Aslında söylememeleri gerekir. Çünkü sonucun nereye varacağını kestiremeyebilirler. Yıllarca perdenin arkasında kendini gizleyen ve gizlice arkaplanda kuyunu kazan düşman açığa çıkınca, illaki insan bir intikam ateşiyle doluyor. Bu intikam ateşi sonucu nefsimize yenilip, karşı kötülükler yapabilir veya Yüce Allah'ın verdiği canı almaya kadar giden bir sürecin içine girebiliriz. Söylenmemesi daha hayırlıdır. Bu dünyada bir sınavın içindeyiz. Ben bu durumları birebir yaşadım. Büyü yapanı ilk, uykuya dalarken göz kapatıp açmalarda gördüm, sonra büyü bozma sonucu hoca söyledi. O da yetmedi hocanın varlığı gelip kulağıma söyledi. Sonuç ne oldu dersin. Yıllarca büyünün etkisinde yaşayan, cinlerin binbir türlüsünü görmekten muhakeme yeteneğini yitirmiş olan ben, her gün intikam ateşiyle yanıyordum. Rüyalar, hocanın isim vermesi ve varlığın söylemesi ile büyü yaptıranı kesin öğrenmiş ve bu kişiyi ölüm çemberine almıştım. Gidip silahla vurup öldürecektim. Ama beni sürekli durduran bir şey vardı, ne zaman hamle yapsam, boşa çıkıyordu bu çabalarım. Sonunda ne oldu biliyor musun? Hayatımın 33 senesini bana zindan eden bu kişi, bir hastalıktan dolayı 33 gün yoğun bakımda kaldı, davul gibi şişerek, acı içinde can verdi. Bu yaşanmışlıklar, boş bir peynir tenekesi kadar bu dünyada yer kaplayan benim, gözümü açıp doğru yolu bulmama aracılık etti. O yüzden her şerde bir hayır vardır.
|