdirememenin bir ifadesidir.
Bulut nedir bilir misin... Sonra bu bulut yağmur oluyor... Tekrar aşağı düşüyor..
Ağzını aç bu rahmeti doldur. Göz yaşından berrak ve temiz. Kokusu yok. Nedir bu tadı olmayan su tadı.
Düşünemezsin bile o pislik dolu su yığınındaki vaziyeti... Göldeki vaziyeti düşün şimdiki duruma bak. Düşün...
Fakat niçin bu böyle. Kimse bilemez. Bu rahmettir. Şu küçücük pislikten temize doğru hurûç, temizlikten aşağı rahmet...
Bu resmi halledersen Ledün tarifinden birşey anlayabilirsin.
Hayır ... Hayır... diyeceksin. Anlayabilirsen Ledün kelimesinin L harfini belki anlarsın ...
Son harfi olan N harfine dön. Orada kün gizli. OL gizli. Anlarsan gel konuşalım.
Anlamazsan o benim mavi kaplı üstünde kırmızı yazılı kitabı evinde bir rafa bırak. Belki anlayan olur.
Ben başka birşey bilmem. Anladığın zaman Ledün hakkında konuşmak mümkün olur.
Soruyu soran muhterem zat ben bunu anlatırken gözünden sessiz yaş geldi.
Benim gözüm de yaşlı idi... Sessizce kalktı, söz söylemeden kendi gönül havzına çevrilerek ayrıldı gitti.
Hani anlatırlar. Hızır bir çobana raslamış ona birşeyler öğretmiş ve gitmiş.
Çoban birşey sormak için Hızır'ın peşinden koşmuş. Hızır göl üzerinde yürüyormuş. Çoban Hızır'a yetişmiş.
Amca şu nasıldı unutdum dediğinde, Hızır bakmış ki çoban da suda yürüyor.
Hızır çobana haydi git oğlum git bildiğin gibi yap deıniş. Fakat çoban su üzerinde gittiğinin farkında değil...
işte gaflet halindeki sırrî, ledünnî manaları görünürde normal addederiz onları.
Onun için eskiler söylerler gaflet çok iyi bir haslettir.
Esselamü aleyküm ...
Rahman sûresi: (İki denizi salıvermiş birbirine kavuşuyorlar. Birbirine karışmaya bir perde var). (Ayet 19-20)
Bunun kavuşmaması sırrî bir hadisedir. Bu sırrı ledünnî olarak Kusto öğrense çıldırır.
Sebebi nedir. "Söylenemez" lerdendir.
Sen biliyor musun diye bir sual sorma bana. Bilmesem mırıldanmam.
Ben onu öğrendiğim zamanlarda kendimi kaybettim. Günlerce bayırlarda dolaştım ağam ...
İnsan aklın varamadığı, kavrayamadığı Lâ mekânı içine almış bir mekândır.
Kâinatın kusursuz ve akıl yoran düzeninde asıl hakikat gizli gibi görünür. Fakat aşikârdır.
Düşünmeden, aklı kullanmadan hareket etmek Allah'ın verdiği akla hakaret olur ki bu küfürdür.
Akıl Allah tarafından yanlış ve doğru terazisi olarak verilmiştir. Onda kabiliyetsizlik, kusur yoktur.
Bir de aklın eremediğini akla sokmağa çalışmak da akla hakaret olur, "sersemler" müstesna...
Allah'ın yarattığı şeylerde Allah'ın kudretini görmeye çalış. Allah'ı
isbata kalkmak şüphe etmenin tam kendisidir. Allah'ı yarattığı şeylerle varlığını isbata kalkma.
Kime isbat etmeye uğraşıyorsun. Allah'ın dışında değilsin ki O'nu göresin.
Siz kendi kendinizi dışarı attınız aklınızla... Sonra o akıl ile ne arıyorsun.
Aklın durduğu ve boşlukta kaldığı hudut ötelerin ötesi... Fakat akıl yine çırpınıyor. Nedir o ötelerin ötesi...
Aslanım hiçlik ve yokluk mevhumu diye birşey yoktur. Her şey vardır. Ne evveli var ne sonu...
Bu iki kelime arasında dolaşmasını öğren. Başa, sona akıl (ermez) değil (yetmez)...
Kusto kaptan senelerce ilmî tetkik yapıyor. Şayanı takdirdir.. Tabiatda raslanan her taşın altını kaldırıp bakmalıdır.
Çünki bazen caddelerde değil patika yollarda çok şeylere raslanır.
Bu zat kâinatdaki intizamdan işleyişten bir şey çıkaramıyor.
İntizamsız gayrı tabii gördüğü bir olaydan (Allah) vardır diyor...
Öleceği zaman yüzü sararmış. Ölümden korkuyor musun demişler. Hayır...
Ölümden korkmak bir nevi bakilik iddia kokusunu taşır ki küfre ve şirke kadar gider.
O halde niçin sarardın. Be gafiller... Güneş batacağı zaman sararır.
Bunun farkında değil misin. Her gün görürsün ....
