Peygamber Efendimizin Şerefli İsimleri
Kaynak: Mevâhib-i Ledünniyye
bi'l-Minahı'l-Muhammediyye
İmâm-ı Kastalânî
Ahmed b. Muhammed Şihâbüddîn
Kafi-i Bedî kitabında, Kadi lyâz’m Şifa’sında, İbn-i Arabi’nin Kays ve Ahkâm adlı kitablarında ve İbn-i Seyyidü’l-Fâs’ın Kelâm’mda peygamberimizin şerefli isimleri dört yüzden fazladır. Harf sırasına göre aşağı da listelenmiştir.
Elif Harbi:
El-Eberru Billâhi: Allah için en iyi davranan, Allah katında en şerefli.
El-Ebtahiyyü: Kureyş’in en soylu boyuna mensup.
Etkayü’n-Nâsi: İnsanların en müttakîsi.
El-Ecved: En iyi, en cömert.
Ecvedü’n-Nâs: İnsanların en iyisi, en cömerdi.
El-Ahad: Bir, biricik.
El-Ahsen: En güzel.
Ahsenü’n-Nâs: İhsanların en güzeli.
Ahmed: En çok övülmüş (sevilmiş) olan.
Uhiyd Ahyed: Tevrattaki isimleri, ümmetini cehennem ateşinden koruyucu.
El-Ahîzu bil-hucezâti: İnsanları kuşaklarından tutarak cehennem ateşinden uzaklaştırıcı.
Âhizu’s-sadakati: Zekât ve sadakaları alıp yerine sarfedici.
El-Âhirü: Son, en sonda gelen, sonuç, gaye.
El-Ahşayullahe: Allah’dan en çok korkan.
Üzünü Hayrin: Hayrın kulağı.
Ercehu’n-Nâsi Aklen: Akılca insanların en üstünü.
Erhamü’n-Nâsi Bil-iyâli: Aile ferdlerine karşı insanların en merhametlisi. EhEzher: Lekesiz beyazlık, ziyade parlaklık; nur yüzlü.
Eşcau’n-Nâs: İnsanların en yiğidi.
ELEsdaku Fillâhi: Allah için en doğru söyleyen.
Etyabü’n-Nâsi Riyhan: İnsanların en güzel kokulusu.
El-Aezzü: En aziz, en şerefli.
El-A’lâ: En yüce.
El'A’lemü billâhi: Allah’ı en iyi bilen.
Ekserü’n-Nâsi Tebean: Peşinden en çok gidilen; insanların en çok uyulanı. El-Ekremü: En şerefli, en cömert.
El'Ekremü’n-Nâs: Insanlarınn en şereflisi, en cömerdi.
Ekremü Veled-i Âdem: Âdem oğlunun en şereflisi, en cömerdi.
El-massu: Sorucu, emici; vahiy yoliyle Hakkın ilmini kendi özüne çekici. İmâmü’l-Hayr: Hayrın imâmı, iyi yola götüren başkan.
İmâmü’r-Rüsul: Resullerin başkanı.
İmâmü’l'Müttekîn: Günahtan sakınanların başkanı.
İmâmü’n-Nebiyyîn: Nebilerin başkanı.
İmâmü’l'Âmir: Buyruk sahibi başkan.
El'Âminü: Doğru, emin, duaları kabûl edici.
Emenetü Ashabihi: Sahâbelerinin güvendiği, kendisine inandığı kimse. El-Emîn: Doğru ve dürüst, güvenilir kimse.
El'Ummî; Anaya, fıtrata mensup; zuhurun ana maddesi.
En’amullah: Allah’ın en büyük nimeti.
El'Evvelü: İlk, her şeyden önce var olan.
Evvelü’ş-Şâfi: Şefaat edenlerin ilki.
Evvelü’l-Müslimîn: Müslümanların ilki.
Evvelü’l-Müşeffi’: İlk şefaat edilmiş olan.
Evvelü’l-Mü’minîn: Mü’minlerin ilki.
Evvelü men yenşakku anhü’l-ardu: Yerin kendisi için yardacağı ilk zat (ilk di rilecek olan).
Be Harfi:
El-Berru: Doğru sözlü, iyi, hayır işleyen kişi.
El-Barkılît: İncildeki ismi; Hakk’ın ruhu.
El-Bâtın: İç âlemin sahibi.
El-Bürhân: Sağlam delil, kuvvetli tanık.
Bişrun: Sevinç eseri.
Büşrâ İsa: İsa Peygamberin muştusu.
El-Beşîru: Müjdeci, sevindirici.
El-Basîru: Görücü, idrâk edici.
El-Belîğu; Her sözü yerinde söyleyici.
