PARAZİTLER: GENİŞ BİLGİ
İNTESTİNAL PARAZİTOZLAR
Tanım ve Klinik Bulgular :Helmint yumurtalarının yutulması ya da larvalarının cildi delerek organizmaya girmesi sonucunda ortaya çıkan paraziter infeksiyonlardır.
1. Plathelmintler (Yassı Solucanlar):
a) Sestodlar: Taenia'lar Hymenolepis Echinococcus.
b) Trematodlar: Fasciola Schistosoma.
2. Nemathelmintler (Yuvarlak Solucan): Ascaris Enterobius Ancylostoma
Taenia : T.saginata erişkin formu insanda bulunan baş (skoleks) ile jejunuma tutunarak halkaları (proglottid) ile 10 m. uzunluğa kadar erişen ve insanların sindirdikleri besinlerle beslenen şeritsi bir parazittir. İnsan dışkısı ile dış ortama atılan yumurtaları ara konakçı olan sığırları bulaştırır ve sığırda larva infeksiyonlarına yol açar. İyi pişirilmemiş sığır etlerindeki larvaların yutulması ile insanna bulaşır. Temel yakınma dışkıda parazit halkalarının görülmesi ve daha nadir olarak da açlık karın ağrısıdır. Yumurtaları insanlar için bulaştırıcı değildir. Benzer bir parazit olan Taenia solium’un ise ara konakçısı domuzdur ve yumurtaları insanlar için bulaştırıcıdır.
Diphrobothrium latum : Çiğ balık yenmesi ile insanlara bulaşır incebarsaklara tutunarak 20-25 m. uzunluğa erişir. Çoğu olgu asemptomatikse de %2 olasılıkla B12 vtamini yetmezliği sonucu megaloblastik anemiye neden olabilir.
Hymenolepis nana : Küçük (2-4 cm) bir fare ve insan parazitidir. Diğerlerinin aksine ara konakçı gerektirmeden hastalıklı insan dışkısın tarafından kontamine edilmiş besinlerdeki yumurtaların yutulması ile bulaşır. Bu nedenle aile içi bulaş söz konusudur. Halkalar barsakta parçalandığından dışkıda sadece yumurtası görülebilir. Çocuklarda daha sıktır. Karın ağrısı enterit anemi asteni sinir sistemi belirtileri ve konvülsiyonlara kadar varabilen semptom zenginliği vardır.
Fasciola hepatica : Koyunların yapraksı parazitidir. İnsanlara iyi yıkanmamış çiğ sebzelerle bulaşır safra yollarına yerleşerek portal siroza neden olur.
Schistosoma: Kontamine sularda yaşayan serkaryaların cildi delmesi ile dolaşıma geçer türe göre mesane (S. haematobium S. japonicum) kolon (S. mansoni S. japonicum) veya nadiren diğer visseral organlar ve medulla spinalis (S. mansoni) venalarına yerleşerek kronik irritasyon nedenli organ patolojilerine (kronik sistit mesane kanseri kronik ishal karaciğer fibrozu portal hipertansiyon) ve allerjik reaksiyonlara yol açar.
Ascaris lumbricoides : Dış ortama atılan infekte insan dışkısındaki yumurtalar burada erginleşir ve yumurtaların insan tarafından yutulması ile bulaşır. Erişkinleri 20-25 cm. uzunluğunda bulunan yuvarlak solucansı bir parazittir. Organizmadaki larva döngüsü sırasında geçtiği akciğerlerde allerjik pnömoni (Löeffler pnömonisi) barsakta serbest olarak yaşayan erişkin formu ise tıkanma ikteri ileus ve malnutrisyon tablolarına yol açar.
Enterobius vermicularis : Evrimi sadece insan ile sınırlı olan insandan insana yumurtaların aktarılması ile bulaşan küçük bir nematoddur. Yutulan yumurtadan incebarsaklarda çıkan larva kolon mukozasına tutunarak yaşar. Dişilerin anüsteki yumurtlama döneminde gelişen irritasyonuna bağlı olarak anal kaşıntı ve sekonder infeksiyonlara neden olur.
Ancylostoma duodenale Necator americanus : Kancalı kurtlar olarak anılırlar. Kumlardaki hareketli larvanın çıplak ayaktan cildi delmesi ile insanlara bulaşır. Dolaşım yolu ile akciğere oradan da özofagus yolu ile oral kavite ve özofagusa gelen larva yutulur erişkin hale gelip incebarsaklara tutunur. Barsak kanamalarına neden olduğu için süregen kan kaybına bağlı demir eksikliği anemisi gelişir (pika anamnezi). Kanama bazen ciddi boyutlara ulaşabilir. Ayrıca; evrimi sırasındaki seyahatlerine bağlı olarak cilt akciğer gastrointestinal (bulantı kusma ishal) görülebilir.