Maddeyi ruhun emrine al...
Ruhu maddeye bağlayarak şekillendirmek, maddileştirmek insanın ademiyetine hürmetsizliktir. Ve birşey ifade etmez.
Son asırda kitapların yazdığı ve nasihat halinde nesilden nesile gelen "iyi ve kötü" insanlar tabiri kalmadı:
Artık bugün ne kötü insanlar var ne iyi insanlar var. Hepsi bir oldular ve karıştılar birbirleri ile...
Bir zaman toprak üstünde iken: Şimdi toprak altında olanların topraküstünde iken yaptıklarından bahsetme.
Onları rahmetle an... Şimdi toprak altında ne yaptıklarından biliyorsan bana da onlardan bir ip ucu ver.
Ona göre hareket edeyim. Veremeyecek, söyleyemiyeceksen beni dinle o halde, bir şey kaybetmezsin.
Günahdan sakınmak tövbede uğraşmaktan kolaydır. Bunu unutma. Çok büyük bir laftır bu.
Gönül derler nedir bu. Gönül Hak olana bağlanmanın ismidir. Bunu unutma ...
Düşün ne demek istiyoruz. Hemen anladığını sanma... Bu gönül ile Allah'tan istemek en büyük ibadet olur.
İbadet, bu isteme temizliğine kavuşmak olduğunu unutma.
Allah'ın kapısı kapalı gibi görünürse de alınteri ile müracaat edenin elindeki kabı boş çevirmez.
Aksini düşünmek küfürdür. Alın terinin kirlisi yoktur. Onu dinle. Yalan. Haram ile kirletme.
Allah'ın helâl hazinesinin hududu yoktur.
Hüvel evvel :Nuru Resul
Hüvel zahir: Nübüvvet
Hüvel ahir:Ümmeti
Hüvel batın : Resul'ün Ledün'ni
Hakikati gizleyen ve yine açıklayan ayet. Budur.
Bu lâfları anladı isen hemen sağ elinin üstünü öp ve hemen
avuç içine bak, biraz sonra da onu öp…
Şunları öğren:
Feskiruni eskirküm: Beni anarsanız ben de sizi anarım.
Errasihune fil ilim: İlimde rasih olanlar.
Ennallahe rabbe rabbeküm: Ben Allah Rabbım ve Rabbınızım.
Velegad kerremna beni ademe: Biz ademe keremle keramet verdik.
Velezikrullahu ekber: En büyük zikir Allah'ın zikridir.
Bunların manalarını öğren, bütün incelikleriyle...
Vessemai zatel buruç,
(Vessemavat) değil.
(Rabbis semavat) Rabbissema değil.
(Rabbil ard) Rabbil şems, Rabbil kamer değil.
(Rabbil magrib) değil.
(Rabbil maşrık )değil.
Rabbil magribeyn. Rabbil maşrıkeyn .
(Rabbı Adem) Rabbıl insan değil.
Rabbil nas. Bunları da iyi düşün, anla, bu anlama kudreti insanda var.
Akıl Allah tarafından verilmiştir. Onda kabiliyetsizlik kusur yoktur.
Aksini düşünmek akla hakaret olur ki, bu da küfürdür.
Ledün İlmini Öğrenmek İçin Şunları Bilmek Gerek:
1 - Errasihune fil ilim
2 - Feskiruni e kirküm
3 - Velegad kerremna beni ademe...
4 - Ennallahe rabbe rabbeküm
5- Velillahil hamdı rabbıs semavati ve rabbıl ardı rabbıl alemin.
Velehül kibriyau fissemavatı vel ardı ve hüvel azizül hakim.
6- Bilmez misin ki göklerle yerin yegâne sahibi ( Allah ) dır.
Ve sizin Allah'dan başka bir yarınız ve yardımcınız yoktur.
KÜN: Emir kime verildi. Hitabı ilâhi kime...
FEYEKÜN: Emiri kime verilecek
Rabbıs semavat, Rabbıl ard, rabbıl maşrıkeyn, rabbıl mağrıbeyn,
Rabbıl arş,rabbıl felak, rabbinnas, rabbıl alemin.
La mekân diyoruz: Maddenin ötesini madde alemine bağlayan
nokta... Aklın gidemediği hudut.
SULTAN:
S : Subhanellezi isra
L : Kat'iyen söylenemez. Bilen söylese dili vurulur.
T : Taha. Ta. Sin. Mim
A : Elif. İkra bi ismi rabbikellezi halak.
N : Nun vel kalemil ma yesterun
(KÜN) de bu (NUN) nın içindedir.
Fazla açıklanması müsade edilmemiştir.
Ledünnü herkes bilmez. Herkese Cenabı Hak nasib etmemiştir
(Benim bildiklerimi, gördüklerimi sizlere söylersem saçlarınızı yolar
büyük bir keder içerisine düşer helâk olursunuz).
Buyuruyor Resülü Ekrem bir hadisi şeriflerinde...
Dr.Münir Derman(K.S.)