Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Tevhidin Şartları (La İlahe ilallah )
Tekil Mesaj gösterimi
  #5  
Alt 04.03.24, 18:13
Teyrebaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
☆Teyrebaz Teyrebaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 25.10.22
Bulunduğu yer: Alem-i Lahutiye
Mesajlar: 3,344
Etiketlendiği Mesaj: 203 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İMAN
Cibril aleyhisselam'ın hadisinde geçtiği üzere imanın esasları altıdır.
Cibril aleyhisselam: “Bana imandan haber ver” dedi. Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Resullerine, ahiret gününe iman etmen, bir de hayrıyla, şerriyle kadere iman etmendir” buyurdu. (*)

İmanın ilk esası Allah Subhanehu ve Teala'ya iman etmektir. Allah Subhanehu ve Teala'ya imanın gereği tevhidtir. Tevhid, Rububiyette, Uluhiyette ve esma ve sıfatlarda Allah Subhanehu ve Teala'yı birlemektir.
Tevhidte imanın nasıl olacağına dair
Kur'an da ve sünnette tanımı ve delilleri şöyledir: RUBUBİYET TEVHİDİ Rububiyette tevhidin gereği olarak Yaratma (Halketme) da, Mülkte/Egemenlikte ve Tedbir de (bütün işlerin tasarrufunda) Allah Subhanehu ve Teala'yı birlemektir. Bunların delilleri şu ayetlerdir: ile süs “Göklerin ve yerin mülkü/egemenliği Allah'ındır ve dönüş yalnızca O'nadır." (Nur 42) “Haberiniz olsun, yaratmak da, emir (bütün işlerin işleyişi) de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.” (Araf 54) i Müslim iman 1/1,8; Ebu Davud 4695; Tirmizi 2610; Nesai 4990; İbn Mace 63; Imam Ahmed Müsned 184; Sahihi Ibn Hibban Iman 16; Beyhaki es-Sünen'ül Kebir 315; Tuhfetu’l Eşraf 10572; Şevahid: Buhari 50; Müslim 9 v.d

De ki: 'Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: "Allah' diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız? İşte bu, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah'tır. Öyleyse haktan sonra sapıklıktan başka ne var? Peki, nasıl hâlâ çevriliyorsunuz? (Yunus 31)

Rububiyet tevhidi Müslümanlarla kafirler arasındaki en temel kırılma noktasıdır. Çünkü dinimizin ana kaynağı olan Kur'an yaratma, rızıklandırma ve hayatın bütün alanlarında hâkimiyetin Allah Subhanehu ve Teala'ya mahsus olduğunu buyurur. Oysa beşeri rejimlerin kurucu unsurlarına göre hakimiyet, kendi akıllarının ürettiği sistemlerin yetkisinde olduğunu öne sürerek, Allah Subhanehu ve Teala'nın mülkünde/egemenliğinde hak iddiasında bulunuyorlar. İşte böylece beşeri rejimlerin her türlüsü tağutlaşarak Allah Subhanehu ve Teala'ya şirk koşmuş oluyorlar. Her müslüman kişi var olan beşeri rejimlerle ilişkisini şeri çerçeveyle sınırlandırmak zorundadır. Müslümanların beşeri rejimlerle ilişkileri Rububiyet tevhidiyle sınırlıdır. Aksi takdirde Rububiyette şirke düşme durumu kaçınılmazdır.

