Kolobom coloboma
Kolobom; gözle ilgili herhangi bir oluşumun (göz kapağı retinairis gibi) doğumsal gelişim kusurudur. Genelde yarık şeklinde kendini gösterir. Gözün embriyolojisinde 4 haftalık fötus evresinde gözü oluşturmak üzere ön beyinden çıkıntı yapan parçacık gözün küresel bir yapıya dönüşmesi için kendi içine çökerek birleşir. Bu kapanma (birleşme) kusurları kolobom olarak bilinir. Durumun ağırlığına göre retina makula optik sinir koroid lens iris kapak kolobomu tekil olarak veya birkaçı bir arada ortaya çıkabilir. Ancak olay herzaman gözlerde belirgin bir yarık şeklinde algılanmamalı göze ait herhangi bir oluşumun gelişiminin tam olarak tamamlanmadığı şeklinde algılanmalıdır.
Koloboma neden olarak ailevi geçiş kesin bir neden olarak saptanmamıştır ancak hastalıkların belirli kromozomal hastalıklarla ilgili olduğu bilinmektedir. Schmid Fraccaro sendromu Trisomy 18 (E- sendromu) gibi kromozomal hastalıklarda kolobom meydana gelebiir.
Sebebi açıklanamayan tüm doğumsal anomalilerde olduğu gibi ailevi risk olup olmadığı dikkatlice araştırılmalıdır.
Kolobomun etkileri hastalığın şiddetine ve problemin yerine bağlı olarak değişir. Açıklık genelde gözün alt kısmındadır.
Lens kolobomu; eğer büyükse iris ve koroid tabakada kusurlara eden olabilir ve retina tabakasında yırtılma meydana gelme olasılığını biraz arttırır. Şiddetli olgularda gözün büyüklüğünde azalma meydana gelebilir. Buna mikroftalmus adı verilir. Ancak mikroftalmus kolobom olmadan da meydana gelebilir.
İris kolobomu pupilde anahtar deliği görünümü verebilir. Merkezi görmede hasar oluşabilir.
Bazı kolobom olgularında nörolojik ve kromozomal problemler de var olabilir. Bunlardan birisi son derece nadir görülen CHARGE hastalıklar grubudur. (C - Coloboma; H - Heart defects (kalp problemleri); A - Atresia of the choanae (arka burun deliklerinin kapalı olması); R - Retarded growth and development (büyüme ve gelişme geriliği); G - Genital hypoplasia (yetersiz cinsel organ gelişimi inmemiş testis gibi); E - Ear anomalies (kulak anomalileri)).
Yine küçük göz fazla parmak ve zeka geriliği koloboma eşlik edebilir. Görme yeteniğinde azalma nistagmus şaşılık fotofobi ve görme alanı kaybı hastalarda bulunabilir.
Tedavi
Hastalığın durumuna göre tedavi yöntemleri farklılık göstermektedir.
Retina dekolmanı (ayrılması) durumunda vitrektomiyi takiben lazer (argon veya kripton) ile retina altta yatan yapılara tutturulur.
İris kolobomunda kozmetik amaçla kontakt lensler kullanılabilir.
KOLOBOM KONUSUNDA BİR GÖZ UZMANI HEKİME BAŞVURULMALIDIR
---------- Post added 21.02.17 at 23:55 ----------
Kontakt lens
Kontakt lenslerin icadı bir asır öncesine kadar uzanmaktadır. Bu konudaki öncülerden biri olarak kabul edilen August Müller 1889 yılında yazdığı bir makalesinde kendi görme bozukluğunu bu lenslerle düzeltmeye yönelik çabalarından bahsetmiştir. O dönemlerde yeni denenmeye başlayan kontakt lenslerin henüz göze uygulanabilecek özelliklerde üretildiğini söylemek güç olur Müller şiddetli ağrı ve bulanık görme sebebiyle lenslerini ancak yarım saat takabiliyordu.
