Alıntı:
ZAFRAN Nickli Üyeden Alıntı
Musallattan bahsetmiyor sanırım. Evdeki yerleşik avamilerden ve okumalarla oluşan nura gelen gidenden bahsediyor.
|
Bu bahsettiklerinizle bizim nasıl bir önlem alınmalı. Açıkçası Havaş öğrencisi olarak değilde sıradan bir avam olarak söylüyorum. İnsanın evi mahremidir. İnsan evinde kendi ve ailesi ile olmak ister. Bir evi iki farklı varlık neden, nasıl mesken tutar? Alemlerimiz farklı diyeceksiniz. Madem farklı o zaman bendeki nura yada okumadan hasıl olana neden el uzatır? Biz onun mahremine dokunmayız, ( davettir azamettir uğraşmam) oda bizimle muhattap olmasın..
Başlıktaki konu içinde genel bildiğim kadarıyla konuşayım. Sayı olayı bildiğim kadarıyla Kur'an da geçmez ama bu sayılar işin ehline özel şeyler bence. Ünlü alimler, imam Gazali, ibnul Arabi gibi ömrünü bu tarz ilimlere veren kişilere has birşey.. bu kişilerde binde bir çıkıyor. Şuan belki çok yaygın herkesin dilinde ama bence eskiden bu böyle değildi. Ki herkesin şuan dilinde olsa bile çoğunun usulüne uygun okuduğunu düşünmüyorum. Tek sayı ile iş bitmiyor. Allah kelamında sayıya aşınca ben musallat olacağına da inanmıyorum açıkçası. Allah, beni gece gündüz zikredin diyor. Sanırım burdaki hususta Allah rızası. Allah rızası adı altında onbinlerce zikir cekenlerde hiç bir şey yok..
Şu zikri okuyun eve kimse gelmez, gelen kaçar söylemlerine de pek inanasim gelmiyor. O varlığın eve girmesine müsade eden Allah. Allah'ı vekil ettiğimizde neden eve giremesin? İzni veren Yüce Allah zaten.. bence burda önemli olan Allah'ın bunu neden verdiği. Yani sınav nedir? Kulun bu musallattan, beladan çıkartması gereken ders nedir? Hani diyoruz ya her şey sınav. Bu sınavdan üzerimize düşenin ne olduğunu bulup sınavı atlatabilirsek işte o zaman evde barinamazlar..