Alıntı:
Ayda Nickli Üyeden Alıntı
Beni tanımadan bana teşhis koyuyorsun ama? Psikoloji eğitimin nedir dedim çok basit bir soru? Hiç tanımadığın bir insana böylesine bir bozukluğun teşhisini koyabiliyorsan 1-2 cümlesinden hemde Türkiye'de teşhis edilemeyeceğini iddia edecek kadar (ki psikoloji okuyan herkes bilir ki en başlarda işlenen bir konudur) bana kanıt sunman gerekir. Bilim konusunda. ilim konusunda istemem ama bilim konusunda iddia varsa kanıtıda vardır.
|
Saklı düzenin damgasını taşıyan psikolojik olaylardan biri de çoğul kişilik barındırma bozukluğudur. İki ya da daha çok kişiliğin tek bir beden içinde barındığı garip bir sendromdur. Bu bozukluğun kurbanları da ‘’çoğul kişilikler’’ genellikle durumlarının farkında değildirler. Bedenlerinin denetiminin farklı kişilikler arasında gidip geldiğinin farkına varmazlar, bir tür bellek kaybı akıl karışıklığı ya da kendinden geçme dönemleri geçirdiklerini düşünürler. Çoğul kişiliklerden çoğu sekiz ile on üç arasında kişiliği barındırır, bununla birlikte süper çoğul kişilikli denilenleri yüzden fazla alt kişiliğe sahip olabilir.
Çoğul kişiliklerle ilgili en etkin istatistiklerden biri bunların yüzde 97’sinin çocukluklarında genellikle dehşet verici ruhsal ve fiziksel saldırı biçiminde ciddi bir sarsıntı geçirmiş olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum araştırmacılardan çoğunu çoğul kişilik sendromunun kişinin olağandışına ve can sıkıcı acılara uyum sağlama yolu olduğu sonucuna varmaya yöneltmiştir. Kişi birden fazla kişiliğe bölünerek bir şekilde acıyı dağıtmakta ve tek bir kişiliğin taşıyamayacağı şeyi çeşitli kişiliklere yaymaktadır.
Çoğul kişiliklerle ilgili başka bir olağandışı özellikte her bir bölünmüş kişiliğin farklı birer beyin dalgasına sahip olmasıdır. Bu şaşırtıcıdır, çünkü bu olayı inceleyen Ulusal Sağlık Enstitüsü psikiyatrlarından biri olan Frank Putnam’ın da işaret ettiği gibi normal olarak kişinin beyin dalgaları aşırı duygulanma durumlarında bile değişiklik göstermemektedir. Kişilikten kişiliğe değişen tek şey beyin dalgalarının biçimi değildir. Kan akış kalıpları kas gücü kalp atış hızı duruş biçimi hatta alerjiler bile bir kimseden diğerine büyük değişiklikler gösterir.
Beyin dalgaları tek bir nöron ya da bir grup nöronla sınırlanmış olmadığı ve beynin küresel bir özelliği olduğu için bu durumda bir tür holografik sürecin işlediği akla geliyor. Çoğul imgeli bir hologramın düzinelerce bütün sahneyi depolaması ve yansıtması gibi belki beyin hologramı da aynı çokluktaki bütün kişilikleri depolayıp çağırabilmektedir. Başka bir deyişle bizim benlik dediğimiz şey de belki bir hologramdır ve çoğul kişi
Likli bir kimsenin beyni bir holografik benlikten diğerine sıçradığında slayt makinesinde olduğu gibi birbiri ardına gelen bu görüntüler beyin dalgaları etkinliğinde oluşan küresel değişikliklerde olduğu kadar genelde bedenin tümüne de yansıtılmaktadır. Devam ederim inşallah Not: Google de bu yazdıklarımı araştır bulamazsan en azından özür dile