Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı
abi cok uzun zamandır arastiririm hala bir sonuca varamadim, eşari ve maturidi konusunda, hanefi olarak hep su denir; amelde imami azama, itikadda maturidiye bagliyiz diye,
imami azamin itikadinda eksik mi var, hata mi va ki itikadda maturidi oluyoruz,
4 imamdan 3 ü hadis ehliyken, imami azam hem hadis hem rey ehli olmasina ragmen itikadinda bozukluk mu varki maturidiye bagli oluyoruz
|
Güçlü bir mantık ve keskin bir zekaya sahip bulunan Ebu Hanife İslam’ın zuhurundan kendi dönemine kadar bir asra yakın bir zaman geçmesine rağmen itikadi alanda oluşan bilgileri yeterli ve sistematik görmüyordu. O bu noksanı telafi etmek için Kuran ve sünnetin ortaya koyduğu ana kuralları tasnif ve tertip etmeye girişmiş bu çalışmanın sonucu olarak elde ettiği bilgileri çeşitli ilim adamları ile Havariç, Şia, Dehriye ve Kaderiye’ye mensup kişilerle tartışmış bu amaçla yirmiden fazla Basra seyahati yapmıştır. Onun akaid alanındaki bu fikri faaliyetleri kendi öğrencileri tarafından muhtelif risaleler halinde rivayet edilmiştir.
Ebu Hanife’nin bu görüşleri daha sonra ehl-i sünnetin itikadi konullardaki önemli ekollerinden biri olan Maturidiler tarafından benimsenmiş ve bu mezhep onun fikirleri üzerine bina edilmiştir.
Ebu Hanife’nin itikadi konulardaki çalışmaları İslam hukukuna katkılarından geri kalmamasına rağmen literatürde onun bu yönü fakihliği kadar işlenmemiştir. Halbuki onun risaleleri daha sonra kaleme alınmış kelam kitaplarının birçoğunda rastlanmayan fikri derinliğe sahiptir. Bence Ebu Hanife’nin kelamcılığına az yer verilmesi literatür açısından bir eksikliktir.
17. yüzyıl Osmanlı alim ve bürokratlarından Beyazizade Ahmet Efendi de ifade ettiğim bu kanaati taşıdığı için. Ebu Hanife’nin inanç sistemini ve düşünce dünyasını ortaya koymak üzere çalışma içine girmiş ve eserlerinden derleyip, konularına göre tertip ederek el-usulul-münifelil-İmam Ebu Hanife adıyla bir telif meydana getirmiştir.