İslâmiyet, hangi kadınla, hangi erkeğin yan yana ve aynı ortamda bulunabileceğini esasa bağlamıştır. Gerek erkeğin gerek kadının namahreme ikinci bakışını yasaklamıştır. Biz Elhamdülillah Müslümanız. Müslüman demek, Allah’ın dinine, Kitabullah’a (yani Kur’an-ı Kerim’e), Sünnet-i Seniyyeye teslim olmuş kimse demektir. Kendi aklımıza, nefsimize, hevamıza göre hareket edemeyiz. Hepimiz bu dünyada imtihan olmaktayız. Neticede, Rabbimize hesap vereceğiz. Mâlikü’l Mülk olan, yani bu mülkün hakiki sahibi olan Allahu Azimüşşan, bize bu vücud nimetini ve vücuttaki bütün azaları ve latifeleri temlik suretinde vermemiştir, ibahe suretinde vermiştir. Yani, “Al bu vücudu dilediğin gibi kullan!” dememiştir. Her bir uzvu ne şekilde ne yolda kullanacağımızı da en ufak ayrıntısına kadar ferman buyurmuştur. Biz Allahu Teâlâ’nın hem mülküyüz hem memlûküyüz. Yani Allah’ın kuluyuz kölesiyiz. Allah’a kul olan ise başka hiçbir şeye, hiçbir kimseye, hele tâğutlara kul olmaz, boyun eğmez. İslâm’ın temel esaslarına sel gibi hücumların olduğu bir dönemde yaşamaktayız. Bidatler çığ gibi üzerimize boca edilmekte. Hele hele İslâm toplumunun bu haremlik-selamlık konusundaki hassasiyetini kırmak, tahrip etmek suretiyle İslâm kalesinden gedikler açılmaya çalışılmakta. Bu konu en başta imana taalluk etmektedir. Bu konuda nass olduğu için inkârı –Allah muhafaza– insanı iman dairesinden çıkarır. “Evet doğrusu budur. Dinimiz ne emretmişse haktır. Baş göz üstüne. Ancak ben ihmal ediyorum, Allah beni affetsin” diyen, imanını muhafaza etmiş olur, ancak, günahkâr olur. Tevbe ettiği takdirde inşallah Rabbimiz onu af ve mağfiret eder. Bu konu, şunun bunun hatırına feda edilecek, görmezlikten gelinecek bir mesele değildir. Rabbim Ümmet-i Muhammed olarak hepimize basiret versin, salâbet-i diniye sahibi olmamızı nasip eylesin.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|