Bâliğun: Son mertebeye ulaşmış, kemâle ermiş.
El-Beyânu: Her şeyi açık seçik anlatan.
El-Beyyinetü: Kesin delillerle gerçeği açıkça ortaya koyucu.
Te Harfi:
Et-Tâlî: Okuyucu, Kur’an okuyan.
Et'Tezkiretü: Hatırlatıcı, anınaya vesile olan.
Et-Takiyyü: Korkutucu, sakmdırıcı; haramdan kaçınan.
Et-Tenzîlü: Aşağı indiren; kendisine kitap inen.
Et-Tihâmiyyu: Tihâmeli, Hicazlı; düşmanlarına vehim verici..
Se Harfi:
Es-Sâniyi’sneyni: ikinin İkincisi.
Cim Harfi:
El-Cebbâru: Kahredici, galip.
El-Ceddü: Ululuk, bahtlılık sahibi.
El-Cevâdu: Cömert.
Câmiu: Toplayıcı.
Ha Harfi:
Hâtimu: Hüküm verici, hâkim, tamamlayıcı.
Hizbullahi: Allah cemaati.
El-Hâşiru: Haşredici, insanları bir yere toplayıcı.
El-Hâkimu bimâ erâhullah: Allah’ın kendisine gösterdiği ile hükmeden. El-Hâfizu: Koruyucu, muhafaza edici.
El-Hâmidü: Hamd edici, övücü.
Hâmilu Livâi’l-Hamdi: Hamd sancağinin taşıyıcısı.
El-Hâidu Li'Ummeti ani’n-nâri: Ümmetini ateşten alıkoyucu.
El-Habîb: Sevgili, ziyade sevilen.
Habîbü’r-Rahman: Rahman’ın sevgilisi.
Habibullah: Allah’ın sevgilisi.
El-Hicaziyyu: Hicazlı.
El-Hüccetü: Delil.
Huccetü’l-Bâliğatü: Tam ve kâmil delil.
Hucccetü’llahi ale’l-halâikı: Allah’ın yaratıklara karşı delili. Hırzü’l-Ümmiyyîne: Ümmîlerin sığmağı.
El-Haremiyyu: Allah’ın mahremiyetine mensup; Mekkeli.
El-Harîsu: Ümmetini korumağa karşı çok hırslı.
Harîsun ale’l-îmani: iman üzerinde çok hırslı.
El-Hasîbu: Değerli, soylu ve meziyetli kimse; her şeyin hesabını tutucu, her ihtimali hesap edici.
El-Hakîmu: Her işi hikmetle yapıcı, her şeyin hakikat ve hikmetini bilici.
El-Hafîzu: Çok koruyucu, unutınayıcı.
El-Hakku: Gerçeğin kendisi; hakikatin aynısı.
El'Halîmü: Yumuşak huylu, ince tavırlı, hoş sözlü.
Hammâdü: Çok hamdeden.
Himtâya yahut Himyâtâ: Haramları koruyucu.
Ha Mîm Ayın Sin Kaf: Kur’andaki rumuzların hakikati.
Hafiyyün: Hakikati mübalâğa ile arayıp inceleyerek bilen.
El'Hamdü: Övgünün (sevginin) kendisi; öven ve övülen.
El-Hanîfu: Hakikate sımsıkı sarılan.
Hı Harfi:
El-Habîru: Hakikati bilen ve bildiren.
Hâtemü’n'Nebiyyîne: Nebileri mühürleyen, tamamlayan.
Hâtemü’l-Mürselîne: Resulleri mühürleyen, tamamlayan.
El-Hâtemü: Mühür, yüzük; tamamlayıcı, kemâle erdirici, Allah’ın Saltanatinin arz üzerindeki belgesi, halifesi.
El-Hâzinu Li-Mâlillâhi: Allah’ın malinin haznedârı.
El-Hâşiu: Tevâzu sâhibi, alçak gönüllü.
El-Hâdiu: Tevazu, sâhibi, alçak gönüllü.
El-Hâlisu: Saf, ayıklanıp temizlenmiş.
Hatîbü’l-Enbiyâ: Peygamberlerin hatibi (sözcüsü).
Hatîbül-Ümemi: Ümmetlerin sözcüsü.
Hatîbü’l-Vâfidîne alellahi: Arzularını Allah’a iletmek isteyen hey’etlerin sözcüsü. El-Halîlü: Dost.
Halîlü’r'Rahmâni: Rahman’ın (umum yaratıkların) dostu.
Halîlullahi: Allah’ın dostu.
El-Halîfetü: Allah’ın arz üzerindeki temsilcisi.
Hayru’l-Enbiya: Nebilerin en hayırlısı.
