Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Kuranı kerimde nesh olunmuş ayetler var mıdır ?
Tekil Mesaj gösterimi
  #73  
Alt 20.02.24, 18:29
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
☆Yusufiyeli Yusufiyeli isimli Üye şuanda  online konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,385
Etiketlendiği Mesaj: 269 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

ÎMÂN-AMEL İLİŞKİSİ VE BÜYÜK GÜNAH:1) MEZHEPLERİN GÖRÜŞLERİ: a) Haricîlerin görüşü: Haricîlere göre, büyük günah işleyen küfre girer. Hatta bazı Haricîlere göre küçük günah işleyenler bile küfre girerler.[ Bağdâdî, Usûlu’d-dîn, s. 249.]Haricîler, İblis’ in Allah’a inandığını ve ibadet etmekte olduğunu, ancak Yüce Allah’ın, Hz. Âdem (a.s.)’a secde etmesini emretmesi üzerine Âdem (a.s.)’a secde etmeyerek Allah’ın emrinden çıktığını ve böylece Allah tarafından lânetlendiğini ve cehennemde sürekli kalmayı hak ettiğini bildirerek, bunu, büyük günah işleyenin kâfir olduğuna delil getirmektedirler. Bir de “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerdir” (Mâide süresi ayet 44) ayetini görüşlerine delil getirmektedirler. b) Mutezilenin Görüşü: Ameli yani dîni emirlerin yapılması ve yasaklardan kaçınılmasını imanın bir rüknü sayan Mutezileye göre, büyük günah işleyen yani ayetlerle ve mütevâtir hadislerle sabit olan dîni emirleri yapmayanlar ve dîni yasakları çiğneyenler imandan çıkar, ama küfre girmez, imanla küfür arasında bir yerde bulunur. Tevbe etmeden ölürlerse cehenneme girerler ve orada devamlı kalırlar.[ Şehristânî, Nihâyetü’l-ikdâm, s. 470]Mutezile, “Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder, (Allah’ın) sınırlarını (çiğneyip) geçerse onu da -içinde daim kalıcı olarak- ateşe koyar. Onun için hor ve hakir edici bir azap vardır.” (Nisâ, suresi ayet 14)“Hayır, kim bir kötülük (günah) kazanır da suçu kendisini çepeçevre kuşatırsa onlar, cehennemliktirler. Onlar orada bir daha çıkmamak üzere kalıcıdırlar.” (Bakara, suresi ayet 81)“Kim bir mü ’mini kasten öldürürse cezası, içinde ebedî kalıcı olmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır” (Nisâ, suresi ayet 93) ayetlerini görüşlerine delil getirirler.[ Mâtürîdî, Tevhid, s. 349; Cüveynî, İrşad, s. 388; Şehristânî, Nihâyetü’l-ikdâm, s. 477.] Ehl-i Sünnet âlimlerine göre ise bu âyetler Mutezile görüşüne delil olmaz. Zira bu ayetlerde söz konusu edilen fiilleri işleyenler bunları helal görerek işledikleri takdirde küfre girmiş olurlar. Çünkü haramı helal, helali haram saymak küfürdür.[ Nesefi, Medârik (Tefsir), I,59, 214, 244]Mutezile, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, “Zina eden kişi zina ederken mü’min olarak zina etmez. Şarap içen kimse şarap içerken mü’min olarak şarap içmez. Hırsızlık eden kimse hırsızlık ederken mü’min olarak hırsızlık etmez!” [Buhârî, Eşribe, 1; Müslim, İman, 100-105; Tirmizî, İman, 11; Ebû Dâvûd, Sünnet, 15] hadisini de görüşlerine delil getirirler. Ancak Ehl-i Sünnet âlimleri bu hadiste zikredilen imanı, kâmil imana hamletmişlerdir) Ehl-i Sünnet’in Görüşü: Ehl-i Sünnete göre, amel, imanın bir parçası ve rüknü olmadığından büyük de olsa günah işlemek kişiyi imandan çıkarmaz, küfre götürmez. Günah işlemenin küfür sayılması şu ayetlere göre mümkün değildir: “Şüphesiz ki Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar.” (Nisâ, suresi ayetler 48,116) “De ki: “Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.” (Zümer, suresi ayet 53)Mutezilenin görüşlerini desteklemek için delil olarak getirdiği; “Zina eden kişi zina ederken mü’min olarak zina etmez. Şarap içen kimse şarap içerken mü’min olarak şarap içmez. Hırsızlık eden kimse hırsızlık ederken mü’min olarak hırsızlık etmez”[ Buhârî, Eşribe, 1; Müslim, İman, 100-105; Tirmizî, İman, 11; Ebû Dâvûd, Sünnet, 15] hadisi, Ehl-i