Yaşam ve amacı peşinde koştuğumuz temel konu canlılık ve nasıl oluştuğudur. Genetik ve biyokimyanın yardımı ile bir çok soruya cevap bulsakta evrimi anlamanın peşinde virüslerin atalarımız olma ihtimali hiçte uzak değil. Temel canlılar olan bakterilerin ataları olan virüsler.ardından organellere sahip kamçılı bakteriler ve daha komplike canlılar.temelde tek amaç uğruna sadece üremek adına atılmış devasa adımlar.ardından türlere ayrılma ve omurgalı canlılar. Tek bir virüsten insan gibi kompli bir canlıya dönüşme.evrim yayılma adına hem fiziksel adaptasyonu hem ekosistemi hemde coğrafik koşullara uyum sağlama adına profesyonel bir rehbere sahip gibi. Bir polen evrim için çok önemlidir. Rüzgar ile yüzlerce metreye savrulup sahip olduğu genetik materyali bulunduğu yere bırakır ama bir kuş evrim için daha avantajlıdır.o
Polenleri yüzlerce kilometre öteye götürebilir.yürüyen yada uçan veya okyanuslarda hareket edebilen canlılar var edip tüm gezegeni ele geçirebilirsiniz ama ya ötesi? Sadece gezegen yetmeyecektir. koca bir evren fethedilmeyi bekliyor olabilir. Peki oraya nasıl ulaşabiliriz. İşte burda evrim en büyük silahı olan insan bilincini devreye sokar. İçimizdeki uzay merakı ve sürekli gezegenden ayrılma isteği. Peki bunlar bizim bilinçli yaptığımız şeyler mi?
Aslına bakarsanız bizler bedenlerinde çaresizce yaşam döngüsünü sürdüren canlılardan ibaretiz.yapılan her buluş ve zeki bilim adamları sadece evrime hizmet eder.her ne kadar bilinçli hareket ettiğimizi düşünmekte aslında evrim için birer malzeme ve ulaşım aracından ibaretiz. Aldığımız hiçbir karar bizim değildir. her ne kadar öyle gözüksede amacımız kölesi olduğumuz evrime hizmet etmekten geçer. Manevi olarak öte dünya kavramı olan arkadaşlar lütfen konuya hiç bulaşmayın. Taşıdığımız genetik materyal bizleri böylesine bir merak dürtüsüne sürüklerken aslında canlılık asla gezegen dışına çıkmamalı. Bu herkes için en iyisi olabilir.içimizdeki bilinç ve maneviyat önemini yitirmeden birilerinin çok tehlikeli olabilecek canlılığı gezegen dışına çıkarması ..!