Trichuris trichiura : Yumurtasının yutulması ile bulaşır kolona tutunarak yaşar. Allerjik reaksiyonlar karın ağrısı distansiyon kanlı ishal kilo kaybı mental değişiklikler ileus anal prolapsus ve apendisit tabloları ile kendini gösterir.
Strongyloides stercoralis : Kancalı kurtlarla aynı evrimi gösterse de önemli bir farkı yumurtalarının barsaktayken açılması sonucunda immünitesi normal bireylerde peptik ülser benzeri yakınmalara neden olurken immünite problemi olanlarda çoğul otoinokülasyonlar sonucu karaciğer kalp beyin gibi birçok organı içeren belirtiler ile seyreden ve mortalitesi yüksek hiperinfeksiyon tablolarına yol açar. Bu hastaların salgıları da larva içerdiği için bulaştırıcıdır.
Tanı Metodları : İntestinal parazitlerin büyük çoğunluğunun tanısı dışkı incelemesi ile konur. Bu amaçla yüzdürme ve çöktürme yöntemleri kullanılmaktadır. Daha ağır olan Schistasoma ve Ascaris yumurtalarını için en uygun yöntem çöktürme yöntemidir (Formol-Etil asetat) E.vermicularis yumurtaları için dişi oksiyür gece saatlerinde rektum-anüs bölgesine yumurtladığından sabah uygulanan Selofan-Bant Yöntemi en iyi sonuç verir. Şistozomyaz fasyolyaz askariyaz kancalı kurt trişuryaz ve strongyloides infeksiyonları gibi doku irritasyonu yapan parazitozlarda eozinofili önemli bir bulgudur.
Tedavi : Sestod infeksiyonlarının tedavisinde niklozamid veya pirazikuantel nematod infeksiyonlarında ise mebendazol albendazol gibi preparatların kullanımı gereklidir. Trematod infeksiyonlarının tedavisinde pirazikuantel denenmekle birlikte tedavide kesin başarı sağlanamamıştır.
KİST HİDATİK
Tanım ve Klinik Bilgiler :Echinococcus granulosus Echinococcus multilocularis ve Echinococcus vogeli’nin oluşturduğu; sıklıkla karaciğer ve akciğerde yerleşim gösteren paraziter zoonotik bir hastalıktır (1).
Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca asemptomatik seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe; bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Karaciğer yerleşiminde sağ hipokondrium ağrısı bulantı kusma ve ikter gibi belirti ve bulgular görülür. Akciğer tutulumunda; solunum sıkıntısı öksürük hemoptizi göğüs ağrısı görülür (12).
Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. Örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı kafa içi basınç artışı kusma şuur kayıpları görülebilir. Myokard tutulumunda ritm bozuklukları iskemi bulguları myokard nekrozu hatta rüptürü gelişebilir. Kemik tutulumlarında spontan kırıklara neden olabilir.
Kistin rüptüre olması durumunda allerjik reaksiyonlar ortaya çıkar. Akciğerdeki kistin rüptüre olmasıyla ağızdan kist sıvısı gelir boğulmalara neden olabilir.
Tanı Metodları :
Tanı; klinik bulgular radyoloji etkenin görülmesi ve serolojik yöntemlerle konur.
Etkenin Görülmesi : Kist sıvısı bronşlara idrara safra yollarına veya bağırsağa boşalırsa bu mataryellerde etkene ait yapılar görülebilir.
Serolojik yöntemler : Ekinokoklara karşı serumda oluşan antikorlara bakılır. Klinik ve radyolojik bulgularla kist hidatik şüphesi oluşan hastalarda serolojik yöntemlere sıklıkla başvurulur. Serolojinin sensitivitesi; karaciğer tutulumunda %80-100 akciğer tutulumunda %50-56 diğer organ tutulumlarında %25-56 dır (3). Serolojik yöntemler olarak indirek hemaglütinasyon lateks aglütinasyonu indirek floresan antikor testi ve enzim immuno assay kullanılabilir.
Tedavi :
Ulaşılabilecek bölgelerdeki kistler için ilk tercih edilecek tedavi cerrahi müdahale veya perkütan drenajdır. Ulaşılamayan bölgelerdeki kistlerde çoklu organ tutulumlarında veya cerrahi esnasında oluşabilecek rüptür ihtimaline karşı 28 gün boyunca; “albendazol 10mg/kg/gün†veya “mebendazol 50mg/kg/gün†kullanılabilir.