ULUHİYET TEVHİDİ

Uluhiyette tevhid, Allah Subhanehu ve Teala'yı ibadette birlemektir. Yani ibadette Allah Subhanehu ve Teala'nın dışında herkesi ve her şeyi dışlamaktır. Bütün ibadeti sadece ve sadece Allah Subhanehu ve Teala'ya has kılmaktır. Konunun detayını “Mukaddime” de ibadet başlığı altında vermiştik. Bu konuda ilgili deliller şunlardır:
Senden önce hiçbir resul göndermedik ki, ona şunu vahyetmiş olmayalım: 'Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana ibadet edin."(Enbiya 25)

Andolsun, biz her ümmete: 'Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının' diye (tebliğ etmesi için) bir resul gönderdik. (Nahl 36)
'Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Ben'den başka ilah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl.' (Ta-Ha 14)


Öyle ki, Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten ben, sizi O'nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim; (Hud 2)
Allah, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilah yoktur. (Ali İmran 18)


Ve Allah ile beraber başka bir ilaha tapma. O'ndan başka ilah yoktur. O'nun yüzünden başka her şey helak olucudur. Hüküm O'nundur ve siz O'na döndürüleceksiniz. (Kasas 88)

` O'ndan başka taptıklarınız ise size yardım etmeye güç ettiremezler, kendilerine de yardım edemezler. (Araf 7)

Onların, Allah’ın dışında taptıkları varlıklar hiçbir şey yaratamazlar, onların kendileri yaratılmıştır. (Nahl 20)

“Sizin Allah'tan başka taptıklarınız, Allah'ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler.”(Yusuf 12)


Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler 'Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.' Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez. (Zümer 3)

دُونَ. وَار ِ ﮫَﺎ َ ﻟ ﻧْﺘُﻢْ َ ا ﺟَﮫَﻨﱠﻢَ ۜ ﺣَﺼَﺐُ tﱣِ دُونِ ﻣِﻦْ ﺗَﻌْﺒُﺪُونَ وَﻣَﺎ ﻢْﻜُﱠاِﻧ
Kesinlikle siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz. (Enbiya 98)

Uluhiyet tevhidine aykırı olan uygulamalar şirk kapsamına girer. Uluhiyette Şirk; Allah Subhanehu ve Teala'ya yapılması gereken bir ibadetin yaratılmışlara yapılması yada Allah Subhanehu ve Teala'ya ibadet ederken yapılan ibadete başkalarını ortak etme fiil veya niyete şirk denir.
Misal: Kurban kesmek ibadettir. Ancak kurban keserken Allah u Teala'nın rızası yanında başka her hangi bir kişiyi de kapsayacak bir niyette bulunmak şirktir.
Misal: Kurban her yerde kesilebilir. Ancak sahih sünnetle yasaklandığı üzere mezarlıklarda kurban kesmek şirk adetidir. (2)

Misal: Dua ibadettir. Dua ibadeti konusunda Numan b. Beşir (R.a)’den, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Şüphesiz dua ibadetin ta kendisidir.” “Sonra şu ayeti okudu: “Bana dua edin, duanıza cevap vereyim” (Mü'min 60) (3)

“Allah ile beraber başka bir ilaha dua etme-yalvarıp-yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun”. (Şuara 213)

“En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır”. (Araf 180)

De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” (İsra 110) 2 Ebu Davud 3222 sahih; İmam Ahmed Müsned 13032 3 İbn Mace: 3828 Sahih; Tirmizi Dua 1/3372 sahih


Sonuç olarak, ibadette Allah u Teala'yı birlemek uluhiyet tevhididir. Bu konuda niyette veya amelde herhangi bir ekleme yapmak şirktir. .


ESMA VE SIFATLAR TEVHİDİ

İtikatta Ümmetin içinde ilk kırılma Kader konusu başta olmak üzere Allah Subhanehu ve Teala'nın esma ve sıfatlarında olmuştur. Selefi salihin Allah Subhanehu ve Teala'nın sıfatlarını bildirildiği gibi kabul etmiş, bu konuda hiçbir yorum/tevil veya tanımda bulunmamışlardır. Selefin itikadı ve daha sonra ortaya çıkan bidat ehlinin itikadı farklıdır.


