24.01.24, 21:08
|
Daimi Üye
|
|
Üyelik tarihi: 23.01.24
Bulunduğu yer: Diyarbakır- Ergani
Mesajlar: 562
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Ayhanhoca Nickli Üyeden Alıntı
"Âişe (r. Anha) Vâlidemiz’in Evlilik Yaşı"
Peygamberimizin bu evliliği İslam’da hata arayan bir çok müsteşrikin ve ümmetin hainlerinin kafasını çok karıştırmıştır. Hadisi şeriflerden yola çıkan bazı aklı evveller efendimizin bu evliliğini zemm etmek ve onu (haşa) kadın düşkünü olarak lanse etmek için devamlı bu işi kurcalar dururlar.
Buhari’deki bir hadisi delil göstererek günümüzde çok ayıplanan çocuklarla evliği ve ilişkiye girdiğini göz önüne sürerek onu ayıplamak isterler.
Eşi vefat etmiş ve çocukları yetim kalmış her erkeğin yaptığı gibi evlenmesi gayet doğaldır. Yine herkesin evlendiği yolu takibi de ayıplanacak değildir. Hz. Aişe (r.anha) evlenmeden önce bir başkası ile nişanlı olup nişanın bozulmasından sonra efendimizle evlenmişlerdir.
Allah Resûlü’ nün çıktığı ettiği dönem itibariyle kız çocuklarının erken evlendirildiği ve bu türlü evliliklerde yaş farkının pek önemsenmediği bilinen bir vak’adır.
Bu hadis her ne kadar Aişe (r.anha) validemizi çocuk yaşta anlatsa dahi olayın aslı şudur:
Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından on yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin Peygamberimizle evlendiği yaşın on yedi-on sekiz olduğu ortaya çıkar.
O günkü uygulamalara bakıldığında erkek çocukların da erken yaşlarda evlendirildiği anlaşılmaktadır. Mesela Amr ibn Âs ile oğlu Hz. Abdullah’ın arasındaki yaş farkı, sadece on ikidir ki bu durumda Hz. Amr, dokuz veya on yaşındayken evlenmiş olmalıdır.
Risâletin ilk günlerinde Müslüman olanların isimleri sıralanırken, ablası Esmâ Vâlidemiz’le birlikte Âişe Vâlidemiz’in adı da zikredilmektedir. Demek ki Âişe Vâlidemiz, o gün küçük de olsa ‘irade’ beyanında bulunabilecek bir çağda ve ilk Müslümanlar arasında yer alabilecek bir durumdadır. Söz konusu bilgilerde ondan bahsedilirken, ‘O gün o küçüktü.’ şeklinde bir kaydın konulmuş olması, bu manayı ayrıca teyit etmektedir. (İbn Hişâm, Sîre, 1/271; İbn İshâk, Sîre, 124.
Özellikle 58. yılında ve 74 yaşında iken vefat ettiğini ifade eden rivayette, onun vefat ettiği günün çarşamba olduğu, vefat tarihinin, Ramazan ayının on yedinci gecesine denk geldiği, vasiyeti üzerine Vitir namazından sonra Cennetü’l-Bakî’ye geceleyin defnedildiği, yine vasiyeti gereği namazını, Hz. Ebû Hüreyre’nin kıldırdığı, mezarına da, ablası Hz. Esmâ’nın iki oğlu Abdullah ile Urve, kardeşi Muhammed’in iki oğlu Kâsım ve Abdullah ile diğer kardeşi Abdurrahman’ın oğlu Abdullah gibi isimlerin indirdiği gibi detayların bulunması, diğerlerine nispetle bu bilginin daha güçlü olduğu izlenimi vermektedir. Öyleyse bu tarihi esas alarak bir hesaplama yapacak olursak onun, Efendimiz’in irtihalinden sonra kırk sekiz yıl daha yaşadığını (48+10=58+13=71+3=74) görmekteyiz ki bu hesaba göre o, risâletten üç yıl önce dünyaya gelmiş demektir.
Bu durumda evlendiği gün onun, (74–48=26–9=17+7 ay) on yedi yılını yedi ay geçtiği anlaşılmaktadır.
Bu konudaki son sozü Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı Saadet” kitabından bir pasaj alarak işi araştırmacılara bırakmak en güzelidir.
”Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki: “Esma yüz yaşındayken, Hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde yirmi yedi yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından on yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam on yedi yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)
|
Üstad Kadir Mısıroğlu demişti ki o zamanlar Arap yarım adasında kızların yaşı ergenlikten sonra sayışmaya başlanırdı. Yani 12 yaşında ergenliğe girmiş bir kız 8 yaşında ise aslında 12+8 =20 yaşında demek.
|