Hayru’l-Beriyyetü: Mahlûkatın en hayırlısı.
HayrubHalkıllahi: Allah’ın yaratıklarının en hayırlısı.
Hayru’l-Âlemine Turrâ: Bütün âlemlerin en hayırlısı.
Hayrü’n-Nâsi: İnsanların en hayırlısı.
Hayru hâzihi’l-ümmeti: Bu ümmetin en seçkini.
Hayretu’llahi: Allah’ın seçtiği.
Dal Harfi:
Dâru’l-Hikmeti: Hikmet yurdu.
Ed-Dâî ilâllahi: Allah’a çağıran.
Da’vetü İbrahîme: İbrahim Peygamberin duası(nm gerçekleşmişi). Da’vetü’n-Nebiyyîne: Nebilerin duası(nın gerçekleşmişi).
Delîlü’l-Hayrâti: Hayırların kılavuzu.
Zal Harfi:
Ez-Zâkiru: Zikredici, Allah’ı anıcı.
Ez-Zikru: Anılan, çok şerefli kimse.
Zikrullahi: Allah’ın zikri.
Zü’l-Havzı’l'Mevrûdi: Daimî suyu gelen havuzun (Kevserin) sâhibi.
Zü’l'Hulûkı’l-Azîmi: Çok büyük ahlâk sâhibi.
Zü’s-Sırâtı’l-Müstakîmi: Dosdoğru yolun sâhibi.
Zü’l-Kuvveti: Güçlü, kuvvet sâhibi.
Zü’l-Mekâneti: Vekar, temkin ve metanet sâhibi.
Zü-Izzetin: İzzet, yücelik sâhibi.
Zû'Fadlin: Fazilet, üstünlük sâhibi.
Zü’l-Mu’cizâti: Mu’cizeler sâhibi.
Zü’l'Makami’l-Mahmûdi: Makam-ı Mahmûd’un sâhibi.
Zü’l'Vesîleti: “Vesile” derecesinin sâhibi.
Ra Harfi:
Er-Radî’: Süt emen, süt kardeş olan.
Er-Râzî: Kabûl eden, hoşnut olan.
Er-Râğibü: Rağbet eden, isteyen.
Er-Râfiu: Yükselten.
Râkibü’l-Bürâki: Bürakın binicisi.
Râkibü’l-Baîri: Deve binicisi.
Râkibü’l-cemeli: Erkek devenin binicisi.
Râkibü’n-Nâkati: Dişi devenin binicisi.
Râkibü’n-Necîbi: Asîl, temiz, güzel hayvanların binicisi.
Er-Rahmetü: Rahmet; sevgi, acıma ve koruma hissinin sâhibi. Rahmetü’l-Ümmeti: Ümmetini esirgeyen ve koruyan.
Rahmetül-Alemine: Âlemleri esirgeyen ve koruyan.
Rahmetü Mühdâti: Rahmet arınağanları (veren).
Er-Rahîmü: Mü’minleri çok seven, çok koruyan.
Er'Resûlü: Peygamber.
Resûlü’r-Râhati: Dinlenme, huzur ve sükûn Peygamberi.
Resûlü’r-Rahmeti: Rahmet Peygamberi.
Resûlüllahi: Allah’ın Peygamberi.
Resûlü’l-Melâhimi: Savaşlar Peygamberi.
Er-Reşîdü: Akıllı, olgun, iyi yola götürücü, mürşîd olan.
Er-Refîu’z-Zikri: Şânı yüce; zikri çok yükseltici.
Râfiu’r-Rütebi: Rütbeleri, insanların tekâmül derecelerini yükseltici. Râfiu’d-Derecâti: Dereceleri yükseltici; yüksek makam ve derecelere çıkarıcı. Er-Rakîbü: Koruyucu, gözetici.
Rûhu’l-Hakkı: Hakk’m ruhu; gerçeğin özü.
Rûhu’l-Kudsi: Kutsallaşmış ruh; vahyin emini.
Er-Râfiu: Pek esirgeyen, çok merhamet eden.
Rüknü’l-Mütevâziîne: Tevazu sahiplerinin temeli (başı).
Za Harfi:
Ez-Zâhidü: Mâsivâdan yüz çeviren.
Zaîmü’l-Enbiyâi: Peygamberlerin kumandanı.
Ez-Zekiyyü: Temiz, pâk, akıllı.
Ez-Zemzemiyyü: Zemzemli; suyu çok yere mensub.
Zeynün men fî’l-kıyâmeti: Kıyamet gününde bulunanların süsü, en güzeli.
Sin Harfi:
Es-Sâbiku: Öncü, ilk, her şeyin başı.
Es-Sâbiku Bi’l-Hayrâti: Hayırlarda öncü.