itikadına binaen diyoruz ki; Allah Subhanehu ve Teala Kur'an da ve sahih hadislerde kendini nasıl bildirmişse öyledir. Rabbimiz tebareke we Teala’nın esması ve sıfatları hakkında gelen her bilgiye diyoruz ki:
İşittik ve iman ettik. Bu konuda hiçbir yorumda/tevilde, tadilde, ekleme ve eksiltme de bulunmayız.
Hiçbir fikir ve önermede bulunmayız.
Çünkü bize bildirildi ki: “Ve hiç bir şey O'nun dengi değildir.”(112/4)
Ve bize bildirildi ki: “O’nun misali/benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir. (42/11)
O halde, “Artık Allah için misaller/örnekler vermeyin. Şüphesiz Allah bilir, siz ise bilmezsiniz. (16/74)

De ki: 'Rabbim yalnızca çirkin-hayasızlıkları - onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını, günah işlemeyi, haksız yere 'isyan ve saldırıyı' kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah'a şirk koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.' (7/33)
Allah'ın ayetleri konusunda inkar edenlerden başkası mücadele etmez. (40/4)
Böylece hiçbir yorum ve tartışmaya girmeden Allah Subhanehu ve Teala'nın bütün esma ve sıfatlarını bildirildiği şekliyle kabul ediyoruz.
Allah Subhanehu ve Teala'nın Husayn (R.a)'den şöyle dedi: Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: " (Ezelde) Allah vardı ve O'ndan başka bir şey yoktu. Arş'ı su üzerinde bulunuyordu. Her şeyi (kâinatın tamamını) zikirde (Levh-i mahfuza) yazdı. Gökleri ve Yer'i yarattı". (Buhari 3191)

Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. (Kalem 1) (Ebu Davud 4700 Sahih)

Ubade b. Samit'in oğlu Velid şöyle demiştir: Babam bana Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'den şöyle işittiğini söyledi: Allah’ın ilk yarattığı kalemdir. Sonra ona (kaleme) yaz dedi. Kalem dedi ki: Ey Rabbim ne yazayım? O da kıyamete/sonsuza kadar
olacak şeylerin takdirini/kaderini yaz dedi. (Ebu Davud 4700 Sahih; Tirmizi 3319 Sahih)



O Allah ki; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O'nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? (Secde 4)

Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir.
Allah ki O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun yanında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, yücedir, azimdir. (2/255)

O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selam'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. O Allah ki, halıktır, baridir, musavvirdir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Azizdir, Hakimdir. (59/23-24) “Allah onların vasıflandırdıklarından münezzehtir.”(23/91)

Artık Allah için misaller/örnekler vermeyin. Şüphesiz Allah bilir, siz ise bilmezsiniz. (16/74) Gökleri ve yeri yaratan O'dur. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da çiftler yarattı.
Bu şekilde çoğalmanızı sağlamaktadır. O’nun misli/benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir. (42/11)
Allah Subhanehu ve Teala'nın Zatı ve fiilleriyle ilgili bütün sıfatlar sabittir. Onlar hakkında yorum yapmak mümkün değildir.
Sadece tespit ediyoruz ve O’nun misli/benzeri hiçbir şey yoktur. (42/11) diye Rabbimizi tenzih ediyoruz.
Allah Subhanehu ve Teala'nın Zatı ve fiilleriyle ilgili bütün sıfatlar sabittir. Onlar hakkında yorum yapmak mümkün değildir. Sadece tespit ediyoruz ve O’nun misli/benzeri hiçbir şey yoktur.(42/11) diye Rabbimizi tenzih ediyoruz. Demek ki, Esma ve sıfatlarda Allah Subhanehu ve Teala'yı birlemek/Tevhid etmek, O'nun kendisi hakkında bildirdiği bütün bilgileri olduğu gibi kabul etmektir. Bununla birlikte Allah Subhanehu ve Teala'ya mahsus hiçbir sıfatı yaratılmışlara vermemektir. Allah Subhanehu ve Teala'ya ait olan bir vasfı yaratılmışlara tahsis etmek ise şirktir.



