Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Saklı düzenin damgasını taşıyan psikolojik olaylardan biri de çoğul kişilik barındırma bozukluğudur. İki ya da daha çok kişiliğin tek bir beden içinde barındığı garip bir sendromdur. Bu bozukluğun kurbanları da ‘’çoğul kişilikler’’ genellikle durumlarının farkında değildirler. Bedenlerinin denetiminin farklı kişilikler arasında gidip geldiğinin farkına varmazlar, bir tür bellek kaybı akıl karışıklığı ya da kendinden geçme dönemleri geçirdiklerini düşünürler. Çoğul kişiliklerden çoğu sekiz ile on üç arasında kişiliği barındırır, bununla birlikte süper çoğul kişilikli denilenleri yüzden fazla alt kişiliğe sahip olabilir.
Çoğul kişiliklerle ilgili en etkin istatistiklerden biri bunların yüzde 97’sinin çocukluklarında genellikle dehşet verici ruhsal ve fiziksel saldırı biçiminde ciddi bir sarsıntı geçirmiş olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum araştırmacılardan çoğunu çoğul kişilik sendromunun kişinin olağandışına ve can sıkıcı acılara uyum sağlama yolu olduğu sonucuna varmaya yöneltmiştir. Kişi birden fazla kişiliğe bölünerek bir şekilde acıyı dağıtmakta ve tek bir kişiliğin taşıyamayacağı şeyi çeşitli kişiliklere yaymaktadır.
Çoğul kişiliklerle ilgili başka bir olağandışı özellikte her bir bölünmüş kişiliğin farklı birer beyin dalgasına sahip olmasıdır. Bu şaşırtıcıdır, çünkü bu olayı inceleyen Ulusal Sağlık Enstitüsü psikiyatrlarından biri olan Frank Putnam’ın da işaret ettiği gibi normal olarak kişinin beyin dalgaları aşırı duygulanma durumlarında bile değişiklik göstermemektedir. Kişilikten kişiliğe değişen tek şey beyin dalgalarının biçimi değildir. Kan akış kalıpları kas gücü kalp atış hızı duruş biçimi hatta alerjiler bile bir kimseden diğerine büyük değişiklikler gösterir.
Beyin dalgaları tek bir nöron ya da bir grup nöronla sınırlanmış olmadığı ve beynin küresel bir özelliği olduğu için bu durumda bir tür holografik sürecin işlediği akla geliyor. Çoğul imgeli bir hologramın düzinelerce bütün sahneyi depolaması ve yansıtması gibi belki beyin hologramı da aynı çokluktaki bütün kişilikleri depolayıp çağırabilmektedir. Başka bir deyişle bizim benlik dediğimiz şey de belki bir hologramdır ve çoğul kişi
Likli bir kimsenin beyni bir holografik benlikten diğerine sıçradığında slayt makinesinde olduğu gibi birbiri ardına gelen bu görüntüler beyin dalgaları etkinliğinde oluşan küresel değişikliklerde olduğu kadar genelde bedenin tümüne de yansıtılmaktadır. Devam ederim inşallah Not: Google de bu yazdıklarımı araştır bulamazsan en azından özür dile
|
Anlattığınız durum psikoz ve nevrotik bozukluklarda ortaya çıkar bu 1.
2.si benim yazdığım poblemlerle alakalı bir durum değil ne yazık ki çünkü benim boyumun uzayıp kısalmasının yaklaşık 100lerce şahidini (doktorlar dahil) kanıtlayabilirim. Yani bu durum bana öyle gelmiyor. Anlatabildim mi? Anladığınızı varsayıyorum.
Ek olarak çoklu kişilik bozuklukluklarında kendini seçilmiş insan sanma, veya bağırma çağırma ayılma bayılma durumları, kendine zarar verme durumları, dikkat dağınıklıkları, sebepsiz çığlıklar, hayali arkadaşlar vb bir çok durum ortaya çıkar. Bende bu durumların hiç biri yok sadece yaşadığım şeylerden ötürü ortaya çıkan Anksiyete yani kaygı ve çarpıntı durumu var o kadar onun içinde zaten yıllardır kaygı giderici cipral.x isimli ilacı kullanıyorum.
Yakın akrabam İzmir'in en iyi Psikiyatrlarından bu arada ismini vermem yasaktır veremiyorum tabii.
Hatta size komik birşey diyim mi beni ilk hocaya gönderen başka bir dr. du 17 yaşındayken... Şimdi o hoca vefat etti tabi çok iyi gelmişti bana.
Yani akıl hastası olmadığımı ve manevi bir sorun yaşadığımı biliyorum ki kaldı ki senelerdir anlam veremezken Anannemin kardeşi vicdan azabıyla yaptırdıkları büyüyü anlattı. Ben bu konuda bu büyüye çare ararken siz beni 2 dakikada deli ilan ettiniz bunun nedenini soruyorum ama ısrarla cevap yok.
Ben dua aradıkça siz bana deli muamelesi yaparak elinize ne geçiyor onu merak ettim. Yazdığınız makale belki çeviri belki okuduğunuz bir kitaptan ancak bir çok eksik var.
Disosiyatif bozukluk dediğiniz zaman içine psikoz, nevrotik herşey girer. Şizofreniden Borderline kişilik bozukluğuna kadar uzanır ve teşhisi için hastayla yapılan seansların büyük önemi vardır. Tedavisi genelde beyine elektirik verilerek yapılır. Bazı durumlarda hastanın hastanede yatması gerekir ve ne yazık ki genelde tam olarak böyle hastalara MUSALLATLI denilir sonları intihar olur.
Şimdi tekrar soruyorum PSİKOLOJİ eğitiminizi nereden aldınız? Bana rahatça bir ilmi değil BİLİMİ kapsayan bir teşhis koyuyorsunuz?
Şimdi ben sizi hiç tanımadan size BİLMİ kapsayan bir teşhis koyamam değil mi? Bunun bir çok tetkikleri vardır. Geçmişi vardır Psikolojik anamnez almak 2 kelimeyle olmaz bu arada. Yani 2 kelimeyle DEPRESYON teşhisi bile konmaz bir insana bilin istedim adı ilginç bir PSİKOLOJİK bir rahatsızlık gördünüz diye herkese yapıştırmayın. Şimdi bende size NARSİST desem narsist olmucaksınız. Saygılar.