---------- Post added 21.02.17 at 21:31 ----------
REKTOSKOPİ
--------------------------------------------------------------------------------
Işıklı bir cihaz yardımı ile kalın barsağın son kısmını (rektum sigmoid kolon ) gözle incelenmesini sağlayan girişimdir.İşlemden önce hastanın aç gelmesi ve barsak boşaltımı için lavman kullanması yeterlidir.İşlemlerde anestezi gerekmemektedir .Ağrılı değildir .İşlem özel bir muayene masasına yatarak uygulanır .İşlem suresi 3-5 dakikayı geçmez .Aynı işlem esnasında gorulen patolojik durumlarda (tümör ülser vs...) biyopsi alınabilir . İşlem rektoskop denilen içinde kendiliğinden ışık veren rijit (bukulmez) boru ile yapılır .İmkan olduğu takdirde bükülebilir (fleksibl) endoskop ile de yapılabilir.
Kullanım amaçları :
Her türlü rektal kanamalar (hematokezya )
Tümör aranması
Hemoroidlerin değerlendirilmesi
İltihabi barsak hastalıkları (ülseratif kolit crohn)
Fistül (kanal )fissür (çatlak)prostatuterus patolojilerinde kanser yayılımı tespitinde
Makat bölgesi ağrılarında
Check-up amaçlı uygulanabilir .
Kolon kanserinin %75 i rektoskopi ile görülan bölgededir .
Rektoskopi sonrası hastanın rahatsızlık verecek bir sıkıntısı olmazuygulaması gereken bir prosedür yoktur .Ancak gaz verilerek inceleme yapıldığı için karında gaz ve şişkinlik yapabilir .Tuvalete çıkmayle bu sorun ortadan kalkar .
Rektoskopi hazırlık bilgileri:
Randevu alınarak tetkik planlanır .
Rektoskop denilen cihazla içten tetkik edilecektir .Bu işlemin yapılabilmesi için barsak temizliğinin yeterli olması gerekmektedir.
Randevu tarihinizden 1 gun öncesi sulu gıdalar ile besleniniz.Çayçorba süt muhallebi gibi posa bırakmayan yiyecekleri tercih ediniz .Ekmek kesinlikle yemeyiniz .
Lavmanı randevu gunu tetkik öncesi makattan sıkarak uygulayınız.10-15 dakika bekledikten sonra tuvalete çıkınız .
Muayene sırasında sol yanınıza yan yatar pozisyonda yatacaksınız.
---------- Post added 21.02.17 at 21:31 ----------
Safra Kesesi Taşları
Anatomi
Karaciğer ve Safra Kesesinin anatomik konumu
Safra kesesi karaciğerin altındaki özel yerinde yerleşmiştir.Karaciğer tarafından üretilen ( safra kesesisafranın üretildiği yer değildir) sarı-yeşil renkli safrayı depolar.Yemekten sonrasafra kesesi safrayı ince barsağa salgılayarak yağların sindirimine yardımcı olur.
Safra taşları;safra kesesi içinde oluşan kollesterol kristalleri pigment materyallerinin yapışarak kümeler oluşturmuş halleridir.
Safra Kesesi Taşları niçin oluşur?
Bazı safra bileşikleri (kollesterol gibi )safrada kolaylıkla çözünmez.Bileşikler çok fazla olduğu zaman çökerek sert kristaller oluştururlar.Bu yapılar birleşip yapışarak safra taşlarını oluştururlar.
Tüm safra kesesi taşları aynı mıdır?
Hayır.Farklı safra taşları tipleri vardır.Safra bileşimindeki çökelmeye yatkın maddelere bağlıdır.Kezataşların büyüklükleri ve şekli çeşitlidir.
Safra taşlarının % 90'ı Kollesterol safra taşlarıdır.Diğerleri bilurubin safra taşlarıdır. (Bazı kan erime hastalıklarında sıktır )
Kimlerde safra taşı sık olarak görülür?
Genellikle 4 F kuralı vardır ( FattyFourtyFemaleFair )Sarışın (kumral) tenli40 yaşını geçmişkiloluçok doğum yapmış kadınlard daha sıktır.
Safra Taşlarının belirtileri nelerdir?
