Televizyon veya sinema ekranında gördüğünüz bir saniyelik görüntü, aslında 24 karelik ard arda çekilmiş resimden oluşur. 1 saniyelik görüntü eşittir 24 tane resim. Gözümüz saniyede 24 kare algılayabiliyor. Yani siz 24 kareyi fark ediyorsunuz. Fakat işin içine bir 25’inci kare eklerseniz, işte bu noktada bilinç bunu fark edemiyor. Artık o kareye verilecek bilgi, kişinin inisiyatifine kalmış. Ne tür bir veri eklerseniz, o direkt bilinçaltına akıyor. Yani tarlanıza sizin haberiniz olmadan bir tohum atılıyor, işte bu sistemin adı 25’inci Kare. Bu sistemi ilk defa, 1986 yılında çok büyük bir firma kullandı. Bir sinema filminde 25’inci kareye kendi reklamlarını koydu ve “Bunu iç, bunu iç” diye bir yazı yazdı. Daha filmin ilk arasında firmanın ürünlerinde yüzde 80 artış gerçekleşti. Gözünüz bunu görmüyor ama bilinçaltı sürekli kayıtta oluğu için siz farkında olmadan o bilgiyi de kaydediyor. Siz ekrana bakarken gözünüzün yalnızca “göz kırpma” hızında bir görüntü ekrana gelip kayboluyor. Gözünüz hiçbir şey görmez, ancak bilinçaltınız bu mesajı çoktan almıştır. Zaten duyarlılıkları en üst düzeyde bilinçaltı fark eder. 25’inci karenin, özellikle Rus TV’leri tarafından yaygın olarak kullanıldığı ve hükümetin buna karşı mücadele başlattığı biliniyor. Rusya Basın Bakanı Yardımcılarından Valeri Sirojenko’nun yaptığı bir açıklama vardı. 25’inci Kare’yi saptamak üzere özel bir detektör geliştirdiklerini ve bu cihaz ile tüm TV kanallarının sürekli kontrolünün sağlanmış olacağını bildirmişti.İtar-Tass ajansının haberine göre, resmi olmayan bilgiler, Rusya TV programlarının 1/5’inin, “25’inci Kare” yi içerdiğini ortaya koymuş ve insan gözünün, TV izlerken saniyede 24 kareyi algılayabildiği, 25’inci karenin ise göz tarafından fark edilmese bile doğrudan bilinç altına etki ettiğini belirtmişti. Bilinçaltı uzmanlarına göre bu etki, beyni ‘yüksek derecede ikna edici’ olabileceği gibi ‘tahrip edici’ de olabiliyor. Rusya Basın Bakanlığı, bu etkiyi yayınlarında kullandığı tespit edilen TV kanallarının lisanslarının iptaline dahi gidilebileceği uyarısı yaptı. Bakanlık kaynaklarına göre, TV’lerde yayımlanan her üç filmden birinde, 25. Kare şeklinde, özendirme amaçlı bir slogan veya reklam yer alabiliyor. Bu slogan veya reklamlar, ‘başka kanal izleme’ şeklindeki anonslardan, siyasi amaçlan hedefleyen sloganlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Rusya’nın geliştirdiği detektörün, dünyadaki benzerlerinin dördüncüsü olduğu kaydedildi. 25. Kare ile bir toplumun bilinçaltına, dilediğiniz telkini gönderebilirsiniz. Belli bir süre sonra da gizli olarak vermiş olduğunuz o telkinlerin geri dönüşümünü alırsınız. Mesela Fight Club-Dövüş Kulübü diye bir film var. Çok seyredildi. Özel cihazlarla tam 22 tane 25. Kare yakalanmış. Dikkat, siz fark etmiyorsunuz oradaki 25. Kareyi. Orada ne olduğunu bilmiyorsunuz, ama gizli bir mesaj bilinçaltınıza akıyor.O filmdeki mesaj neydi biliyor musunuz? Eşcinsellik. Evet eşcinsellik. O filmden sonra Türkiye’de eşcinsellik ciddi bir patlama gösterdi. Pornografik eşcinselliği telkin eden kareler, filmin içine gizli olarak yerleştirilmiş. Hani bir şey vardır; bir şekilde hissedersiniz, kötüdür. Ama neden olduğunu bilemezsiniz. Size sıcak gelmeyen bir şey vardır, işte aslında sezgisel yapımızdır bu. Filmin yönetmeni eşcinsel, filmin müziklerini yapan kişi eşcinsel ve bu film sinemalardan sonra en son televizyonda oynadı. Yani insanların bilinçaltına eşcinsellikle ilgili bilgi aktı. Ne mi olacak sonra? Oraya kaydedilen bilgi, belki beş sene sonra size normal bir olay olarak gelmeye başlayacak. Sizin fıtratınızda olmayan bir şey, bilinçaltınıza girdikten sonra gaz ze-hirlenmesi gibi sizi yavaş yavaş etkisi altına alacak.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|