1- İlim (Bilmek): La ilahe illallah kelimesinin red ve isbat ile kastedilen manasını yani tüm tağutların reddedilmesi gerektiğini, Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilahın olmadığını, gerçek ilahın O olduğunu, O’nun dışında hiçbir varlığın bu niteliğe sahip olmayacağını cehaleti ortadan kaldıran bir ilimle bilmektir. La ilahe illallah’ın anlam ve içeriğini bilmeden söyleyen bir kimseonu itikad edemez. Onu itikad edemeyen de müslüman olamaz.


Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Bil ki, Allah’tan başka ilah yoktur.” (Muhammed, 19) “Ancak bilerek hakka şahitlik edenler bunun dışındadır.” (Zuhrûf, 86)

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim ‘la ilahe illallah’ın manasını bilerek ölürse cennete girer.” 46

2- Yakîn (Kesin İnanç): Yakîn, beraberinde şüphe olmayan kesin bilgiye denir. Şek, şüphe ve zannı ortadan kaldıran kesin bir inanç.
Bir insanın müslüman olabilmesi için telaffuz etmiş olduğu La ilahe illallah cümlesinin içeriğine şek ve şüpheye yer bırakmayan bir iman ile inanması gerekir.
Allah’ın rububiyetinde, ulûhiyetinde, isim ve sıfatlarında asla bir ortağının olmadığına, kâinatı sevk ve idare edenin, insanların hayatına karışmak için peygamberler ve kitaplar gönderenin, kullarını hesaba çekenin, yağmurları yağdıranın, mahlûkatı rızıklandıranın, hâsılı her şeyin yaratıcısının o olduğuna kesin bir şekilde inanmak lazımdır.

Bu sayılanlara ve iman edilmesi zorunlu olan şeylere kesin bir şekilde iman etmeyenler, La ilahe ilalllah deseler de bunun kendileri için hiç bir faydası olmayacaktır.
Çünkü onlar La ilahe illallah’ın bir şartını ihlal etmişlerdir.
Bu kelimenin bir şartının dahi ihlal edilmesi halinde asla hakiki iman gerçekleşmeyecektir. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Mü’minler ancak Allah’a ve Rasulüne iman eden, sonra da hiçbir şüpheye düşmeyen ve malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenlerdir. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir.” (Hucurât, 15)

“Onlar sana indirilene de, senden önce indirilene de inanırlar. Ahirete de yakinen inanırlar.” (Bakara, 4) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“La ilahe illallah’a ve benim Rasulullah olduğuma şehadet ederim, Allah’ın huzuruna bu ikisinde şek etmeden çıkan kimse cennete girer.” 47

3- İhlâs: La ilahe illalah’ın bir diğer şartı da ihlas’tır. İhlâs, inanca ve amele dönük eylemlerin kabul edilmesindeki temel şarttır.

O olmaksızın imanın ve amelin kabul edilmesi mümkün değildir.
La ilahe illallah sözünde Allah Teâlâ için ihlâslı olmak, sadece adet yerini bulsun diye veya taklit şeklinde gelişi güzel bu sözü söylememek, bununla halishane bir biçimde yalnızca Allah Teâlâ’ya yaklaşmayı dilemektir.

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur: “O halde Allah’a, O’nun dinine ihlaslı olarak kulluk et.” (Zümer, 39/2) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü şefaatimle insanların en mutlu olacak olanı, kalbinden ya da içinden ihlas ile ‘la ilahe illallah’ diyen kimsedir.” 48

4- Sıdk (Doğruluk): Bu, sözü yalanın zıddı olan doğru bir şekilde söylemektir. La ilahe illallah sözünü söylerken kalbinin diline, dilinin de kalbine uyacak şekilde doğru ve birbirine uygun olması demektir. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Andolsun ki, biz onlardan öncekilerini de imtihan ettik. Allah elbette (iman yönüyle) doğru olanları da bilir, yalancıları da bilir.” (Ankebût, 3)

“İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde ‘Allah’a ve ahiret gününe inandık’ derler.

