"Babam, beni Abdullah b. Abbâs'ın kızı Umre ile evlendirdi. Fakat ben hep namaz ve oruçla vakit geçirdiğimden eşimle ilgilenememiştim. Bir gün babam, gelinini ziyarete geldi. Beni nasıl bulduğunu sormuş, eşim ona şu cevabı vermişti: 'Kocam, erkeklerin en şereflilerindendir, fakat bizi arayıp sorduğu yok...' Babam, zevcemin bu sözlerinden üzülerek, beni arayıp sordu ve şöyle dedi: 'Oğlum, sana, Kureyş'in en şereflilerinden bir kadın aldım. Sen ise şöyle yaptın, böyle yaptın!..' Daha sonra da Rasûlullah'a giderek beni şikâyet etti. Rasûlullah, babamı dinledikten sonra beni çağırdı. Hemen yüce huzurlarına vardım. Hz. Peygamber (asm):
- Sen gündüzleri oruç mu tutarsın?
- Evet, ya Rasûlullah!
- Geceleri namaz mı kılarsın?
- Evet, ya Rasûlullah!
Bunun üzerine Rasûlullah şunları söyledi:
- Fakat ben, oruç tutar ve yerim; namaz kılar ve uyurum, zevcelerimle de ilgilenirim. Benim sünnetim budur. Benim sünnetimden ayrılan benden değildir.
Rasûlullah (asm) bana:
"Sen Kur'an'ı ayda bir kere hatmet!.." dedi. Ben de:
"Fakat ben kendimi daha kuvvetli hissediyorum." dedim.
"O halde on günde bir kere hatmet." buyurdular.
"Fakat ben daha fazla da okuyabilirim." dedim.
"O halde üç günde bir hatmet." buyurdular. Sonra oruca değinen Hz. Peygamber (asm):
"Ayda üç gün oruç tut!" dedi. Ben:
"Daha fazla tutmaya gücüm yeter." dedim.
Ancak Rasûlullah, daha fazlasına müsâade etmedi. Ben ise daha fazlasını rica ettim. O zaman müsâade buyurdu. Ne var ki ben daha fazla tutmakta ısrar ettim. Sonunda Allah Resûlü (asm) şöyle buyurdular:
"Orucun en faziletlisi, kardeşim Davud (a.s.)'ın orucudur. O, bir gün oruç tutar, bir gün yerdi." Bunu da ilâve ettiler:
"Her abîdin, ibadet için atılımlar duyduğu anlar vardır. Fakat bunu bir bezginlik takip eder. O zaman insan ya sünnete doğru gider ya bid'ate. Bezginlik anında sünnete doğru giden hidayete ermiş demektir. Başka bir yola giden ise helâk olur."
(Buhâri, Savm, 55, Nikâh, 89, Teheccüd, 20; Müslim, Sıyâm, 192; Nesâi, Sıyâm, 76; İbn Hanbel, II, 194, 198)
|