Aslında hayır gibi görünen sağlık, maddi ferahlık, mal mülk edinme kişilere masumane geliyor. Düşündüğümüzde bunda ne var ki? Celp değil büyü değil, hayır bir niyet için Allah rızası gözeterek yapıyoruz. Ama işin aslı öyle değil.. Allah size kaldığınız evin tapusunu bahseder. Size öyle hacette bulunduğunuz için. Sonra bir depremde sevdikleriniz o çok istediğiniz tapulu evin içinde can verebilir. Geriye sizde sakat olarak yaşamanıza devam edersiniz. Rabbim esirgesin dünya acı çekilir Keşke hiç o evde yasamasaydim o tapuyu hiç almasaydim derken kendinizi bulursunuz. Ama Allah'tan sadece neye ihtiyacım varsa onu ver derseniz, nokta atışı hacet belirtmeden hakkımda hayırlısını bana ver derseniz, o tapu sizin elinize geçmez, siz kiralarda belki surunursunuz ama sevdikleriniz ve canınız sağ şekilde. Sonra da Rabbim nasip etmedin bak bunda da bir hikmetin varmış dersiniz. Bu sadece naçizane bir örnek. Bir hacetin sonunda hayırlısıyla ver denildiğinde cümlenin başındaki istegin bir hukmu kalmıyor yada cümlenin başı ile sonu çelişiyor gibi oluyor. Çünkü biz gaybi bilmiyoruz. Bize ne iyi gelecek, kaderimiz ne olacak bilmiyoruz. Tek arzumuz hayırlı, halis ve doğru seçimler yapabilmek olmalı. O yüzden biz oluşturduğumuz dua bölümünde niyet kısmından kişilerin şahsi isteklerini çıkartıp sadece neye ihtiyacı varsa onu vermesini ve hayırlısını nasip etmesini niyaz ettik..

Bir nevi ağrı kesici gibi düşünün. Ağrınız var içersiniz o gideceği yeri bilir. Herkesin derdi muradı var. Siz sadece hayırlısı deyip okuyun o gideceği yeri bilir.

Kimi zamanda bir antibiyotik içersiniz karnınız agridigi için. Bı bakarsiniz ki dişlerinizde de bir ferahlık, bir sağlık gelmis. O antibiyotik dişteki sıkıntıyı daha elzem gördüğü için ilk oraya hücum etmiş siz ne kadar karnım diye feryat etsenizde. Bu anlattığım da böyle bir şey.. umarım açıklayıcı olmuştur. Anlatabilmisimdir.