Onlar güya Allah’ı ve mü’minleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.
Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah’ta onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalan sebebiyle de onlar için elim bir azap vardır.” (Bakara, 8-9-10)

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’tan başka hakkıyla ibadete layık hiçbir ilahın olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve rasulü olduğuna samimi bir kalple şahitlik eden herkesi Allah ateşe haram kılar.” 49


5- Muhabbet (Sevgi): La ilahe illallah sözünü, bu sözün gerektirdiklerini ve ifade ettiği şeyleri sevmek, yine bu sözün gereğince amel eden kimseleri sevmek, bu sözün gereklerine aykırı davrananlara ise buğz etmek. Kişi La ilahe illallah demesine rağmen Allah’ı, Rasulünü ve sevilmesi dini bir zorunluluk olan şeyleri sevmiyorsa veya bu kelimeye düşmanlık eden kimselere muhabbet gösteriyorsa, böylesi bir şahsın imanı sahih olmadığı gibi söylediği kelimenin de kendisine herhangi bir faydası yoktur.

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:“İnsanlar içinde Allah’tan başkasını (Allah’a) eş tutan kimseler vardır. Onlar onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgisi ise çok daha fazladır.” (Bakara, 165)

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Üç şey kimde bulunursa imanın tadını bulur. Allah ve Rasulünü başka her şeyden çok sevmek; Sevdiği kişiyi yalnızca Allah için sevmek; Küfre dönmeyi, ateşe atılmak kadar kötü görmek.”50

6- İnkıyâd (Teslim olmak / Boyun eğmek): İnkıyâd tevhid kelimesi La ilahe ilallah’ın gerektirdiği şeylere rıza göstermek, boyun eğmek ve teslim olmaktır. İman etmenin temel niteliklerinden birisi de Allah ve Rasulü’nün emredip yasakladığı şeylere itiraz ve tenkit etmeksizin rıza göstermek, boyun eğmek ve teslim olmaktır. Allah ve Rasulü’nün belirlemiş olduğu hükümlere rıza göstermemek, boyun eğmemek, teslim olmamak veya itirazda bulunmak asla iman ile bağdaşmayan bir durumdur. Allah Teâlâ’nın emrine teslim olmayan kimse, muvahhid (Allah’ı birlemiş) olamaz.
O, sağlam kulpa (La ilahe illallah’a) da yapışmış olmaz.

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:“Kim amelinde ihlâs sahibi olarak kendini samimiyetle Allah’a teslim ederse, muhakkak ki o, en sağlam kulpa (La ilahe illallah’a) yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah’a dayanır.” (Lokmân, 22) “Rabbinize dönün. O’na teslim olun.” (Zümer, 54) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’a iman ettim, de ve istikamet üzere (emrolunduğun gibi) yaşa.” 51

7- Kabul: Bu sözün gerektirdiklerini gerek kalple, gerekse dille kabul ve ikrar etmek. Allah Teâlâ, kâfirleri azaplandırmasının nedeninin onların bu kelimeyi söylemeyip büyüklük taslamaları ve bu kelimeyi kabul etmemeleri olduğunu haber vermiştir.
Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Çünkü onlara: Allah’tan başka ilah yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi.”(Sâffât,35)

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Nefsim, elinde olan Allah’a yemin ederim ki; arzusu benim getirdiğime tabi olmadıkça hiç biriniz iman etmiş olmaz.”52
Bu zikrin şartlarını kısa ve öz açıklayıcı yazılsa daha güzel olurdu cok uzun yazmışsın açıklamasıda karışık az öz zikir ve mana seklinde elerine saglik

__________________
Ya ALLAH
La ilâhe illallâh
Yâ bâkî entel bâkî


2023..(Saff - 8)..2053

Hayat akıp gidiyor. Ertelemek, zaman kaybından başka bir şey değil. Sonrası olur da, sen olur musun acaba...?
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147