Sık karşılaşılan bir başka vaziyet ise, çoğu insanın kendi varlığını anlama ve öze dönme yoluna girmemesi nedeniyle psikolojilerinin bozulması ve zaman içinde bedensel salgılarının da bozularak, onları hem fizyolojik hem de psikolojik rahatsızlıkların içine sürüklemesidir. Dünya üzerinde kendi varlığını anlama yolunun yaygın olmadığı coğrafyalarda psikolojik rahatsızlıkların bu denli yaygın olması ve yaşam standartları ne kadar yüksek olursa olsun, tatminsizlik ve mutsuzluk oranının aşağı çekilememesi de genellikle bu nedenlerden kaynaklanır. Bu aynı zamanda, daha evvelden yokken, hayatın bir noktasında ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıkların da çoğunun bağlı olduğu bir durumdur. İçsel dengeden uzaklaşıldığında, fizyolojik ve psikolojik dengeler de bozulur. Bu da yaşamın belirli bir noktasında kendini çeşitli hastalıklar ve rahatsızlıklar olarak ortaya çıkarır. İçsel dengelerin kazanılamaması halindeyse, yaşam sürekli dış destek (ilaç, tedavi vb) ihtiyacıyla sürdürülmeye muhtaç hale gelir. Bu nedenlerle; kişi öncelikle kendinin iyice farkında olmalı ve fizyolojik olduğu kadar psikolojik durumunun da tıbbi müdahale gerektirmeyecek sınırlar içinde olduğundan emin olmalıdır. Süregiden içsel sıkıntıları, kimi zaman verdiği aşırı tepkileri, genel bir içe kapalılığı veya değişken halleri olabilir. Bunlar hemen her insanda olan ve kendi varlığına yabancı olmanın doğal neticeleri olan hallerdir. Mesele tüm bunların, çevresiyle ilişkilerini tamamen bozacak ve hayatını normal olarak sürdürmesini engelleyecek derecede ortaya çıkmamış ve kronik hale gelmemiş olmasındadır. Çünkü bu tür aşırılıklar, bir bünyede içsel öğretinin sindirilmesini engeller ve verimli toprakları zehirler. Verimliliğini yitirmiş topraklara atılacak manevi tohumlar da ne kadar güçlü ve sağlıklı olursa olsun, o topraklarda yeşermez.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|