Günümüzde kullanılan kontakt lensler ise ince biopolimer adı verilen çok özel plastik bir maddeden yapılmaktadır. Bu lenslerle miyopi (uzağı görememe) hipermetropi (yakını görememe) ve astigmatizma gibi hemen her türlü optik bozukluk düzeltilebilmektedir. Gözün saydam tabakası ( kornea) üzerine yerleştirilir ve kendisiyle bu saydam tabaka arasına sızan gözyaşına yapışır. Göz kırpılmasıyla lens yavaşça hareket eder bu hareketle lensin altına taze gözyaşı girer bu da kornea tabakası için gerekli oksijenlenme ve nemlenmeyi sağlar.
İki tip kontakt lens mevcuttur; sert kontakt lensler ve yumuşak kontakt lensler. Sert lensler ise kendi aralarında gaz geçirgen ve gaz geçirgen olmayan tip şeklinde iki kısma ayrılmaktadırlar. Gaz (oksijen) geçirgen sert kontakt lenslerde direkt lens üzerinden korneaya gaz geçişi mümkün olduğundan diğer tipe oranla daha sıklıkla tercih edilmektedir. Yumuşak kontakt lensler ise daha çok su içerdiklerinden dolayı esnek bir yapıdadırlar gaz geçirgen özelliğine de sahiptirler. Lens kalınlığına ve su içeriğine göre gaz geçirgenliği değişmektedir. Burada ifade edilen gaz geçirgenliği ifadesi oldukça önemlidir çünkü kornea dediğimiz saydam tabakanın sağlıklı olabilmesi için oksijenin bu tabakaya lens üzerinden sorunsuz geçmesi gerekmektedir. Yumuşak kontakt lenslerin gece gözde kalacak şekilde uzun süreli kullanımını önermemekteyiz çünkü kornea tabakası uyurken gözkapağının arkasındaki küçük damarlardan besinini ve oksijenini almaktadır. Gece uykusunda lens takılması bir bariyer etkisiyle korneanın besin almasını önleyecektir bu ise göz sağlığı açısından oldukça sakıncalıdır. Her tür yumuşak kontakt lens mutlaka gece uykusundan önce çıkartılmalı ve solüsyonunda saklanmalıdır.
Kontakt lens teknolojisindeki ilerlemeler son zamanlarda öyle bir hız kazanmıştır ki insanların bu lensler hakkındaki bilgileri gelişmelerin biraz gerisinde kalmıştır. Halen yaygın olarak inanılan birçok yanlış düşünce mevcuttur bu yanlış düşüncelerin üzerinde durmak ve doğru bilgileri anlatmak faydalı olacaktır.
Birçokları kontakt lens takmaya alışmanın zor olacağını buna alışamayacaklarını zanneder. Halbuki kişi karar verdiğinde gözüne lensi yerleştirmek pek problem yaratmaz lens takıldıktan birkaç dakika sonrasında ise artık yumuşak lensler gözde çok az hassasiyet yapmaya başlayacaktır. Gaz geçirgen sert lenslere alışmak ise biraz daha uzun zaman almaktadır ancak günümüzde bazı özel durumlar dışında bu tür sert lens kullanımı artık tercih edilmemektedir. Yumuşak kontakt lenslerde uyum süresi birkaç gündür gaz geçirgen sert lenslerde ise yaklaşık 2-3 haftadır.
Başka bir yanlış inanış kontakt lenslerin gözlüğe kıyasla daha az kullanılışlı olduğu şeklindedir. Halbuki ilk kez lens kullanımında kişi gözüne lensi yerleştirme tekniğini öğrenene kadar yavaş ve dikkatli davranmalıdır bu teknik kazanıldığında ise artık lensi yerleştirmek sorun olmaz. Kontakt lenslerin bakımı ve muhafazası için eskiden birçok solüsyonlar kullanılıyordu ve bu zaman alıyordu. Günümüzde ise gece uykusunda çıkartılan lenslerin sadece bir çeşit özel solüsyonda bekletilmesi yeterli olacaktır. İlk birkaç günlük alışma periyodundan sonra rahatça kullanılan lenslerin gözlüğe kıyasla çok daha kaliteli bir görüntü sağladığı şüphesizdir. Gözlüğün dezavantajı net görüş alanını daraltmasıdır. Gözün yapısına tam bütünlük sağlaması ve doğrudan gözün üzerine yerleştirilmesi nedeniyle kontakt lenslerde görüntü daha net ve görme alanı daha geniştir. Özellikle yüksek numarası olan kişiler gözlüğe kıyasla kontakt lensle daha iyi boyutta bir görüş sağlarlar.