Sâbiku’l'Arabi: Arabm öncüsü.
Es-Sâcidü Sebîlullahi: Allah yolunda secde eden.
Es-Sirâcü’l-Münîru: Işık saçan kandil.
Es-Sırâtü’l-Müstakîmü: Doğru yolun rehberi.
Es-Saîdü: Mutlu.
Sa’dullahi: Allah’ın iyiliği, mübarek kulu.
Sa’dü’l'Halâikı: Yaratıkların en iyisi.
Es-Selâmu: Noksan ve ayıptan emin olan.
Es-Semîu: Çok iyi dinleyen ve işiten.
Es-Seyyid: Efendi; bir topluluğun en şerefli ferdi.
Seyyid-i Veled-i Âdem: Âdem oğlunun efendisi, en şereflisi. Seyyidü’l-Mürselîn: Resullerin efendisi; en şereflisi, en üstünü. Seyyidü’n-Nâsi: insanların efendisi.
Seyyidül-Kevneyn: Dünya ve âhiretin efendisi.
Seyyidü’s-Sekaleyn: İnsanların ve cinlerin efendisi.
Seyfu’llahi’l-Meslûl: Allah’ın çekilmiş kılıcı (yalın kılıcı).
Şın Harfi:
Eş-Şârm: Kanun koyucu,
Eş-Şâfiu: Şefaat edici.
Eş-Şâkiru: Şükredici.
Eş-Şâhidü: Gören, tanık olan.
Eş-Şekûrü: Çok şükreden.
Eş-Şemsü: Güneş.
Eş-Şehîdü: Çok iyi gören, iyi tanıyan.
Sad Harfi:
Es-Sâbiru: Sabreden, güçlüklerden yılmadan dayanan.
Es-Sâhibü: Mâlik; yoldaş, arkadaş; sohbet edici.
Sâhibü’l-Âyâti: Âyetler sâhibi.
Sâhibü’l-Mu’cizâti: Mu’cizeler sâhibi.
Sâhibü’l-Bürhâni: Kuvvetli deliller sâhibi.
Sâhibü’l-Beyâni: Açık söz, açıklama sâhibi.
Sâhibü’t-Tâci: Tâc, saltanat sâhibi.
Sâhibü’bcihâdi: Cihad sâhibi.
Sâhibü’l-Hucceti: Kesin delil sâhibi.
Sâhibü’l-Hatîmi: Çok faydalar sâhibi.
Sâhibü’l-Havzı’l-Mevrûdi: Daimî geliri olan havuzun (Kevser’in) sâhibi. Sâhibü’l-Hâtemi: Mühür sâhibi.
Sâhibü’l-Hayri: Hayır, iyilik sâhibi.
Sâhibü’d'Dereceti’l-âliyyeti’r-Refîati: Pek yüce derecenin sâhibi. Sâhibü’r-Ridâi: Belden yukarıya mahsus örtü sâhibi. Sâhibü’l-Ezvâci’t'Tâhirâti: Çok temiz eşlerin sâhibi olan. Sâhibü’s-Sücûdi Li-Rabbi’l-Mahmûdi: Övülen Rabbi için secdeler sâhibi. Sâhibü’S'Serâyâ: Askerî birlikler sâhibi.
Sâhibü’s'Sultâni: Mülk, iktidar ve adalet sâhibi.
Sâhibü’s-Seyfi: Kılıç sâhibi.
Sâhibü’ş-Şer’i: Şeriat, kanun sâhibi.
Sâhibü’ş-Şefâatil'Kübrâ: En büyük şefaatin sâhibi.
Sâhibü’l-Atâyâ: Bağışlar ve ihsanlar sâhibi.
Sâhibü’l-Alâmâti’l-Bâhirâti: Göz kamaştıran alâmetler sâhibi. Sâhibü’l-Uluvvi ve’d-Derecâti: Yücelikler ve yüce dereceler sâhibi. Sâhibü’l-Fazîletî: Fazilet, üstünlük sâhibi.
Sâhibü’l-Fereci: Üzüntü ve darlıktan kurtuluş sâhibi.
Sâhibü’l-Kadîbi: Kesici (kılıç) sâhibi.
Sâhibü’l'Kadîbi’l'Asfari: Sarı kesici (kılıç) sâhibi.
Sahibi kavl-i Lâ ilâhe illâllahu: Allah’dan başka ilâh yoktur sözünün sâhibi. Sâhibü’l'Kademi: Uğur ve öncelik sâhibi.
Sâhibü’l'Kevseri: Kevser’in sâhibi.
Sâhibü’l-Livâi: Sancak sâhibi.
Sâhibü’l-Mahşeri: Haşir (toplama) yerinin sâhibi.
