SAÇ EKİMI
Saç dökülmesine neden olan birçok faktör vardır. En sık karşılaşılan saç kaybı şekli tıbbi olarak androjenik alopesi adı verilen ve cinsiyet hormonlarının etkileri ile ortaya çıkan erkek tipi saç kaybıdır. Androjenik alopesi dışında yanık travma ve bazı hastalıklar sonucu da saç kaybı ortaya çıkabilir.
Saç kaybı genellikle ya başın tepe kısmından ya da alın bölgesinde şakak üstlerinden başlar ve zamanla başın önce tepe kısmına daha sonra da arka kısımlarına doğru genişler. Son aşamada sadece dökülmeye karşı en dayanıklı bölgeler olan kenar kısımları ve ense bölgesinde saç kalır. Bu bölgelerdeki saçlar cinsiyet hormonlarının saçlar üzerindeki etkilerine karşı daha dirençlidirler. Dirençli bölgelerdeki saçların da dökülmesi tam bir saç kaybına yol açar ki bu durum son derece ender rastlanan bir durumdur. Saçların başın her bölgesinde dökülmeye farklı derecelerde direnç göstermesinin nedenleri ise net olarak bilinmemektedir.
Saç çizgisinin belirlenmesi
Enseden alınan şaçlı deri
Tek tek ayrılmış saç telleri
Ekim işlemi
Saç kaybını önleyen ya da dökülen saçların yerine yeniden saçların çıkmasını sağlayıcı nitelikte kesin çözüm üreten tıbbi bir tedavi henüz geliştirilmemiştir. Ancak cerrahi olarak uygulanabilecek bazı yöntemler ile bu sorun giderilebilir. Uzun yıllardır alopesinin cerrahi olarak giderilmesine yönelik birçok teknik geliştirilmiştir. Bu tekniklerin büyük bir kısmı günümüzde uygulanmamakta olup son yıllarda en modern ve en yeni teknik olan mini ve mikro greft yöntemi popüler hale gelmiştir.
Kliniğimizde saç ekimi için en modern ve en doğal görünüm kazandıran mini ve mikro greft tekniği uygulanmaktadır. Mini ve mikro greft yöntemi çok olan yerden alıp az olan yere transfer etme esasına dayanır. Saçların dökülmeye karşı en dayanıklı olduğu ense bölgesinden 1.5-2 cm. genişliğinde ve 10-12 cm. uzunluğunda şerit şeklinde içinde saçları da içeren bir deri çıkarılır. Şerit şeklindeki derinin çıkarıldığı alan karşılıklı deri kenarlarının birbirine yaklaştırılarak dikilmesi ile kapatılır. Çıkarılan saçlı deri operasyon ekibi tarafından her birinin içinde 1-6 saç teli kalacak şekilde sayısı yüzlerce ya da birkaç bin olacak kadar ince ince doğranır. 1-2 saç teli içeren parçalara mikro greft 3-6 saç teli içeren parçalara mini greft adı verilir. Doğrama işlemi tamamlandığında ekim yapılacak bölgeye küçük çaplı delikler açılır mini ve mikro greftler açılan delikler içine yerleştirilerek ekim işlemi tamamlanır.
Operasyon lokal anestezi altında işlem yapılacak bölge uyuşturularak yapılır. Ekim yapılacak alanın genişliğine göre 3-6 saat sürebilir. Ekim yapılacak alan geniş bir bölge ise ilk yapılan ekim bazen yeterli olmayabilir böyle durumlarda 2 ya da 3 seanslı operasyonlar planlanır. Kişi operasyonun bitiminde evine dönebilir hastane bakımı gerektirecek bir işlem değildir. Operasyonun ardından kişiyi rahatsız edecek derecede ağrı olmaz hissedilen ağrı ağrı kesici ilaçlar ile rahatlıkla kontrol edilebilir. Kişi ameliyattan 4 gün sonra banyo yapabilir.
Ekim yapılan saçlar canlılıklarını korurlar. Normal saçlar gibi uzarlar. Ancak operasyondan sonraki ilk birkaç hafta içinde ekilen saçlarda geçici bir dökülme olabilir ancak bu dökülmenin ardından aynı noktalardan yeni saçlar çıkacaktır. Saçların tekrar çıkması ve normal uzama sürecine girmesi yaklaşık 6 ay zaman alır. Ense bölgesinden alınan saçlar dökülmeye karşı dirençli oldukları için ekim yapıldıktan sonra da bu özelliklerini korurlar yani ekilen saçlar kalıcıdırlar. Ekim yapmak için saçlı derinin alındığı ense bölgesinde ise dışarıdan bakıldığında saçların arasında kaldığı için fark edilmeyen ince bir çizgi şeklinde iz kalır.
