25.02.24, 16:47
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 21.02.24
Bulunduğu yer: İNGİLTERE
Mesajlar: 82
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
‘’beni istediğiniz gibi men edebilirsiniz benim için mühim değil bana Kuran'da yazan TEVRAT İNCİL değiştirildi diye bir ayet gösterebilir misiniz?’’ sualine cevap yazmak istiyorum. Bakara suresi 79. Ayeti iyice tetkik etmek gerekir zira sualin cevabı bu ayetin mufassal tetkikiyle bulunacaktır. Bu konu yıllardır üzerinde durduğum ve araştırdığım bir konudur. Yazdıklarım internette ve Google de bulunmaz. Yahudilerin işledikleri cürüm ayette ‘’ لِلَّذٖينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْدٖيهِمْ’’ ifadesiyle belirtilir. Bu ifade ‘’elleriyle kitab yazanlar’’ manasına gelir. Yazı elle yazıldığına göre ‘’ بِاَيْدٖيهِمْ’’ (elleriyle) kelimesinin zikredilmesi ilk bakışta tuhaf görünebilir. Bazı müfessirlere göre bu kelime Enam suresi 38. Ayetteki ‘’ يَط۪يرُ بِجَنَاحَيْهِ’’(iki kanadıyla uçan) ve Ali İmran suresi 167. Ayetteki ‘’ يَقُولُونَ بِاَفْوَاهِهِمْ ‘’(Ağızlarıyla söylüyorlar) ifadesinde olduğu gibi tekit işlevine sahiptir. (Tabersi, Mecmau’l-Beyan 1.cilt sayfa 200, Şevkani Fethü’l-Kadir 1.cilt sayfa 220) ‘’Elleriyle’’ kelimesi başka bir yoruma göre Yahudi din ulemasının suçlarını ifşa etme ve bu işi açıktan yaptıklarını bildirmeye yöneliktir. İbnü’s-Serrac’ın yorumuna göre ise ‘’elleriyle’’ lafzı söz konusu ulema sınıfının dini metinler telif etme işini vahye dayalı herhangi bir kaynağa dayanmaksızın sırf kendiliklerinden yaptıklarına işaret edebn bir kinayeli ifadedir. (Kurtubi, el-Cami 2. Cilt sayfa 9; Ebu Hayyan, el-Bahru’l-Muhit 1. Cilt sayfa 443-444)
Birçok müfessir ‘’ لِلَّذٖينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْدٖيهِمْ’’ ifadesini Yahudi din alimlerinin Tevrat metnini tahrif etmeleri, yani kendi kutsal kitaplarından Hz. Muhammed’in nübüvvet vasıflarına işaret eden ifadeler ile haram ve helal konusunda bazı hükümleri tağyir, tebdil ve tahrif etmeleri bağlamında yorumlamıştır. (Cüşemi, et-Tehzib 1.cilt sayfa 211; İbn Atıyye, el-Muharrerü’l-Veciz 1.cilt sayfa 170; Kurtubi , el-Cami 2.cilt sayfa 9; Suyuti ed-Dürrü’l-Mensur 1.cilt sayfa 435-436) Abduh’un yorumuna göre bu ifadede kasdedilen husus: Yahudi din alimleri dini muhtevalı netinler yazıp bunların ilahi kaynaklı ya da kutsal kitaba dayalı olduğunu ihsas eder tarzda davranmışlar, böylece kendi içlerindeki avam tabakasını hem ayartmış hem de onlar üzerinde otorite sağlamışlardır. Nitekim her dini topluluğun avam tabakası din alimlerince telif edilen eserleri ilahi kitabın parçaları gibi algılar. Yahudi din adamlarının faiz konusunda ürettikleri fetvalar, Yani Yahudilerin zenginleşmesi için başkalarından kat kat fazla alabilecekleri yönündeki fetvalar bu ayette anlatılan hususa örnek teşkil edecek tarzdadır. (Reşid Rıza, Tefsiru’l-Menar cilt 1 sayfa 295) Zira Yahudiler faizli işlemleri kendi aralarında haram sayarken Yahudi olmayanlardan faiz almanın cevazına hatta lüzumuna hükmetmişlerdir. Kendi şeriatlarında ‘’yılan sokması’ ’na benzetilmesine rağmen; Yahudiler uygulamada faizli işlemler neticesinde ortaya çıkan hasılata odaklanmış ve hasılat kendileri açısından lehte tahakkuk ettiğinde caiz, aleyhte tahakkuk ettiğinde ‘’haram’’ saymışlardır.