Hiç bir belirti vermeyebilir.(Asemptomatik safra taşları = Yaklaşık safra taşlarının % 80'nini oluşturur.Sessiz safra taşı adı verilir.)Belirtileri arasında ; şiddetli karın ağrısıbulantı-kusma (özellikle yağlı bir yemekten sonra oluşur )
Safra taşı kese dışına çıkıp safra yollarına düşmüşse ;bu belirtilere üşüme titremeateşsarılık eklenebilir.
Gaz ve hazımsızlık safra kesesi taşı ve safra kesesi hastalığı belirtisi değildir.
Teşhis
Ultra sonografi ile kolayca teşhis konulur. Genellikle başka bir problem araştırılırken tespit edilir.
Tedavi
Sessiz taşlara tedavi gerekmez.(Herhangi bir şikayet vermeyen taşlar)
Belirtiler görülen iltihaplanma görülenhele hele sarılık meydana getirmiş safra kesesi taşları mutlaka alınmalıdır.
2 yöntem vardır:
1-Açık safra kesesi ameliyatı :
Karında nispeten geniş bir kesi yapmak gerekir.Hastanede 5-7 gün kalmayı gerektirebilir.
2-Laparoskopik Kolesistektomi:
Laparoskop denilen bir cihazla karında küçük bir delik açılarak safra kesesinin alaınmasıdır.Cerrah tüm işlemi bir TV monitoründen görür.Karın adeleleri çok kesilmediğinden iyileşme süresi daha kısadır.
Laparoskopik Safra Kesesi ameliyatı ve kullanılan video cihazı görülmektedir.
Diğer tedavi yöntemleri :
Operasyona engel bir durum mevcutsahasta operasyonu kabul etmiyorsa taş uygunsa çözücü (eritici tedavi) denenebilir.6 ay-1 yıl Tedavi sürer Tekrarlama şansı yüksektir.En iyi adaylar :Hafif belirtileri olan ve 1.5 cm den küçük safra taşları olan kireçlenme içermeyen taşları olan kişilerdir.
Taş eritme tedavisindeki bir hastanın 6 aylık bir dönem içerisinde taşların yavaş yavaş eridiği gösterilmektedir.
(Taş eritme tedavisi-bazı ciddi yan etkileri olduğundan- Yurdumuzda halen pek sık kullanılmaktadır)
ESWL ( Taş Kırma Tedavisi)
Ultra ses dalgası (ultrasonik) kullanılarak taşların parçalanmasına dayanır.Çok sık kullanılmaz.(bazı özelleşmiş merkezler dışında ) Birlikte safra taşı çözme tedavisi ( ilaç ) da verilir.
(Taş kırma tedavisi-bazı ciddi yan etkileri olduğundan-Türkiyede pek sıklıkla kullanılmamaktadır)
Korunma
Şişmanlık risk faktörüdür.Kişiler ideal kilolarına getirmelidir.Diğer yandan safra kesesi taşları için özel diyet yoktur.
---------- Post added 21.02.17 at 21:31 ----------
şok çeşitleri ve tedavisi
Tıpta da akut dolaşım yetmezliğiyle ortaya çıkan çok ağır ve hayati ciddiyet belirten bir sendromu anlatır. Dolaşım yetmezliği kan basıncının düşmesine ve iç organlarla çevre dokulara giden kanın aniden azalmasına bağlı belirtilere yol açar.
BELİRTİLERİ
Şok durumunda tansiyon düşüldüğünün yanı sıra bilinç kaybına kadar varabilen bilinç bulanıklığı şiddetli solgunluk deride nemlilik nabızda hızlanma ve zayıflama solunum güçlüğü (hava açlığı) şiddetli susama idrarda azalma ve beyindeki dolaşım bozukluğuna bağlı olarak bunaltı huzursuzluk saldırganlık uyuklama gibi belirtiler görülebilir. Hastada bu belirtilerin hepsi bir arada bulunmayabilir; herhangi birinin tek başına bulunması da şok tablosuna işaret etmeyebilir. Sendromunun ortaya çıkma nedenlerine ve gelişme süreçlerine göre başlıca dört şok tipi ayırt edilebilir.
Kalp kökenli şok kalbin kasılması (sistol) sırasında pompalanan kan miktarının düşmesine bağlıdır. Kalp kasına zarar veren enfarktüs ya da iltihap (miyokardit) ve kalp karıncıklarının yetersiz dolmasına yol açan ritim bozuklukları ya da kalp dış zarında sıvı birikmesi gibi bir nedenle kalbin pompaladığı kan miktarının düşmesi sonucunda gelişir.