---------- Post added 21.02.17 at 21:42 ----------
DERMABRAZYON
Dermabrazyon deri yüzeyindeki pürüzlü görünümü azaltmaya yönelik olarak uygulanan deriyi zımparalama işlemidir. En sık olarak iyileşen sivilcelerin bıraktığı izlerin ya da deriden kabarık yara izlerinin azaltılması için uygulanır. İşlem derinin en yüzeysel tabakasının soyulması şeklindedir. Derinin yüzeysel tabakası soyulduğunda oluşan yaranın iyileşmesiyle daha pürüzsüz gergin ve taze bir deri tabakası ortaya çıkar.
Ameliyat dermabrazyon uygulanacak bölgenin genişliğine bağlı olarak lokal ya da genel anestezi altında yapılır. Lokal anestezi altında ameliyat yapıldığında kişi aynı gün evine dönebilir. Genel anestezi altında ameliyat yapıldığında -ek bir ameliyat uygulanmamış ise- kişi aynı gün ya da ertesi gün eve dönebilir. Ameliyatı takiben rahatsızlık vermeyecek derecede hafif yanma hissi şeklinde ağrı olabilir ancak ağrı kesici ilaçlar ile rahatlıkla kontrol altına alınabilir. Derinin soyulmasına bağlı olarak işlem yapılan bölgede açık yara olacaktır. Yara giysilerle örtülü olmayan bir bölgede ise herhangi bir bandaj uygulanmaz üzerine uygun pomatlar sürülerek açık bırakılır. Yara giysilerin içinde kalan bir bölgede ise giysilerin yaraya temas ederek zarar vermemesi için uygun bir şekilde sargı ya da bandaj ile kapatılır. Ameliyatı takiben birkaç gün içinde banyo yapılabilir. Yaraların iyileşip kapanması 5-10 gün sürer. İyileşmiş bir yara taze bir deri örtüsü ile kaplandığında pembemsi bir renkte olur. Pembemsi renk zamanla soluklaşır ve birkaç hafta içinde normal deri rengini alır.
---------- Post added 21.02.17 at 21:43 ----------
YARA İZİ REVİZYONLARI
Travma geçirilen ameliyatlar yanık bazı cilt infeksiyonları yara izi oluşturan nedenlerin başında gelir. Deri üzerinde oluşan yaralar yaralı bölgenin kendi orijinal dokusu yani deri dokusu ile onarılmazlar. Yaralar vücut tarafından oluşturulan ve orijinal dokudan farklı fibröz doku olarak adlandırılan özel bir onarım dokusu ile iyileşir. Deri üzerinde yara izi olarak görünen doku normal deri dokusu değil fibröz dokudur. Yara izlerinin deri üzerinde deriden farklı bir görünüm oluşturmasının nedeni budur. Buradan derinin tüm katlarını içine alan her yaranın yerinde bir iz bırakarak iyileşeceği ve yara izlerinin hiçbir şekilde ortadan kaldırılamayacağı sonucunu çıkarabiliriz.
Yaraların iyileşmesi kişiden kişiye oldukça farklılık gösteren bir özelliktir. Yara iyileşmesinin özellikleri kişinin yaşına ırkına genetik faktörlere yaranın vücut üzerinde bulunduğu bölgeye göre farklılıklar gösterir. Yara izleri görünümü etkileyecek şekilde oluştuğunda yapılabilecek bazı girişimler ile belirginliği azaltılabilir kamufle edilebilir ancak tamamen yok edilemez. Uygulanacak cerrahi yöntem yara izinin özelliklerine göre farklılıklar gösterir.
Geniş bir yüzeyi kaplamayan kalın bir çizgi şeklindeki yara izleri cerrahi olarak çıkarılıp estetik görünümü daha iyi daha ince ve daha az belirgin bir iz bırakacak şekilde hassas teknikler uygulanarak tekrar dikilebilir.
Deri üzerinde geniş bir yüzeye sahip hafif pürüzlü olan yara izlerine dermabrazyon uygulanarak yüzey daha pürüzsüz bir hale getirilebilir.
