Alıntı:
siruss Nickli Üyeden Alıntı
Hocam bunlar sadece bazıları. Mesela salavat da çok önemli. Celcelutiye hocamızın bir PDF i var buraya yüklediği. Ben o salavatlari çok sevdim. Herkese tavsiye ederim okusun faydalansinlar. Bu salavatlarin hepsini de başta peygamber efendimize, diğer tüm peygamberlere, sahabelere Allah'ın veli kullarına hediye edilse çok güzel olur.
Bence en önemli konu hacette direkt nokta atışı yapmamak. Örneğin beyaz gömlek istiyorum Allah'ım ( bu sadece basit bir örnek, hastalıktan şifa, işsizlikten iş bulma, esssizlikten bir eş bulma, evlenme vs.) Diyerek dua edilmemeli. Çünkü gaybi bilmiyoruz. Üstü kapalı başımdan geçeni anlatayım:
Hacetin için beyaz gömlek istedim. Bahsettiğim gibi çok istedim. Ama Allah bana tam tersi siyah gömlek verdi. İlk başta çok şaşırdım. Yani tam tersi olması, yanlış bir şeyde yapmadım okurken. Sonradan sonraya anladım ki aslinda benim o siyah gömleğe ihtiyacım varmış beyaza ulaşmam icin. Bu tarz olaya defalarca şahit oldum. O yüzden dua grubunda da hacetleri değiştirmenin, böyle bizim neye ihtiyacımız varsa onu vermesi nihai hedefe ulaşmak için çok önemli. Bazen anlamak, kabullenmek çok zor oluyor ama belada kederde Allah'tan geliyor. Bazen günahlarımızı kefaret, bazen daha iyi olsun diye. Bazen de bir beladan uzaklaştırmak için.. gaybi O biliyor, ona göre veriyor. İnsanın nefsi bunu kabullenmekte çok zorlanıyor. Buna bende dahil.. ama olması gereken bu.. Allah cümlemizi böyle takvalı, ihlâslı ve herseyimizle sadece ona bıraktığımız bir yaşam nasip etsin.
|
Kardeşim ben zaten devamlı ifade ettim Kur’an ahlâkında isteme şudur: Allah’tan en hayırlısını, yani sana en uygun olanı istemek. Ancak genelde insanların tarzı şudur: Bir problem varsa, hemen kendilerine göre çözümü de vardır. Şunu biliyoruz ki, Kur’an ve dualar her şeyi ve olayı tek boyuttan değil bütün boyutlarından tahlil eder ve çözer. Sadece anlık ve dünyalık çözümler değil, ebedî ve ahirete yönelik çözümler üretir. Evet siz bilmezsiniz, sizin için şer gibi görünen bir şey aslında hayır olabilir. ‘’ Allah bilir, siz bilmezsiniz. ’Âl-i İmran,66