Sâhibü’l-Medineti: Büyük şehir sâhibi.
Sâhibü’l'Miğferi: Miğfer sâhibi.
Sâhibü’l-Mağnemi: Ganimet malı sâhibi.
Sâhibü’l-Mi’râci: Mîrac sâhibi.
Sâhibü’l-Mazhari’l-Meşhûdi: Gözle görülen zuhur yeri sâhibi. Sâhibül-Makami’l-Mahmûdi: Kendine hamd edilme makaminin sâhibi. Sâhibü’l-Münîri: Nurlandırma sâhibi.
Sâhibü’l-Mi’zeri: Belden aşağıya mahsus örtü sâhibi.
Sâhibü’n-Nalîni: Nalın sâhibi.
Sâhibü’l-Herâveti: Yoğun asâ sâhibi.
Sâhibü’l-Vesîleti: Kulları Rabbına kavuşturma vasıtası sâhibi.
Es-Sâdiu Bimâ Ümire: Kendisine emredileni apaçık bildirici.
Es-Sâdiku: Doğrucu, gerçekçi.
Es'Sabûru: Çok sabreden, güçlüklerden yılmadan dayanan.
Es-Sıdku: Doğruluk, gerçeklik.
Sırâtullahi: Allah’ın yolu.
Sırâte’llezîne en’amte aleyhim: Kendilerine nimet verilen kimselerin yolu. Es-Sırâtü’l-Müstakîm: Dosdoğru yol.
Es-Sufûhu: Kusur ve ayıpları görmezlikten gelen.
Es'Sufûhu ani’z-Zellâti: Ayak kaymalarına, sürçmelere göz yuman.
Es-Safvetü: Arınmış, süzülmüş, seçkin kişi.
Es-Safiyyü: Ayıklanmış, seçilmiş iyi kişi.
Es-Sâlihu: iyi huylu, güzel ahlâklı.
Dad Harfi:
Ed'Dâribu Bi’l-Hısâmi’l-Meslûmi: Ağzı körelmiş kılıçla vuran. Ed-Dahhâkü: Çok gülen.
Ed-Dahhûkü: Güleç yüzlü.
Tı Harfi:
Tâb Tâb: Hoş, güzel, güzel kokulu.
Et-Tâhiru: Çok temiz.
Et-Tabîbü: Hekim, bilgin.
Tâ Sîn Mîm: Kur’an-ı Kerîm’deki rumuz ismi.
Tâ Sîn; Kur’an-ı Kerîm’deki rumuz ismi.
Tâ Hâ: Kur’ân-ı Kerîm’deki rumuz ismi.
Et-Tayyibü: Helâl, temiz, güzel, hoş olan.
Zı Harfi:
Ez'Zâhiru: Görünüşte olan, sırları görünüşe getiren, açıklayan. Ez-Zafûru: Çok zaferler kazanan.
Ayn Harfi:
El-Âbidü: Kul, ibadet edici.
El-Âdilü: Adalet sâhibi, adaletli.
El-Azîmü: Çok büyük.
El'Afî: Afvedici; kusurları silici.
El-Akıbü: En sonra gelen; tâkib eden.
El'Alimü: Bilgin, bilen.
Alemü'l-İmâni: îmanın bayrağı, işareti.
Alemü’l-yakîni: Kesin bilginin bayrağı, işareti.
El'Alimü Bil-Hakkı: Hakk’ı ve gerçeği bilen.
El-Amilü İşleyici; iş ve hareket adamı; eser yaratıcı.
Abdullah: Allah’ın kulu.
El'Abdü: Kul.
El-Adlü: Her şeyi yerli yerine koyan ve herkesi eşit tutan.
El-Arabiyyü: Şehirli; doğru, düzgün ve güzel konuşan.
El-Urvetü’l'Vüska: Sağlam kulp.
El-Azîzü: Çok yüce, çok şerefli olan.
El'Afvü: Afvedici, bağışlayıcı.
El-Atûfü: Şefkat ve merhamet edici.
El-Alîmü: Her şeyin hakikatini hakkıyle bilen.
El-Aliyyü: Çok yüce, şerefli, yüksek makam sâhibi.
El-Allâmetü: Çok bilgili.
Aynü’l'İzzi: Bol rahmet; şeref ve yücelikler kaynağı.
Abdü’l-Kerîm: Çok cömert olan Allah’ın kulu.
Abdü’l-Cebbâri: Kahredici ve galip olan Allah’ın kulu.
Abdül-Hamîdi: Çok öven ve övülen Allah’ın kulu.
Abdü’l-Mecîdi: Çok büyük ve şerefli Allah’ın kulu.