Deri üzerinde geniş bir yer kaplayan yüzeyi oldukça düzensiz ve kötü görünümlü yara izlerinin revizyonu için doku genişletici uygulamaları düşünülebilir. Doku genişleticiler yara izinin çevresindeki normal deri ile kaplı bölgeye yapılan bir ameliyat ile yerleştirilen ihtiyaca göre çeşitli şekil ve boyları olan silikondan imal edilmiş balon şeklinde malzemelerdir. Uygun şekil ve büyüklükteki doku genişletici yerleştirilmesini takiben haftada birkaç kez bir enjektör aracılığıyla içi bir miktar serum ile şişirilir ve doku genişletici şiştikçe üzerini örten normal deri de genişler. Şişirme işlemi ofis ortamında uygulanabilen bir işlemdir ve ağrılı değildir. Şişirme miktarı yerleştirilen doku genişleticinin hacmine göre ayarlanır. Şişirme süresi doku genişleticinin hacmine ve her seferinde içine verilen serum miktarına göre değişir ortalama 1-2 aylık bir süredir. Bu sürenin sonunda yara izini örtmeye yetecek kadar normal deri bollaştığında ikinci bir ameliyat ile yara izi çıkarılır doku genişletici de çıkarılır ve doku genişleticinin üzerinde bollaşan normal deri çıkarılan yara izinin üzerini kaplayacak şekilde örtülür ve dikilir. İki aşamalı bir operasyon ile geniş bir yüzeyi kaplayan kötü görünümlü yara izi yerini ince bir çizgi şeklindeki yara izine bırakır.
Yaralar bazı kişilerde deri yüzeyinden dışarıya doğru taşacak şekilde kabarık oldukça sert kaşıntılı kırmızı renkli kötü bir iz bırakarak iyileşir. Bu şekilde gelişen yara izi oluşumuna keloid denir. Keloid kişinin yaşı ırkı genetik yapısı yaranın vücut üzerinde bulunduğu bölge gibi faktörlere bağlı olarak gelişir. Bir yara iyileşirken keloid gelişeceği hissedildiğinde steroidli pomatların kullanımı silikon krem ya da silikon bandaj uygulamaları ile keloid gelişimi durdurulabilir. Keloid geliştiğinde özel durumlar olmadıkça ameliyat ile revizyon düşünülmez. Çünkü ameliyat ile oluşturulan yara iyileşirken tekrar keloid gelişir. Böyle durumlarda keloidin içine uygulanan steroidli ilaç injeksiyonları ve silikon bandaj uygulamaları daha akıllıcadır. Ameliyat ancak geniş yüzeye yayılmış oldukça sert kişiye rahatsızlık veren ve ameliyat dışı uygulamalara yanıt alınamayacak keloidlerin revizyonu için düşünülebilir.
Oluşan her yara insanın biyolojik yapısından kaynaklanan nedenlerden dolayı yerinde az da olsa bir iz bırakarak iyileşir. Yara izlerinin yok edilmesi mümkün olmasa bile uyguladığımız teknikler ile yara izlerini daha az belirgin ve daha az dikkat çeken bir hale getirmek mümkündür.
---------- Post added 21.02.17 at 21:43 ----------
BOTOKS İNJEKSİYONU
Botoks (Botulinum toksini) Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir. Botoks sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelleyip sinirler ile sinirlerin ulaştığı organlar arasındaki iletimi durdurarak etkisini gösterir. Sinir iletiminin durması sinirin ulaştığı organın işlevlerinin azalmasını ya da tamamen kaybolmasını sağlar. Botoks’un etki mekanizmasından tıpta birçok alanda yararlanılmaktadır. Plastik cerrahi alanında ise genellikle mimik kaslarının hareketleri ile ortaya çıkan yüzdeki çizgilenmeleri azaltmak ve aşırı terleyen bölgelerdeki terlemeyi azaltmak amacı ile kullanılır.
Mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirir ve böylece yüzdeki dinamik çizgilenmeler ortaya çıkar. En sık ortaya çıkan dinamik çizgiler alın kaşlar arası göz kenarları ve ağız çevresinde görülür. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler kişiye daha yaşlı bir görünüm kaşlar arasındaki çizgiler ise kişiye çatık kaşlı kızgın bir bakış ifadesi verir. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılabilir kas hareketlerindeki azalma üzerindeki derinin kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Bu şekilde yaşlı ve kızgın olarak görünen yüz ifadesinde de belirgin bir düzelme sağlanır.