Pek çok insan astigmatın kontakt lensle düzelmeyeceğine inanır ancak bu da doğru değildir. Gözün kornea dediğimiz ön saydam yüzeyinin düzensiz olması hali anlamına gelen astigmatizma bir hastalık olmamakla birlikte çok yaygın bir durumdur yakında ve uzakta bulanık görme halidir. Eskiden gaz geçirgen sert lenslerin kullanıldığı astigmatizma için günümüzde özel tekniklerle yumuşak lensler üretilmiştir ve rahatlıkla kullanılmaktadır.
Bazıları ise lens kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek zorlukları duyduklarından kontakt lenslere soğuk bakarlar. Eskiden uygulanan sert lenslerde birtakım zorluklar yaşanmaktaydı ancak günümüzde yumuşak lensler gözün hava almasını sağlayacak çok özel malzemelerle imal edilmektedir. Lenslerin gözde doğru yere oturması ve önceden kesitirilebilir bir şekilde hareket etmesi için özel dizaynlar kullanılmaktadır. Lens kullanmaya yeni başlayanlarda en sık görülen şikayetlerden biri kuru göz hissidir. Bu hissi hafifletecek özel dizaynlar ve lens materyalleri mevcut olduğu gibi lens takılması esnasında kullanılan ve gözü nemlendiren özel damlalar da kullanıma girmiştir. Kontakt lens takılması sırasında ortaya çıkabilecek yan etkilerin çoğu kendi kendini sınırlayıcıdır; yani lensler kısa bir süre için gözden çıkarıldığında bunlar çabucak geçer. Göz doktorunun talimatlarına uyulduğunda ise lens kullanımı sırasında çok ciddi bir komplikasyonun ortaya çıkması son derece nadirdir.
Gözün önüne yerleştirilen ve gözle iyi bir uyum sağlayan kontakt lensler yinede bir yabancı cisimdir. Düşük bir ihtimal de olsa gözü çizebilir mikrop kaptırabilir. Eğer önerilen süreden daha uzun takılırsa saydam tabakada çizilme ve şişme (ödem) yapabilir. Değiştirilmeden uzun süre kullanılırsa lens üzerinde birikintiler (depozitler) oluşabilir. Bu birikintilere lense veya lens temizleyici solüsyonlara karşı alerji gelişebilir. Çok nadiren lensin gece gözde kalmasına veya bakımlarının iyi yapılmamasına bağlı olarak ciddi enfeksiyonlar oluşabilir ve bu durum görmeyi bozabilir. Bahsedilen bu riskler gerçekte nadirdir ve göz doktoruna başvurulduğunda tedavileri oldukça kolaydır.
Kontakt lens uygulayıcılarının lens kullanım ve bakım kurallarını eksiksiz uygulaması başarıda mutlaka gereklidir. Konunun uzmanı göz doktoru tarafından çeşitli göz ölçümleri ve muayenesi sonrasında alınması gereken kontakt lensler gözlüğe oranla görmeyi düzeltmede tercih edilen uygun ve güvenilir bir alternatiftir. Bazı göz hastalıkları kontakt lens kullanımını engellemektedir. Gözlerinde sık sık enfeksiyon olan hastalar ciddi allerjik göz rahatsızlığı bulunanlar gözyaşı azlığı ya da gözyaşı yapı bozukluğu bulunan kişiler kontakt lenslere oldukça zor uyum sağlarlar ve bu lensleri gözlerinde temiz tutabilmeleri de oldukça güçleşir. Bu durumlarda hastanın lens kullanıp kullanmayacağına göz hekimi karar verecektir.