Sünnete göre; zina, şarap içme ve hırsızlık etme gibi çirkin fiillerin kâmil iman sâhibi müminlerden çıkmayacağını belirtmek içindir. Nitekim Ehl-i Sünnet’in bu görüşünü, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şu hadis-i şerifi desteklemektedir: “Cibril bana geldi ve «Ümmetinden Allah’a ortak koşmadan ölenler Cennet’e girecek» diye müjdeledi. Bunun üzerine Ebû Zer el-Ğıfârî (r.a.): “–Zina etse, hırsızlık etse yine girecek mi?” diye Hz. Peygamber (s.a.v.)’e sormuş, Hz. Peygamber (s.a.v.):“–Zina da etse, hırsızlık da etse yine girecek.” buyurmuş, buna âdeta inanamayan Ebû Zer üç kere aynı soruyu sormuş, Hz. Peygamber (s.a.v.) her defasında aynı cevabı vermiş, dördüncü defa sorunca Hz. Peygamber (s.a.v.) kızarak: “Ebû Zerr’in inat ve ısrarına rağmen cennete girecek.” buyurmuştur.[ Buhârî, Tevhid, 33; Müslim, İman, 153; Tirmizî, İman, 18.]Bunlara ilâveten Ehl-i Sünnet âlimleri, “amel imanın bir cüzü ve rüknü değildir, büyük günah işlemek küfür değildir” tarzındaki görüşlerine şu ayetleri delil getirmişlerdir: “İman edenler ve salih amel işleyenler...” (Bakara, suresi ayet 82. Ayrıca Bakara suresi ayet 277; Nisâ, suresi ayet 57; A’râf, suresi ayet 42)Bu ayetlerde amel, imana atfedilmiştir. Arapçada birbirinden ayrı şeyler birbirine atfedildiklerinden, bu, amel ile imanın ayrı şeyler olduğunu, amelin, imanın bir parçası olmadığını gösterir. “Her kim, mü’min olarak iyi olan işlerden yaparsa...” (Tâhâ, suresi ayet 112) Bu ayette, amellerin sahih olması için iman şart koşulmuştur. Arapçada şart ile meşrut (şart koşulan) ayrı şeylerdir. Bu da amel ile imanın ayrı şeyler olduğuna delâlet etmektedir. “İman eden kullarıma söyle namazı kılsınlar!” (İbrâhîm, suresi ayet 31)“Ey mü’min ler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi.. yıkayın!” (Mâide suresi ayet 6) Bu ayetlerde Yüce Allah, namaz kılmadan önce kullarına mü’min adını vermiştir. “Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin!” (Hucurât suresi ayet 9) “Ey mü’min ler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı.” (Bakara suresi ayet 178) ayetlerinde, insan öldürmek gibi büyük günah işleyenleri Yüce Allah “mü’min ler” diye anmıştır.Ashâb-ı Kehf ve Firavun’un sihirbazları, âlimlerin ittifakıyla cennetliktirler. Halbuki bunların amelleri yoktur. Demek ki amel, imanın bir rüknü ve parçası değildir.Hz. Peygamber devrinden beri, her devirde yaşayan İslâm âlimleri, kalbinde iman olup da diliyle de bunu ikrar eden fakat tembelliğinden ve gafletinden amel etmeyen yani farzları yapmayan, haramları işleyenleri, mü’min kabul etmişlerdir. Amel ayrı, iman ayrıdır. Bazan müminden amel kalkar, ama iman hiçbir zaman kalkmaz. Meselâ “Fakire zekât yoktur” denir. Ama “Fakirin imanı yoktur” denmez.[ Ali el-Kârî, Şerhu’l-Fıkhi’l-ekber, s. 162] Bir mü’minin işlediği büyük günah, onu imandan çıkarmaz, küfre sokmaz. Ama işlediği günahı helal kabul ederse, bu, küfürdür.[ Ebû Hanîfe, el-Fıkhu’l-ekber, s. 5.] İşlediği günahı helal görmedikçe Ehl-i kıbleden yani Kâbe’ye yönelerek namaz kılmanın farz olduğuna inananlardan, kimseye, “kâfirdir” denemez.[ Tahâvî, el-Akîdetü’t-Tahâviyye, s. 40.] Zina gibi büyük günahlar, kişiyi imandan çıkarmaz, küfre sokmaz.[ Eş’ari, Luma’, s. 75. ]İmam Mâlik, İmam Şâfiî, İmam Ahmed b. Hanbel ve İmâm Evzaî gibi selef âlimleri, ameli, kâmil imanın bir rüknü saymışlardır.[ Taftâzânî, Şerhu’l-Akâid, s. 156]Netice olarak diyebiliriz ki Ehl-i Sünnet’i göre amel, imanın bir parçası ve rüknü değildir. Dolayısıyla amel sizlik (haram işlemek, farzı terk etmek) küfür değildir. Ancak imanla amelin çok sıkı bir ilişkisi vardır. İmanlı kişi, amel ederek (farzları yapıp haramlardan uzak kalarak) İslâm ın insanlara hayat veren nimetlerinden faydalanabilir.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147