Yıllardır bu sahalardaki ustalardan da edindiğim bilgilerle şunu gördüm ki bu alan istismara çok açık ve insanların hayalleri ile oynanarak kandırılabileceği çok geniş bir saha. Birçok kişi “olmayan bir şeye” ortak olmak için delice bir şevkle, düşünmeden adeta dalıyor. Kimileri elimde bazı “metalar” var diyerek bazı numuneler gösterip ortaklık teklif ettiği şahıstan sözde kazı çalışmalarına ciddi paralar topluyor. Kimileri sahte kazı alanlarına eskitilmiş sahte eserler koyarak dolandırdığı şahsı yolunmuş kaz haline düşürüyor. Olmayan bir şeyin hayali kurulmaya başlanmışsa, aldatılmaya ne kadar yakın olduğunuzu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Mantığımıza ve aklımıza yatmayan söz ve davranışlardan uzak durmalısınız. Avcılar ve definecilerin pilav üstü bol palavralarının zaten fıkralara konu olan bir durum olduğunu herkesin hatırda tutması gerekir. Kur’an-ı Kerîm’e göre gaybı bilmek Allah’a ve O’nun bildirdiği peygamberlere mahsustur (Âl-i İmrân 3/179; el-Cin 72/26); dolayısıyla kesbî olarak gaybın bilinmesi mümkün değildir. Rahmetli Mehmet Zahit Kotku, Ehl-i Sünnet Akaidi adlı kitabında, bir kimseyi kafir eden sözleri ve halleri belirtirken şunları yazıyor: ''Gaybı biliyorum'' iddiasında bulunanı tasdik eyleyen. Ben çalınan malları bilirim diyen, bana cinler haber verir diyen ve onun bu sözünü tasdik eyleyenler (kafir olurlar) zira gaybı ne ins(insan) bilir, ne cin bilir. Bilakis yalnız Cenab-ı Hakk bilir. (Mehmet Zahid Kotku, Ehl-i Sünnet Akaidi, Küfrü Mucip Sözler ve Haller, Seha Neşriyat, İst.1992, s.134.)
Fetava el-Bezzaziye de şöyle denilmektedir: Bir kimse çalınmış şeylerin yerlerini bilirim veya cinler bana yerlerini bildiriyor derse kafir olur. (Rududun ala Ebatil sayfa 211)