Alıntı:
Moongirl Nickli Üyeden Alıntı
Ben öldükten sonra sağlam olanların ihtiyaç sahibine bağışlanmasını istiyorum düşünsenize hasta biri acil organ bekliyor ona can veriliyor resmen hayatı kurtuluyor sevinçten gözyası döküyor vs vs ancak korkum şu şimdi öldükten sonra mezara konulana kadar ruh görürmüs diye duymustum bedenim kesilirken ya o acıyı hissederse ruhum acı çekerse böyle bisi var mı ve dinen uygun mudur ki zaten ölmüsüm ama ızdırapta çekmek istemem yani ki iğneden bile korkan biriyim
Ölmüsüm sonuçta organları alsınlar işe yarar ondan sonra gömerler
|
Organ nakli güncel bir mesele olup bu konuda kitap ve sünnette helal veya haramlığına dair açık bir nas yoktur. Bu itibarla alimler benzer meselelerde olduğu gibi bu konuyu da maslahat ve zaruret prensibi içerisinde değerlendirmişlerdir.
Zaruri durumlarda ve zaruret miktarınca olması kaydıyla bir insanın hayatını kurtarmak veya hayatına sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak amacıyla dini ve hukuki tüm şartlar oluştuğunda’’ yani organ naklinin zaruri olması uzmanların olumlu raporu organ bağışçısının veya mirasçılarının onayı hayati organlar için ölümün gerçekleşmesi ücret alınmaması alıcının rızası’’ ölüden diriye ve diriden diriye organ nakli caizdir denilebilir. Binaenaleyh alternatifsiz bir tedavi yöntemi olduğu sürece hayatta olan bir insanın kendi rızası ile ihtiyacı olan bir kimseye böbrek vb. organlarını kendi hayatını tehlikeye atmayacak şekilde bağışlaması da caizdir. Bu ayni zamanda ulvi bir bağış ve candan bir sadaka kabul edilir. Burada en mühim husus ölümün gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Zira ölüm gerçekleşmeden organ alınırsa haksız bir cana kıyılmış olur. Günümüz veriler ışığında aksi ispatlanana kadar asıl ölümün biyolojik değil beyin ölümü olduğu kabul edilmelidir.
Yararı zararından fazla olup psikolojik ve biyolojik bakımdan bir sıkıntıyı ortadan kaldırmaya yönelikse insanın kendi vücudundan yapılan nakil konusunda herhangi bir sakınca yoktur . Tüm bunların yanı sıra kalp gibi hayati organların veya hayati olmasa da bir organın temel fonksiyonunu ortadan kaldıracak şekilde yapılan nakiller ile galiz avret bölgesi ve erbezi yumurtalık gibi genetik özelliklerin geçişini sağlayan organların nakli ise haramdır. Konunun itikadi uhrevi yönünde müminin organı fasık veya kafire veya kafirin organı mümine nakledildiğinde cennete gitmesi gereken cehenneme gitmesi gereken cennete gitmesi gibi bir durum olmayacak mı? Sorusu gündeme gelmektedir. ‘’İnsan kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır, parmak uçlarına kadar toplarız’’ (Kıyame süresi 3 ve 4. Ayetler) ayeti ve benzeri ayetlere göre herkes aslı organları ile haşr olunacaktır. (Abdulazziz Beki, İslam Hukuku Prensipleri Açısından Organ Nakli ‘Kayseri Berke Yayınları 1993 sayfa 171-172)
Nakledilen organ ile günah veya sevap işlendiğinde kime yazılacak meselesinin cevabı elbette ki organı taşıyan kişiye yazılır. Çünkü asıl olan iradedir, irade ise kişidedir. Organlar alet mesabesindedir. Suç alete değil o aleti kullanan kişiye izafe edilir. ( Güncel Fıkhi Konular Prof. Dr. Ali Kaya EMİN YAYINLARI sayfa 294-295)
Organların şahitliği ayet ile sabittir. Organların şahitliğinin Allah’ın huzurunda insanın hiçbir mazeret ileri sürme ve yalan beyanda bulunma imkanının olmaması her şeyin apaçık ortada olması anlamında yorumlanması bir yana organlar ahirette gerçek anlamda konuşsa bile yine de organ nakline engel bir durum teşkil etmez. Zira her şey Allah’ın bilgisi dahilindedir ve organlar her bir bedende bulundukları süre içinde olup bitene şahitlik edebilirler. (Güncel Fıkhi Konular Prof. Dr. Ali Kaya EMİN YAYINLARI sayfa 296) En doğrusunu bilen sadece Allah (cc)’tır.