Her şeye rağmen sâlih ve sâliha olsak bile yine de sıkıntı yaşayabiliriz. Bunun iki sebebi olabilir. İlk sebebi imtihandan dolayı olabilir. Hz. Nûh ve Hz. Lût sâlih kişiler olmalarına rağmen onların hanımları sâliha değildi. Hz. Âsiye sâliha bir hanımdı ancak kocası olan Firavun sâlih değildi. Allah bu anlamda imtihanı olanlarımıza yardım etsin. Kur’ân ve sünnet: “Sâlih olun, sâlihalara talip olun. Sâliha olun, sâlihlere talip olun” diye aslında bize bir çağrıda bulunuyor. Efendimiz (sas) bizler daha iyi anlayalım diye meseleye farklı bir vecih kazandırıyor ve şöyle buyuruyor: “Allah kime sâliha bir eş nasip etmişse, dininin yarısına yardım etmiş demektir. O halde o da dininin değer yarısını korumada Allah’tan korksun.” (Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat, 972; Beyhakî, Şu’abu’l-İman, 5072) Hanım kardeşlerimiz de bu hadiste geçen ifadeyi “sâlih erkek” için anlamalıdır. Sâliha kadın için dinin yarısı sâlih erkek, sâlih erkek için de dinin yarısı sâliha kadındır. Abdullah ibn Amr, Efendimizden (sas) şöyle bir hadis rivayet etmiştir: “Dünya başlı başına bir metâ/faydalanma yeridir. Dünyanın en hayırlı nimeti de sâliha kadındır.” (Müslim, Rada’, 64; Nesâi, Nikâh, 15; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, l68) Abdullah b. Amr’ın rivayet ettiği bir başka hadiste de Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur: “Sâliha kadından daha kıymetli bir dünya nimeti yoktur.” (İbn Mâce, Nikâh, 5) Sâlih erkek ve sâliha kadın yaşadığımız dünyada var mı? Var ama çok az çünkü iyiler hep az olacaktır. Bu meselenin kaderi budur. Bunu bilelim ki beklentilerimizi yüksek tutmayalım.Asr-ı Saâdet zemininden benim de çok etkilendiğim, gücüm tükendiği zaman aklıma gelen bir hadis var. Efendimiz (sas) o hadiste şöyle buyurmuştur: “İnsanlar, develere benzerler. Bazen yüz devenin içerisinden, bir tane binilebilecek bir deve bulamazsın.” (Buhârî, Rikak, 189) Araplarda bir şeyi deveye benzetmek güzel bir şeydir. Asr-ı Saâdetten, asr-ı felakete yani günümüze gelsek acaba bu sayı on binde bir midir, bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki kâmil manada iyiler az. Bunu Kur’ân’dan da öğreniyoruz.Hz. Ömer devrinden size bir örnek vereyim: Hz. Ömer bir adamın: “Allah’ım, beni azlardan kıl.” diye dua ettiğini işitir ve “Bu nasıl dua!” diye çıkışır. Adam: “Kullarımdan şükredenler azdır” (Sebe, 34/13) âyetini işittim ve beni de bu az olanlardan kılması için Allah’a dua ediyorum” deyince Hz. Ömer: “Sen bile benden bilgilisin” diye hayretini ifade eder.