Alıntı:
Tezveren3 Nickli Üyeden Alıntı
Onlara ölü demekten ayetle men edildik ölü diyen dinden çıkar
Ayette mealen onlara ölü deneyiniz onlar diridirler fakat siz kavrayamassıniz deniyor
|
Bakara Suresi Ayet 154. “Allah yolunda öldürülenler hakkında ‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar ‘diridirler’, fakat siz anlayamazsınız.”[Şehid Olmanın Fazileti ve Diri Olmasının Anlamı]Allah yolunda öldürülenler hakkında ‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar ‘diridirler’. Bu âyet hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Denildi ki Araplar ölüyü artık anılmayan ve hatırlanmayan kişi olarak tanımlamaktaydı. Birinin anılmasına vesile olacak çocuğu yahut yakını olmadan öldüğünde, böyleleri için, “Onların adı sanı yok olmuştur” derlerdi. Bu ayette Allah Teâlâ Peygamber’ine (s.a.), Allah yolunda öldürülenlerin melekler topluluğu arasında anılmaları manasında diri olduklarını haber vermiştir. Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: Müminlerin ruhlarına cennetler, inkârcıların ruhlarına da cehennemler gösterilir. Şehitlerin ruhlarını, başka hiçbir ruh için söz konusu olmayan bir zevk sarar. Firavun taraftarlarının ruhları da diğer inkârcılarınkiyle kıyaslanamayacak kadar ağır bir azaba uğratılır[Sonuncu cümle ile muhtemelen şu ayete işaret edilmektedir: “Nihayet Allah, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden bu zatı korudu, Firavun’un kavmini ise kötü azap kuşatıverdi. Onlara sabah akşam o ateş gösterilir. Kıyametin kopacağı gün de ‘Firavun taraftarlarını azabın en çetinine atın’ denilecek!” (Mumin suresi Ayet 45-46).]. Şehitler başkalarından daha fazla bir zevk içinde bulunduklarından diri olma niteliğini hak etmişlerdir. Azîz ve celîl olan Allah şehid ruhlarının, gayb âleminde, dünyadakine benzer şekilde zevk duyacaklarını haber vermektedir. Denildi ki şehid Rabb’inin nezdinde diridir; nitekim sözlükte şehidin hazır olan, bulunan anlamına geldiği bilinmektedir; azîz ve celîl olan Allah onların, sizden ayrılmış olsalar da Rab’leri katında bulunduklarını haber vermektedir[Şehid bilgisinden hiçbir şeyin gizli kalmadığı kimse demektir. Ayrıca şehid hazır ve mevcut olan anlamındadır; … “Filanın meclisinde bulundum” anlamına gelir (İbn Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, “şhd” md.)]. Denildi ki hayat ve ölüm çeşit çeşittir. Tabii hayat ve tabii ölüm ile tabii (zatî) olmayan hayat ve ölüm bunlardan bazılarıdır. Tabii olmayan hayat uyanık ve bilinçli olmaktır, bu da din ile hayat bulmaktır; şu ayette olduğu gibi: “Ölü iken dirilttiğimiz …”[ Enam suresi Ayet 122: “Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp ondan hiç çıkamayacak durumdaki kimse gibi olur mu?”] Araplar’ın ilimle hayat bulma manasına gelen, “O cehaleti içinde ölüdür” deyişleri de buna benzemektedir. Tabii hayat canlı bedenin devamını sağlayan, tabii ölüm de yok olmasına sebep olan şeydir. Şehitlik kişinin, sayesinde ahirette hayat bulduğu bir şeydir, bu sebeple ona diri denilmiştir. Nihaî gerçeği bilen Allah’tır.“Ölüler” demeyin bu ilâhî beyan için şöyle bir yorum da yapmak mümkündür: Tabiatınız ölümden nefret ettiği için böyle demeyin. Aksine “diriler” deyin ki nefisleriniz cihadı arzulasın. Çünkü cihad din ve dünya hayatının düzenlenmesini sağlar. Bununla birlikte şu ihtimal de mümkündür: Allah lütuf ve keremiyle onlara hayatta olsalardı yapacakları şeylerin karşılığını verir, sanki onlar dünya hayatının kendilerine sunulmasıyla diridirler. Nihaî gerçeği bilen Allah’tır (İmam Maturidi Tevilatül Kuran Tercümesi Cilt 1 )