Prof. Dr. M. Kerem Doksat; Doksat, doçentliğinde bir derginin sorularına verdiği cevaplar az da olsa konumuzla ilgili gibi görünüyor. Şöyle diyor; “Kur’an’ı Kerim’de cinlerin varlığından söz edildiğine göre ben cinlerin varlığına inanıyorum. Ancak aklı başında hiçbir psikiyatri uzmanın hastalarını cinciye göndereceğine inanmıyorum. Yalnız siğil konusunda bunu söyleyebilirim; virüslerin sebep olduğu, ciltte meydana gelen bu hastalık okumakla, yani, inanmak ve telkinle geçiyor. Ben telepati yapıyorum diyenlerin çoğu şizofren, ama bunu gerçekten yapan, cisimleri hareket ettiren insanları inkâr edemezsiniz. Ani ateş alıp yanma hadiseleri tanımlanmamış, bazı insanların “tayyi mekân” diye adlandırılan hareketleri biliniyor. Böyle birtakım şeyler oluyorsa, bilime düşen şey, kendi mantığına ters düşüyor ya da bunun izahını bulamıyor diye reddetmemektir. ‘Ne oluyor da oluyor?’u araştırmaktır. Bize gelen insanların büyük çoğunluğu akıl hastası, ancak az sayıda vakada böyle bir hezeyan ve yanlış inanç yokken benzeri şeylerin olduğunu görüyoruz. O zaman içim cız ediyor. Çünkü rahmetli babam Recep Doksat ’ın da olmasını çok istediği bilimsel bir epistemoloji ile çalışan bir parapsikoloji enstitüsü ve kürsüsünün hala olmamasına içim sızlıyor. Çünkü, parapsikoloji, klasik psikolojinin uğraşmaktan kaçındığı noktaları bilimsel metotlarla inceler. Aslında ‘ruhbilim’ deyimi de yanlış kullanılıyor, bu çok geniş bir kavram. Halbuki bizim ilgilendiğimiz saha yalnızca beyinle ilgili. Bu nüansı Araplar ayırmışlar. İlm-i Nefs’ diyorlar. Bu konuların vuzuha kavuşabilmesi için ülkemizde parapsikoloji kürsülerinin kurulması gerekir.”( Doç. Dr. M. Kerem Doksat, Aksiyon dergisi, 24-30 Haziran 1995 ) Bu görüşler oldukça isabetli tespitler gibi görünüyor.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|