Alıntı:
Tevafuk Nickli Üyeden Alıntı
imam gazalinin her gün için ayrı ayrı 1000 tane çekilecek zikirleri var keşfi esrar diye geçiyor onu cekmeye başlamıştım hemen olmasada belli bir müddet sonra rüyalarım çok acayipleşti önceden tek rüya görür ve sabah uyandiğimda o rüyayı hatırlar ve rüyanın tabirine bakardım şimdi ise uykumda rüyadan rüyaya atlıyorum sanki alakasız kişiler alakasız durumlar ve sabah uyaninca rüyalarımın çoğunu unutuyorum bir kısmını sadece hatırlayabiliyorum bu çektiğim zikirlerden sebep olabilir mi anlamadim önceden çok sağlklı güzel rüyalar görürken şimdi bir uykumda bir sürü rüyalar görüyorum ve hiç anlam veremiyorum rüyalarıma
|
sûfî menkıbelerinde
tek başına seyr-ü sülûk etmeye çalışan kişilerin başlarına gelen şeytani aldatmacalarla ilgili pek çok örnek yer almaktadır. Sâlikin tasavvuf yolculuğunda rahmani olmayan havâtır ve fikirden korunmasının ancak halktan uzlet etmek ve mürşidin irşadı ile gerçekleşeceği üzerinde önemle durulur.Bununla birlikte kaynaklarda bu dört hatırı tanımaya yönelik bazı ipuçları verilmekte ve sâliklere konu ile ilgili tavsiyelerde bulunulmaktadır. Necmeddîn-i Kübrâ’ya göre nefis kaynaklı hatır, nefsin rahatlığı ve arzuları peşindedir. Kişi ancak nefsini arındırmak aracılığı ile nefsini hazlardan ve kötülüklerden iyiliğe ve ibadete yönlendirebilir. Tezkiye ile arınmamış nefis, devamlı korku ve endişe hâlindedir. Nefsin hatırları etkisinde bulunan kişi hatalarını görmekten uzak olmakla birlikte tüm dünyanın kendisine düşman olduğu kanaatini taşır.Şeytan kaynaklı hatır kimi zaman kişiyi ibadet, hayırlı iş, kuvvet ve keramet gibi konularla yoldan çıkarmaya çalışır. Pek çok oyun ve hilesi olması yönüyle onunla baş etmek nefis kaynaklı hatırla mücadeleden daha zordur. Kişiyi acele ile hareket etmeye, kalp huzursuzluğuna, gösteriş içinde bulunmaya ve Hakk’ın dışında işler ile meşgul olmaya zorlar. Sâlik bu nevi hatırın tehlikesinden ancak istikamete ulaşmış bir ihlas ile kurtulabilir. Hâtır-ı Hak, “Hakkânî havâtır” olarak da anılan rahmani hatırdır. Tasavvufta ledünnî ilim kapsamına giren mârifet, keşf ve ilham gibi hâller “hâtır-ı Hak” ile ilişkilidir. Sâlik varlığından geçmedikçe ilm-i ledün sahasında yer alan havâtır-ı Hak’tan nasiplenemez, keşf ve ilham sahasına adım atamaz.