Abdü’l-Vehhâbi: Çok ihsan edici Allah’ın kulu Abdü’l-Kahhâri: Çok kahredici Allah’ın kulu.
Abdü’r-Rahîm: Çok acıyan, çok koruyan Allah’ın kulu.
Abdü’l-Hâlikı: Yaratıcinin kulu.
Abdü’l-Kadiri: Kudret sâhibi olan Allah’ın kulu.
Abdü’l-Müheymini: Korkudan koruyucu, emin kılıcı Allah’ın kulu. Abdü’l-Kuddûsi: Eksik sıfatlardan münezzeh Allah’ın kulu. Abdü’l-Gayyasi: Çok yardım edici Allah’ın kulu.
Abdü’r-Rezzâkı: Çok rızıklar verici Allah’ın kulu.
Abdü’s-Selâmi: Noksan ve ayıplardan emin olan Allah’ın kulu. Abdü’l-Mü’min: Emin kılan ve îman edilen Allah’ın kulu. Abdü’l-Gaffâri: Çok setredici ve yarlığayıcı Allah’ın kulu.
Gayn Harfi:
El-Galibu: Galip ve hâkim, üstün olan.
El-Gafûru: Çok setreden, çok bağışlayan.
El-Ganiyyü: Zengin.
El-Ganiyyü Billâhi: Allah ile zengin.
El-Gavsü: Yardım edici.
El-Gıyâsü: Çok yardım eden.
Fe Harfi:
El-Fâtihu: Açıcı; cehalet karanlığını bilgi ile giderici; göz ve gönül açıcı. El-Farkılıt: İncil’deki isimleri; Hakk’m ruhu.
El-Fâruku: Hakkı ve bâtılı ayıran.
Fârûku: Hakla bâtılı ayırmada çok maharetli.
El-Fettâhu: Çok açıcı; açıklayıcı; aydınlatıcı.
El-Fecrü: Sabah aydınlığı.
El-Faratu: Herkesten önce ve ileri gelen.
El-Fasîhu: Doğru, düzgün ve açık konuşan.
Fadlullahi: Allah’ın üstün ihsanı.
Fevâtihu’n-Nuri: Nur açılışları.
Kaf Harfi:
El-Kasimü: Hisseleri ayırıcı ve dağıtıcı; bahşedici.
El-Kadî: Hüküm verici, kadı, yargıç.
El-Kanitü: İbadet eden, yalvaran.
Kaidü’l-Hayri: Hayra liderlik yapan.
Kaidü’l-Garri’l-Muhaccelîne: Abdest uzuvları parıldayacakların başı.
El-Kabilü: Kabul edici.
El'Kaimü: Ayakta duran, birinin yerini tutan.
El-Kattalü: Çok katleden; kâfirleri kıran.
El-Katûlü: Çok öldüren.
Kasm: Bütün hayırları kendinde toplayıcı.
El-Kassûmü: Hayırları kendinde toplayan.
Kademü sıdkın: Doğrulukta sebat eden, bastığı yerde duran.
El-Kureşiyyü: Kureyşli.
El'Karîbü: Ziyade yakınlık sâhibi.
El-Kameru: Ay.
El-Kayyimü: Görüp gözeten; işleri ve halleri düzenli yürüten.
El-Kaviyyü: Kuvvetli, dayanıklı, sağlam.
Kef Harfi:
Kâffetü’n-Nâsi: Bütün insanlara yeten.
El-Kefîlü: Boynuna alan, üzerine yüklenen, kefil olan.
El-Kâmilü fî cemîi umûrihi: Bütün işlerinde kusursuz ve mükemmel olan.
El-Kerîmü: Çok cömert, çok şerefli.
Kâf Hâ Yâ Aym Sad: Kur’an-ı Kerîm’deki rumuz ismin sâhibi.
Lâm Harfi:
El'Lisânü: Doğru ve düzgün konuşan, her dilden anlayan ve her dile hitap eden.
Mim Harfi:
El'Mâcidü: Yüce, cömert ve şerefli.
Mâzmâz: İbranice; çok güzel kokulu.
El-Müemmilü: Teemmül eden; çok iyi ve etraflıca düşünen.
El-Mâhi: Mahvedici.
El-Me’mûnü: Emin bulunan, korkusuz olan.
El-Mânihu: Atıyyye ve ihsanda bulunan.
El-Mâu: Su.
El-Muînü: Yardımcı, yardım eden.
El'Mübârekü: Uğurlu, hayırlı, bereketli olan.
El-Mübtehilü: Düşmanlarını lânetleşmeye çağırarak meydan okuyan.
El-Müberrâü: Temizlenmiş, arinmış.
El-Mübeşşirü. Müjdeleyici, iyi haberle sevindirici.
