Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Halk arasında Karabasan diye tanımlanan uyku felci durumu ilk kez 1876’da Amerikalı nörolog Weir Mitchell tarafından ifade edilmiştir. ‘’Kişi, etrafının farkında olmak anlamında uyanmıştır ama tek bir kasını dahi oynatamaz; hala uyuyor gibi görünür. Akut bir zihinsel stres altında, hareket etmek için gerçek bir mücadele vermektedir’’. Felç, göz ve gırtlak kasları dışında bütün vücudu etkiler. Birçok durumda solunun kasları tutukluk yaptığından kişi boğulma hissi yaşar. Gerek görsel gerek işitsel halüsinasyonlar sıklıkla felce eşlik eder. Kişi, olay yaşandıktan sonra tanımlamakta güçlük çektiği tuhaf sesler işitir. Bir takım korkunç biçimler görebilir, yabancı varlıkların odada olduğunu hissedebilir. Bu halüsinasyonlar sarsıcı derecede canlı olma eğilimindedir ve karmaşık bir olaylar zinciri şeklinde gelişebilmesi, yaşanan tecrübeyi uyanıkken görülen bir kabusa dönüştürür. Çalışmalar kaygı sorunu yaşayan kişilerin uyku felci sırasında yabancı birinin varlığını hissetme eğiliminin daha fazla olduğunu gösteriyor. Uykuda devam eden stres, kişiye musallat olan hayali görüntüleri daha da kötüleştiriyor. Sosyal fobinin hafif bir biçimi olan disfonksiyonel sosyal imgeleme sorunu yaşayanlar da uyku felci sırasında halüsinasyon görmeye daha yatkın oluyor. Disfonksiyonal sosyal imgeleme sorunu olanlar, başkaları tarafından sürekli izlendiklerini ve yargılandıklarını hissederler. Bu kişiler uyku felci yaşadıklarında bu his daha da güçlenerek yabancı varlıklar tarafından kurcalanıp incelenme hissine dönüşür
(Nörolojik Beynin Mantıksız Davranışlarımızın Ardındaki Gizli Mantığı Yazan: Eliezer J. Sternberg sayfa 154-155 )
|
Hocam çok değişik bir deneyimdi. Normalde bana senede 3-4 kere olurdu belki de olmazdı. Ama ilk defa bir gecede birden fazla yaşamak anormal geldi. Zira bende herhangi bir sosyal bozukluk yok. Gayet aktif bir yaşantım var. Pozitif düşünmeye özellikle özen gostermeye gayret ediyorum. Mutsuz olsam dahi gülmenin ve pozitif düşünmenin önemini, sorunlarımı bile gülerek anlatmanın çok faydasını gördüm. Zira etrafını negatif bir enerji kaplamiyor gülerek yada tiye alarak anlatıldığında. Bazen olur ya insan her konuyu gülerek anlatamaz eşyalar vs çatırdıyor. Ciddi bir negatif enerjinin ortaya çıktığını fark ettim. Bilimsel olarak bahsettiğiniz durumlar mantıklı ve makul. Ben bu sırada görülen halusilasyon kısmını da önemsiyorum. Çünkü hayatta hiçbir şeyin tesadüfen yada komple hayal ürünü olduğunu düşünmüyorum. Mesela bir kişiyi arayayım acaba napıyor diye düşünürken o kişinin o anda seni araması, yada benzerini onunda düşünmesi gibi. Bu nedenle görülebilen halüsinasyonlarin birer açılım olduğunu düşünüyorum. Zira görülen rüyalarında büyük kısmının belli bir amacı olduğunu düşünüyorum. Bazı figürlerin veya kişilerin sürekli rüyada görülmesinin bir mantığınin veya nedeninin olabileceğinin kanaatindeyim. Zira benzer bir çok şey yaşadım. Sırrı bozmamak için anlatmak istemiyorum. Ama denildiği gibi yorumlama kısmı oldukça önemli. Yakaza, karabasan bilimsel oluşumlar olsa da bu yapısal durumlar sonucu oluşan görüntü, hissiyatin farklı birer olgu olması oldukça muhtemel. Tıpkı 3-4 yaşlarına kadar çocukların beyinsel yapılarının ve amigdala gibi farklı beyin bölgelerinin yetişkinlere göre farklı yapıda olması, etraftaki olası varlıkları ve enerjileri yetişkinlerden daha fazla hissetmesi gibi..bunların alt yapısında bilimsel sebeplerdir. Lakin sonuçları da evrensel farklı boyutlardan sonuçlar olduğunu düşünüyorum.