Ayetteki ‘’ ثُمَّ يَقُولُونَ هَذَا مِنْ عِندِ اللّهِ لِيَشْتَرُواْ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً’’ ifadesi ‘’Sonra da basit menfaatler el de etmek için, 2Bu Allah tarafından gönderilmiş vahiydir’ derler’’ manasına gelir. Bu ifadeden açıkça anlaşılacağı üzere Yahudi din uleması bizzat kendi görüş ve kanaatlerini kutsal metin gibi takdim etmişlerdir. Yani kendi eserlerini ve bu eserlere dercettikleri görüşlerini ilahi kaynaklıymış gibi takdim edip bu sayede basit dünya menfaatlerini elde etmeyi hedeflemişlerdir. Onların böyle bir işe tevessül etmeleri ise ayette ‘’ لِيَشْتَرُواْ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً’’ diye belirtilmiştir.Bu ifadedeki ‘’ لِيَشْتَرُو’’ lafzı ‘’ücret ya da bedel karşılığı alınıp satılan, yani alışverişe konu olan (müsmen ve mebi) şeylerin elde edilmesi’’ manasındaki (şry,şira) kökünden türemiş bir fiil olup ‘’satın almak’’ manasına gelir. Ebu’l-Beka’ya göre bir şeyi bırakıp başka bir şey alınarak yapılan her muamele iştera fiiliyle ifade edilir 8Ebu’l-Beka, el-Kulliyat sayfa 117)
Aynı ifadede geçen ‘’semen’’ kelimesi ‘’bedel, ivaz, fiyat, satış bedeli para ve kıymet’’ gibi anlamlar içerir. Ancak ‘’semen’’ ile ‘’kıymet’’ arasında şöyle bir farktan da söz edilir. Bir şeyin ‘’kıymet’’i satılan şeyin değerinde eksilme ve ziyade olmaksızın tam karşılığı iken, ‘’semen’’ satılan şeyin daha düşük veya daha fazla bedel mukabilinde satılıyorsa bu bedel semendir. Bir şeyin tam karşılığı olan bedel ise kıymettir. (Ebu Hilal, el-Furuku’l-Luğaviyye sayfa 238)
Semen ya da dünyevi menfaatlerin azlığını belirten ‘’kalil’’ kelimesi ‘’bir şeyin önemsiz ve az olması’’ manasındaki (kll, kıllet) kökünden türemiş bir sıfat-ı müşebbehe olup, ‘’az önemsiz değersiz’’ anlamına gelir. (Zebidi, Tacu’l-Arus 30. Cilt sayfa 273-275) Ayette dünyevi menfaat ve çıkara işaret eden ‘’semen’’in ‘’kalil’’ (az) diye nitelendirilmesi ya söz konusu menfaatin dünyadaki her şey gibi gelip geçici olması ya da haram olması ile ilgilidir. Çünkü haram kazanç bereketsizdir. Yahudi din ulemasının elde ettikleri menfaat, rüşvet türünden menfaat olabileceği gibi temsil ettikleri nüfuz ve otoriteyi korumak gibi şeyler de olabilir.
İşte bu yüzden ayette ‘’ فَوَيْلٌ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌ لَّهُمْ مِّمَّا يَكْسِبُونَ’’ (Yazıp çizdikleri şeylerden dolayı yazıklar olsun onlara! Kazandıkları şeylerden dolayı yazıklar olsun onlara!) buyrulmuştur. ‘’Veyl’’ (Yazıklar olsun) lafzının bu ifadede iki kez zikredilmesi, işlenen cürmün ne çok çirkin olduğunu vurgulamaya yöneliktir. ‘’Kazandıkları şeyler’’ den ‘(مِّمَّا يَكْسِبُونَ) maksat, kesbettikleri günahlara hamledilebileceği gibi, din istismar yoluyla elde ettikleri dünyevi menfaat ve çıkarlara da hamledilebilir. (Tabersi, Mecamu’l-Beyan, cilt 1. Sayfa 200) Ayetin muhtevası dikkate alındığında bu ikinci ihtimal daha güçlü görünmektedir.(Not: baştan sonra okumanı tavsiye ederim. Yine de ikna olmazsan yapacak bir şey yok.)
|
Yanıtınız çok güzel bir yanıt teşekkür ederim Yahudiler arasında azımsanmayacak bir kesim Talmud'u kutsal saymaz hatta kabul etmez bunun nedeni Talmud'un değiştirilmiş olmalarına inanmlarıdır bu bahsettiğiniz bölüm Talmudu kastedyor olabilir mı? ikincil olarak faiz konusu Tevratta kesin hükümle haram olmalarına rağmen yahudilerden olanlar yahudi olmayanlara faiz günahını işlemişlerdir bunun nedeni Tevrat değildir çünkü tevrat bu durumu yasaklamış Yahudilerin Yahudi olmayanları kendilerinden görmelerini öğütlemişlerdir Faiz sürgün nedeniyle ticaret ile uğraşmak zorunda kalan yahudilerin para kazanamamaları nedeniyle güçsüzleşmemek için çeşitli din alimlerinin faiz yahudi olmayana verilebilir fetvasını vermelerine neden olmuştur yanıtınız çok doyurucu bir yanıt dini alimlerin fetvalarının tevrata denk görüldüğü konusunda da size katılıyorum
|