Mübeşşirü’l'Bâisîne: Bîçârelere müjde veren.
El-Meb’ûsü Bi’l-Hakkı: Hak ile gönderilen; Hak ile diriltilen.
El-Meb’ûsü: Diriltilmiş; gönderilmiş; peygamber, temsilci.
El-Mübelliğu: Tebliğ edici; Hak’dan aldığını halka duyurucu.
El-Mübîhu: İşlenmesi ve işlenmemesi gereken işleri açıklayan.
El'Mübînü: Kesin, açık delil, açık seçik söz söyleyen.
El'Metînü: Çok sağlam ve güçlü, dayanıklı.
El-Mütebettilü: Her şeyden kesilip yalnız Allah’a yönelen.
El-Mütebessimü: Gülümseyen, güleç yüzlü.
El-Müterabbisu: Bekleyen.
El-Müterahhimü: Merhamet eden, acıyan ve esirgeyen.
El-Mütezarriu: Gönlünü alçaltarak yalvaran.
El-Müttakî: Çok sakınan; kötülükten çok kaçman.
El-Metlüvvü aleyhi: Arkasından gidilen; kendisine Kur’an (vahiy) okunan.
El-Müteheccidü: Geceleri uyanık olan.
El-Mutavassıtu: Aracılık eden; kulu Rabbına kavuşturan.
El-Mütevekkilü: Allah’a güvenip dayanan.
El-Müsebbitü: Sebat eden; isbat eden; açık ve devamlı kılan.
Mücâbün: Duası kabûl edilen; isteğine cevap verilen.
Mücîbün: Duaları kabûl eden, cevap verici.
El-Müctebâ: Seçilmiş.
El'Mücîrü: Eman veren.
El-Muharrisu: (Ümmetini korumağa karşı) hırslı.
El-Muharrimü: Haram eden, yasaklayan.
El-Mahfûzu: Korunmuş olan.
El-Muhallilü: Helâl kılan; hulûl eden; halîl (dost) olan.
Muhammedün: Tekrar tekrar övülmüş.
El-Mahmûdü: Kendisine hamd olunan; övülen.
El-Muhayyirü: Seçim yapmayı serbest bırakan, insanlara seçme hakkı tanıyan.
El-Muhtâru: Seçkin; dilediğini yapmakta hür olan.
El-Mahsûsu Bi’ş-Şerefi: Şerefiyle özelleşmiş.
El-Mahsûsü Bi’l-Izzi: Yüceliğiyle özelleşmiş.
El-Mahsûsü Bi’l-Mecdi: Büyüklüğüyle özelleşmiş.
El-Mülâhhasu: Hulâsalaşmış, özleşmiş, kâinatın özü olmuş.
El-Müddessirü: Örtülere bürünmüş.
El-Medeniyyü: Şehirli; Medeni, her çağın çağdaşı.
Medinetü’l-İlmi: İlim şehri.
El-Müzekkiru: Zikreden ve zikrettiren.
El-Mezkûru: Zikredilen; çok anılan.
El-Mürtezâ: Hoşnut kılınmış; beğenilmiş, seçilmiş.
El-Mürettilü: Açık, parlak ve aydınlık konuşan.
El-Mürselü: Elçilikle gönderilmiş olan.
El'Mürtecâ: Ümit olunan, kendisine ümit bağlanan.
El-Merhûmü: Allah’ın rahmetiyle bezenmiş.
El-Mürfiu’d'Derecâti: Dereceleri yükselten.
El-Mer’ü: Erkek; er kişi.
El-Müzekkî: Temizlenmiş, temizleyen; zekât veren.
El'Müzzemmilü: Esvaba, örtülere bürünen.
El-Mesîhu: Okşayan, sığayan, silen, seyahat eden.
El-Müstağfirü: Günahların bağışlanınasını dileyen.
El-Müstağnî: İhtiyacı olmayan.
El-Müstakîmü: Dosdoğru olan.
El-Mesrûbe: Göğsünden göbeğine kadar bir tek çizgi halinde kılları olan.
El-Mes’ûdü: Saadetli, kutlu.
El-Müsellimü: Teslim eden, veren, selâmete çıkaran.
El-Müsellemü: Teslim edilmiş, verilmiş; herkesçe tasdik edilmiş.
El-Müşâviru: İstişare edilen, kendisine danışılan.
El-Müşeffiu: Şefaat eden.
El-Meşfûu: Günahları bağışlanmış olan.
El-Müşeffah: Süryânî dilinde Hamd (övgü) demektir.
El'Meşhûdü’l-Münîri: Gözle görülen nurlandmcı, aydınlatıcı varlık.
El-Mısbâhu: Kandil, meş’ale.
