Kurşun dökme işi, daha çok ocaklı veya izinli kabul edilen yaşlı kadınlar tarafından yapılagelmiştir. Ocaklı; her zaman bu işle uğraşan bir aileye mensup olmak, izinli ise; bu aileden kurşun dökücülük yapan bir kişiden izin almış olmak demektir. Bunların dışındaki kişilerin kurşun dökemeyecekleri, dökseler bile faydası olamayacağına inanılır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; kurşun dökmek, bid’attır. Çünkü kurşun dökmenin dîni yönden hiçbir dayanağı olmadığı gibi, tıbbî yönden de hiçbir faydası yoktur. Sebebi bilinmeyen hastalıklara yakalanmamak veya onları tedavi etmek üzere, halk arasında başvurulan kurşun dökmek, baş üzerinde tuz gezdirmek ve köz söndürmek gibi sözde tedbirler, tıp yönünden faydasız, dinî yönden bâtıl inanç olması bakımından da haramdır.( Ali Mahfuz; El-İbdâ’ Fî Medârri’l – İbtidâ’, s. 423.)Kurşun dökmek, tıpkı nazar boncuğu, at nalı ve at kafası takma ya da tütsü yapma gibi boş bir inanç olduğu için, İslâm’ın yasakladığı bâtıl bir inançtır. Şu halde hastalıktan kurtulmak düşüncesiyle, hastanın başı üzerinde;
a) Tuz gezdirilmez.
b) Köz söndürülmez.
c) Kurşun dökülmez, döktürülmez.
d) Hastanın başı üzerinde gezdirilen eriyik kurşunun aldığı renge ve şekle göre de hastanın genel durumu hakkında hüküm verilmez,
Çünkü bütün bu düşünceler ve uygulamalar hem faydasızdır hem de dinen haramdır.