Benim Hristiyan arkadaşım vardı. Domuz yemezler, alkol içmezlerdi. Bize yemek yapacağı zaman belki içinize sinmez şu parayı alıp bana kendi kasabınızdan et alın, birlikte yemek yiyelim derdi. Eve domuz eti sokmadığı halde bu kadar ince düşünürdü. Kiliseye gitmiyorlardı. Sebebi ise bir gün ayinden çıktıktan sonra papazı geneleve giderken görmüşler, o günden sonra kilise işi bizde son buldu demişlerdi. Aynı evi kullandığımız halde, onun bütün mücevherleri, takıları ortadaydı. Kimse kimsenin eşyasına elini sürmezdi. Onlar bizim doğruluğumuzdan emindi, biz de onların.. Başka geniş bir eve taşındığımızda kadının eşi ağaçtan düştü aylarca hastanede yattı. Kadın yeniden bizim onun evinde kalmamızı rica etti. Eşi de onu yalnız bırakmadığımız için çok güvende hissettiğini söyledi. Kira olarak para bile almadılar. Müslüman gibi yaşayan bir aileydi. Bir gün namaz kılarken uzun uzun seyredip günde beş vakit ibadetin hikmetlerini anlatmamızı istemişti. Çok merhametli, şefkatli, çok temiz, çok cömert bir kadındı. İkisi de rahmetli oldu. İnşallah Allahım onları cennetine almıştır. O zamanlar yeterince dini bilgim olmadığı için tebliğ yapamadım, ailem de çekindi herhalde. Bunu yapmadığım için vebalde kalmış mıyımdır diye de yıllar boyu sorguladım kendimi@
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]