Nur Külliyatında, ‘insanın Esma-i ilâhiyeye mazhar olması’ hakkında çok önemli bir bahis var. ‘Her bir isminin feyz-i tecellisine bir mazhar-ı câmi’ olmayı’ bu bahsin ışığında daha iyi anlayabiliriz: “İnsan, üç cihetle Esma-i ilâhiyeye bir ayinedir. Birinci Vecih: Gecede zulümat, nasıl nuru gösterir. Öyle de: İnsan, zaaf ve acziyle, fakrü u hacatıyla, naks ve kusuru ile, bir Kadir-i Zülcelâl’in kudretini, kuvvetini, gınasını, rahmetini bildiriyor ve hakeza pek çok evsaf-ı ilâhiyeye bu suretle âyinedarlık ediyor...İkinci Vecih âyinedarlık ise: İnsana verilen numuneler nev’inden cüz’i ilim, kudret, basar, sem’, malikiyet, hâkimiyet gibi cüz’iyat ile kâinat Malikinin ilmine ve kudretine, basarına, sem’ine, hâkimiyet-i rububiyetine âyinedarlık eder Üçüncü Vecih âyinedarlık ise: İnsan, üstünde nakışları görünen esma-i ilâhiyeye âyinedarlık eder.’’ (sözler) İlk iki vecihte, insanın iradesi söz konusudur. Yani, insan kendi iradesini doğru kullanarak, aczini ve fakrını bildiği nispette Allah’ın Kadir ve Gani isimlerine ayna olur. Noksanını bildiği ölçüde, ilâhî sıfatların ve fiillerin kemâlini idrak eder, bu idrakle birlikte o da kemâl bulur, terakki eder. Öte yandan, insan kendi mahiyetine konulan sıfatları doğru değerlendirdiğinde, bunlar vasıtasıyla, ilâhî sıfatların varlığını idrak eder. İnsan bu sıfatlara sahip olmasaydı, Allah’ın sıfatları ona meçhul olurdu. İlâhî sıfatların bir işareti, bir gölgesi insanın mahiyetinde yaratılmış olduğu için, insan, mahluk olan bu sıfatlarını kıyas unsuru olarak kullanıp, ilâhî sıfatları tefekkür edebiliyor. Üçüncü vecihte, iradeyi kullanma yahut kıyas yapma söz konusu değildir. Bu kâinat sergisinde Allah’ın nice farklı eserleri sergileniyor ve her birinde ayrı bir sanat ve farklı bir isim tecelli ediyor. İnsan da bu eserlerden birisi, ama birincisi. O da bir eser olarak kendinde tecelli eden isimleri sergiliyor, seyircilere gösteriyor, fikir erbabına okutturuyor. Nur Müellifinin, ‘çalış’ tavsiyesi, ilk iki cihet içindir; bu üçüncü cihette kulun bir gayreti söz konusu değildir.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|