Haklısın kardeşim bu hususta, kirli malla her türlü kirlilikten uzak tutulması gereken Allah’a ibadet ve taat mekanlarının inşa edilmesinin doğru olmayacağı görüşü daha isabetli olarak değerlendirilebilir. Nitekim cahiliye döneminde bile Kâbe’nin inşasında Mekkelilerin bir dirhem bile haram mal katmamak için titizlik gösterdikleri bilinmektedir. Müslümanların bu hususta daha titiz olmaları evla olarak beklenilen bir tavır olmalıdır. Belki bu gibi haram malların doğrudan ibadet mekânı olmayan hastane, yol, kanalizasyon gibi amme cihetine sarf edilebileceğini söylemek orta yolu gösteren bir yaklaşım olabilir. Haram malla mescit inşası o mala değer vermek ve iyilik yapmış olma ümidini desteklemek manasına gelecektir. Oysa haramlarda değerlilik ve iyilik olmaz bilakis ceza ve günahlık sabit olur. Nitekim bazı fakihler, gasbedilen arazide veya gasbedilen elbiseyle kılınan namazın zimmetten düşüp düşmeyeceğini tartışırken haramlığın bizatihi nehyedilen şeyin işlenmesi cihetinden ibadetin kendine has kılınan özü veya şartıyla ilişkilendirilmesi durumunda sahih olmayacağını ama ibadetin hususilik arzeden özüyle değil de emredilen bir şartın yerine getirilmemesi yönüyle irtibatı durumunda ise, sahih olacağını belirtmişlerdir. Mesela, mekruh vakitlerde namazı, kerahet cihetini tahrim olarak alanlar sahih görmezken tenzihi olarak alanlar sahih görürler. Zira burada ibadetin özüyle ilgili hususi bir nehiy vardır. Ancak ibadetin özü ve şartlarıyla ilgili olmayan gasbedilen arazide kılmak veya gasbedilen elbiseyle kılmak gibi durumlarda, ibadetin şartıyla ilgili nehyedilenin yapılması yönünden bakanlar sahih görmezken doğrudan ibadetin özüyle ilgili olmadığı için emredileni terk etme yönünü dikkate alanlar sahih görürler. Hülasa , mescit inşasında haram malın kullanılmamasının evla olmasıdır. Bu sebeple mescit yaptırmak için yardım toplayanların buna dikkat etmesi, faiz gibi haram para elde edenlerin de bu parayla mescit yapımından uzak durmaları gerekir. Fakat bu durum haram para veya böyle bir para karışmış mescitte kılınan namazı geçersiz kılmaz. Böyle bir yerde namaz kılınmaması tavsiye edilir ancak kılınan namazın tekrarı istenmez. Sonuçta ibadet ve taat yerlerinin inşasında harama karşı titiz olunmasının takvanın bir gereği olarak değerlendirilmesi isabetli olacaktır.