Toparlamak gerekirse; kontakt lenslere alışmak kolaydır kullanılışlık ve günlük yaşamda özgürlük açısından gözlüğe kıyasla önemli avantajlar sunmaktadır. Astigmatizma dahil hemen her tür görme bozukluğunu lenslerle düzeltmek mümkündür. Uzmanların tavsiyesine uygun hareket edilirse kullanımlarıyla ilgili ciddi problemlerin ortaya çıkma riski düşüktür. Kontakt lenslerle sağlanan görme gücü gözlüklerin sağladığından daha iyidir.
---------- Post added 21.02.17 at 23:55 ----------
kırma kusurları
Gözlerimizin net görebilmesi için gelen ışınların kırılması (refraksiyona uğraması) ve retina adı verilen gözün arka tarafındaki ağ tabakada odaklaşması gereklidir. Kornea (gözün en dışındaki saydam tabaka) ve lens (göz merceği) bu gelen ışınları kırarlar. Eğer göz kendisine değişik uzaklıklardan gelen ışınları retinada odaklayabiliyorsa gözün kırma fonksiyonu normal olur ve bu duruma emmetropi denir. Kırma kusuru olan gözlerde ışınlar retinada odaklaşamaz ve bulanık ya da çarpık bir görüntü oluşur. Bunun iki ana sebebi vardır:
1. Gözün ön-arka uzunluğunun normalden fazla veya az olması
2. Kornea veya lensin kırıcılığının normalden farklı olmasıdır.
Miyopi hipermetropi astigmatizma ve presbiyopi temel kırma kusurlarına verilen isimlerdir.
Miyopi nedir?
Miyopi yakındaki cisimlerin net uzaktakilerin bulanık görüldüğü bir kırma kusurudur. Ya gözün ön-arka uzunluğu ya da kornea veya lensin kırıcılığı normalden fazla olduğu için gelen ışınlar retinanın üzerinde değil önünde odaklaşırlar. Miyopi kalıtsaldır ve genellikle 8-12 yaşında ortaya çıkar. Ergenlik döneminde vücudun hızlı gelişmesi gözleri de etkilediği için miyopi hızlı bir şekilde artar. Genellikle 20 yaş civarında sabitleşir.
Hipermetropi nedir?
Hipermetropi ya gözün ön-arka uzunluğu ya da kornea veya lensin kırıcılığı normalden az olduğu için gelen ışınların retinanın üzerinde değil arkasında odaklaştığı bir kırma kusurudur. Görüntüyü retina üzerine düşürmek için gözün uyum yapması gerekmektedir. Bu uyum sayesinde genç hipermetroplar uzağı da yakını da net görebilirler. Fakat uyum için göz kaslarını zorladıklarından başağrısı ve gözlerde yorgunluk gibi şikayetleri olabilir. Miyopi gibi hipermetropi de kalıtsaldır. Bebekler ve küçük çocuklar genellikle hafif hipermetropturlar. Yaşla birlikte göz büyüdükçe hipermetropi azalır.
Astigmatizma nedir?
Astigmatizma genellikle korneanın doğal yuvarlak yapısının yumurta gibi oval bir şekle dönüşmesinden kaynaklanan bir kırma kusurudur. Göze gelen ışınlar her açıda eşit kırılmazlar. Bu nedenle cisimler çarpık ve/veya bulanık gözükür. Astigmatizma tek başına veya miyop ya da hipermetropla birlikte olabilir.
Presbiyopi nedir?
hh Presbiyopi yaşla birlikte ortaya çıkan yakını görme güçlüğüdür. Gençken göz merceği elastiktir ve kolayca uyum yaparak yakındaki cisimlerin net görülmesini sağlar. Yaşla birlikte bu elastikiyet azalır ve yakını görme zorlaşır. Dolayısıyla hipermetropidekine benzer bir şekilde yakındaki cisimlerden gelen ışınlar retinanın arkasında odaklaşırlar.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|