Hastalığa yakalanma meselesi üç surete şamildir: Ya hastalanmazdan önce suyu bulmuştur; ya hastalandıktan sonra bulmuştur yahut bulamamakta devam etmiştir. Şüphesiz birinci suretle teyemmüm bâtıl olur. Üçüncü surette zahire bakılırsa teyemmümü bâtıl olmamak gerekir. Zira teyemmümü mubah kılan özür kalkmış değildir. Bir de sebebin ihtilâfı ancak birinci özür kalktığı zaman meydana çıkar. Anlaşılıyor ki murad sadece ikincidir. Suyu bulamadığı için teyemmüm eder de sonra hastalanır; sonra suyu bulursa geçmiş teyemmümle namaz kılamaz. Çünkü o teyemmüm, suyu bulamadığı için yapılmıştı. Şimdi suyu bulmuştur. Teyemmümü de bâtıl olmuştur. Zira onu mubah kılan özür kalkmıştır. Velev ki halen teyemmümü mubah kılan başka bir özür bulunsun. Bunun naziri Bahr sahibinin Abdesti Bozan Şeyler Bahsinde söylediği şu meseledir:
«Bir kimse su varken hastalık veya soğuk sebebi ile teyemmüm eder de sonra su bulamazsa, hastalık veya soğuk da geçerse teyemmümü bozulur. Çünkü suyu kullanmaya kudret kazanmıştır. Velev ki su bulunmasın!» Bunun misli Nehir'de de mevcuttur.
Ben derim ki: Bedâyı'deki şu mesele bunun karşısında müşkül kalır: «Teyemmümlü bir kimse su başına uğrasa da düşman veya yırtıcı hayvan korkusundan vasıtadan inemese teyemmümü bozulmaz. Bunu Muhammed b. Mukatil Razi de söylemiş ve: «Ulemamızın kavline kıyasen söylenecek söz budur. Çünkü o adam manen suyu bulmuş değildir. Binaenaleyh yokluğa karışmıştır..» demiştir. Bu sözün bir örneği de el-Münye'dedir.
Zira şüphesiz düşman korkusu teyemmümü ilk mubah kılandan başka bir sebeptir. Zahire göre mesele o kimsenin evvela suyu bulamadığı için teyemmüm ettiği farz edilerek kurulmuştur. Meğer ki: «Burada ilk sebep bâkîdir.» diye cevap verile. Fakat bu da söz götürür. Teemmül buyurulsun!
(Reddül Muhtar Müellifi İbn-i Abidin Cilt:1 Sayfa:365 Şamil Yayınevi İstanbul 1982)
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|