Botoks ter bezlerine uygulandığında ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikayeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikayetlerinde düzelme sağlanır.
Botoks injeksiyon şeklinde uygulanır ve ağrılı bir işlem değildir injeksiyon anında hafif bir ağrı hissedilebilir. Mimik kaslarının hareketlerinde azalma istendiğinde mimik kaslarının içine terleme şikayetinin azalması istendiğinde deri içine injeksiyon yapılır. Botoks’un etkisi injeksiyonu takiben ilk hafta içinde ortaya çıkar ve etki süresi 3-9 ay olmakla beraber ortalama 6 aydır. Botoks etkisini yitirdiğinde uygulama tekrarlanabilir. 2 yıl boyunca düzenli olarak botoks uygulanan kişiler uygulamaya aynı düzende devam ettiklerinde kaslarında belirgin bir zayıflama ve buna bağlı yüz ifadesinde değişim olabilir. Bu nedenle uygulamaların 2. yıldan sonra daha uzun aralıklarla yapılmasında yarar vardır.
Botoks’un sağlık üzerine ciddi bir yan etkisi yoktur. Uygulama sonrası geçici bir şişlik morarma nadiren de geçici olarak göz kapağında düşüklük yapabilir. Botoks’un gebelik ve emzirme döneminde zararlı bir etkisinin olup olmadığı henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle gebelik ve emzirme döneminde botoks uygulamalarının yapılmaması önerilir. Sinir-kas sistemine ait hastalığı olan kişilerde (Eaton-Lambert sendromu myastenia gravis gibi) uygulanmamalıdır.
---------- Post added 21.02.17 at 21:43 ----------
KİMYASAL PEELING
Kimyasal peeling işlemi cildin yıpranmamış sağlıklı olan tabakasını örten yıpranmış tabakanın soyulmasını ve dökülmesini sağlayarak zemindeki daha sağlıklı ve daha canlı tabakanın ortaya çıkarılması işlemidir. Sonuç ise daha canlı daha taze daha gergin ve düzgün bir cilttir. Peeling işlemi özel peeling solüsyonlarının cilde sürülmesi şeklinde uygulanır. Bu solüsyonlar cilt üzerine sürüldüklerinde deri yüzeyine hafif bir yanık oluşturur derinin en yüzeysel tabakasındaki hücreler arası bağları zayıflatır ve bu şekilde hücrelerin dökülmesini sağlayarak etkisini gösterir. Yüzeyel tabakadaki hücrelerin dökülmesi yeni deri hücrelerinin yapımını hızlandırır ve cilt yüzeyi daha taze hücreler ile kaplanmış olur.
Peeling işleminin yararları:
Cilttki güneş hasarı ya da yaşlanmaya bağlı oluşan ince kırışıklıkların hafiflemesini ve azalmasını sağlar.
Cildin yumuşaklığını ve canlılığını arttırarak daha taze gergin ve genç bir görünüm sağlar.
Sivilcelerin tedavisini sağlar.
Sivilce izlerini hafifletir.
Ciltteki yüzeysel lekelerin kaybolmasını sağlar.
Peeling işlemi ofis ortamında yapılan 5-10 dakikalık bir işlemdir. 2-4 haftalık aralar ile tekrarlanmalıdır. Peeling etkilerinin cilt üzerinde fark edilebilmesi için en az 6-8 seans uygulanmalıdır. Cildin kazanmış olduğu formu koruması için 6-8 seanslık uygulamayı takiben her 2 ayda bir uygulamanın tekrarlanması önerilir.
Peeling işleminin sakıncalı olduğu durumlar:
Allerji ve bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklar
Egzama dermatit gibi cilt hastalıkları
Uçuk benzeri viral cilt hastalıkları
Güneşe karşı aşırı duyarlılık
Yara iyileşme problemleri
Açık yara varlığı
Yakın zamanda geçirilen operasyon laser uygulaması ve radyasyon tedavisi
Bu gibi durumlarda peeling işlemi önerilmez ya da işlem sakıncalı durum ortadan kalkıncaya kadar ertelenebilir.
Birkaç haftalık aralar ile ayıracağınız bır kac dakka ile son derece taze pürüzsüz ve canlı bir cilde sahip olabilirsiniz.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|