El-Musâriu: Güreş tutucu, pehlivan.
El-Müsâfihu: Sevdiklerini kucaklayan; meyli daima Hakka olan.
Musahhihu’l-Hasenât: iyilikleri sağlayıcı, ıslah edici, düzeltici.
El-Masdûku: Tasdik edilmiş, doğruluğu sâbit olmuş.
El-Mustafâ: Tasfiye olunmuş, çok arınmış.
El-Muslihu: Islah edilmiş ve ıslah edici; dirlik ve düzene koyucu.
El-Musallâ aleyhi: Kendisine yardım erişen, salâvat getirilen.
El-Mutâü Kendisine itâat edilen, boyun eğilen.
El-Muzhiru: Her şeyi zuhura getiren; zuhura vesile olan.
El-Muzharu: Varlık kendisiyle zâhir olan.
El-Muttaliu: Bilgi sahibi, haberi olan.
El-Mutîu: Hakk’a itâat eden, boyun eğen.
El-Muzafferü: Zafer kazanan, üstün olan.
El-Muazzirü: Tazir eden, azarlayan.
El-Ma’sûmü: Suçsuz, günahsız.
El-Mu’ti: Veren, ihsanlar eden.
El-Muakkıbü: Kendisinden önce gelenlerin yolundan giden.
El'Muallimü: Öğretmen.
Muallimü ümmetihi: Ümmetinin öğretmeni.
El'Maallemü: İlimlerin kendisinde toplandığı ve tahsil edildiği yer. “Muallemü” şeklinde okunursa: Kendisine (Allah tarafından hakikatler) öğretilen, demek olur.
El'Mu’linü: İlân edici, bildirici, haber verici.
El-Muallâ: Yüce, yüksek.
El-Mufaddalü: Tafdîl edilmiş; başkalarına üstün kılınmış.
El-Mufaddılü: Tafdil eden, dilediğini üstün kılan.
El-Miftâhu: Anahtar.
Miftâhu’l-Cenneti: Cennetin anahtarı.
El-Muktesidu: Adalet üzre olan.
El-Muktefâ: Peşinden gidilen, kendisine uyulan.
El-Mukaddisü: Takdis eden mübarek ve kutsal kılan.
El-Mukrî: Okutan.
El-Muksitu: Doğru hareket eden, âdil.
El-Mü’minü: İman eden ve edilen; emin, korunmuş ve korkusuz olan.
El-Müebbedü: Ebedî olan; kendisine danışılan.
El-Müyessiru: İşleri kolaylaştıran.
Nun Harfi:
Nûn: Kur’an’daki rumuz ismi; balık, kılıç.
En-Nâbizü: Savaşçı, muharip.
En-Nâcizü: İş bitirici; vaadini yerine getirici.
En-Nâsü: Âdemoğlu, insan.
En-Nâsihu: Önceki şeriatların hükümlerini ortadan kaldıran.
En-Nâşirü: Neşredici, yayıcı.
En-Nâsıru: Yardım edici, zafer verici.
En-Nâsihu: Nasihat edici, öğüt verici.
En-Nâtıku: Konuşucu.
En-Nâhî: Nehyeden, kötülükleri yasaklayarak önleyen.
Nebiyyü’l-Ahmeri: Kırmızı ırkın peygamberi.
Nebiyyü’l-Esvedi: Siyah ırkın peygamberi.
Nebiyyü’t-Tevbeti: Tevbe Peygamberi.
Nebiyyül-Haremeyni: Mekke ve Medine’nin peygamberi.
Nebiyyü’r-Râhati: Huzur ve rahatlık peygamberi.
Nebiyyü’r-Rahmeti: Acıma ve esirgeme peygamberi.
Nebiyyü’s-Sâlihi: Sulh ve ıslahat peygamberi.
Nebiyyullahi: Allah’ın peygamberi.
Nebiyyü’l-Merhameti: Merhamet peygamberi.
Nebiyyü’l-Melhameti: Savaş peygamberi.
Nebiyyü’l'Melâhımi: Savaşların peygamberi.
En-Nebî: Haber veren.
En-Necınü: Yıldız; yolculara yol gösteren işaret; ölçü.
En-Necınü’s-Sâkıbü: Karanlığı yırtıcı ve yakıcı yıldız.
Neciyyullahi: Allah’ın sırdaşı.
En-Nezîru: Kötülüklerin sonucundan korkutucu.
En-Nesîbü: Soylu, asil, temiz soydan gelen.
Nasîhun: Öğüt veren, doğru yolu gösteren.
Nâsihu: Her kötülükten arınmış; öğütçü.
En-Ni’metü: İyilik, dirlik ve mutluluk.
|