Kuran her fırsatta mükellefiyetin dolayısıyla da suç ve cezanın bireyselliğine vurgu yapmaktadır. Kuran öğretisinde, ''hiçbir günahkâr bir başkasının günahını yüklenmez'' (Fâtır suresi 18.ayet) prensibi esas olduğuna göre, mesela babamızın yediği erik yüzünden bizim dişimizin kamaşması asla mevzubahis olamaz. Hz. Aişe Ebu Hüreyre’nin ‘’Veled-i zina üç şerlinin en şerlisidir.’’ Şeklinde naklettiği hadisi duyunca ‘’ Allah Ebu Hüreyre’ye rahmet etsin Hadisi yanlış ve eksik işitmiş’’ der ve ardından ‘’Bu hadis bir münafıkla ilgilidir. Resulullah o münafığın soyunu sopunu sorunca, insanlar onun veled-i zina olduğunu söylediler. İşte o zaman Rasulullah, ‘o veled-i zina üç şerlinin en şerlisidir.’ Buyurdu. Yoksa Kuran, ‘Hiç kimse bir başkasının günahının yükünü yüklenmez’ (Fatır süresi 18;39.ayet, Enam suresi 164. Ayet, İsra suresi 15;35.ayet, Zümer suresi 7. Ayet, Necm suresi 38. Ayet Vav ilavesiyle 6) buyururken Rasulullah nasıl böyle bir söz söyleyebilir diye serzenişte bulunur. (Kaynak: el-İCÂBE Bedreddin ez-Zerkeşî’nin (ö. 794/1392), bazı sahâbîlerin hatalı rivayetleriyle ilgili olarak Hz. Aişe’nin tashihlerini ihtiva eden eseri. Tam adı el-İcâbe li-îrâdi me’stedrekethü ʿÂʾişe ʿale’ṣ-ṣaḥâbe olan eserde Hz. Aişe’nin çoğu sahâbî, bir kısmı tâbiî olan bazı kimselerin rivayet, görüş ve fetvalarıyla ilgili düzeltmeleri konu edilmektedir.)
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|