İkinci tip şok dolaşımdaki kan hacminin birden ve önemli ölçüde azalmasına bağlıdır. Bu tip şok kanamalarda yanık şiddetli ishal gibi durumlara bağlı organik sıvı kayıplarında ve travmalarda ortaya çıkar.Septik şok bakterilerin salgıladıkları endotoksinlerin etkisiyle dolaşım sisteminin zayıflamasına ve kan basıncının düşmesine bağlıdır.
Sinir sistemi kökenli (nörojen) şok ise gerek omurilik hastalıklarında görüldüğü gibi kan damarlarının çapını denetleyen sinirsel iletinin kesilmesi gerek şiddetli bir ağrı ya da güçlü bir duygu nedeniyle kalp atışlarının refleks olarak yavaşlaması sonucunda ortaya çıkabilir.
NEDENLERİ
Şok temelde dolaşımdaki kan miktarının azalmasıdır; dolayısıyla kan ya da plazma kaybına yol açan bütün durumlar şokla sonuçlanabilir. Bu tür durumların başında yaralardan kaynaklanan dış kanamalar ve tümör ya da ülser yakınındaki bir kan damanmn aşınmasıyla ortaya çıkan iç kanamalar gelir. İkinci sırada yanıklar önemlidir; yanık alanındaki küçük damarlardan bol miktarda plazma sızar. Bağırsak tıkanmalarıda yanıklara benzer; bu durumda plazma tıkanma noktasmda bağırsak duvarından sızar. Şiddetli ishalde ya da uzun süreli kusmanın yol açtığı aşırı su ve tuz kaybı en sık görülen öteki şok ne denlerindendir. Sıvı bölümü azalan kan koyulaşır böylece dolaşımdaki kan miktarı da azalır.
Kan besleyici maddelerin ve özellikle oksijenin dokulara ulaşmasını sağlar. Yaşamsal nitelikteki bu işlevin bozulması organizma açısmdan çok büyük sorunlar yaratır. İlk ve en önemli sorun atardamarlardaki kan basıncınm bazen çok şiddetle düşmesidir. Tansiyon düşmesiyle birlikte dokulara kan akışı da tehlikeli ölçüde azalır; hücrelere yeterli oksijen gitmediğinden hastalık belirtileri ortaya çıkar. Şok belirtileri zamanla bütün vücuda yayılır ve oksijen azlığına çok duyarlı olan sinir sistemi bu durumdan öncelikle etkilenir. Deri damarlarındaki kan miktarı çok azaldığından hasta çok solgun görünür. Ayrıca solunumu sıldaşır; bunun nedeni kana olabildiğince fazla miktarda oksijen sağlamaktır.
Hasta çevresiyle ilişkisinin kopmasına yol açan bir uyuşukluk içine girer. Bununla birlikte genellikle huzursuzdur ve bunaltı eğilimi gösterir.
Nabız çok hızlı ve zayıftır çünkü vücut şokla karşılaştığmda edilgen kalmaz. Çeşitli savunma mekanizmaları hemen harekete geçer. Bunların en önemlisi böbreküstü bezlerinden adrenaun ve noradrenalin adlı hormonların salgılanmasıdır. Noradrenalin dokularda sempatik sinir lifleriııin uçlanndan da
salgılanır. Adrenalin daha çok kalp üzerinde etkilidir; kalp atışlannı hızlandınr. Noradrenalin ise vücudun bütün küçük atardamarlarını daraltır. Bu düzenleyici süreçlerin yararı açıktır: Ritmi hızlanan kalp dolaşıma daha fazla kan verir. Kasılarak daralan atardamarlar dolaşımda bulunan az miktarda kana uyum sağlayacak duruma gelir. Bu uyumun sağlanamaması kanın çok geniş bir damar yatağmda dağılarak çevrede göllenmesine ve hastanıiı ölümüne yol açar. Söz konusu iki savunma süreci birlikte kamn damarlarda normalden daha hızlı dolaşmasmı sağlar. Böylece dokulara en azından yaşamı sürdürecek düzeyde oksijen ulaşır. Kan ya da plazma kaybı bu süreçlerle karşılanamayacak kadar şiddetliyse beyne giden oksijenin yetersiz kalması nedeniyle hasta bilincini yitirir. Oksijen eksikliğinden etkilenen çevrel küçük damarlar da gerginlilderini yitirerek genişler; kan çevrede özellikle karın organlarmda göllenir ve kalbe geri dönemez. Böylece hasta şokun geriye dönüşü olmayan evresine girer.
Yapılması Gerekenler;
Acil durumlarda olayın nedenleri bir yana bırakılarak öncelikle tablonun ağırlaşması önlenmeli ya da şok belirtileri henüz tam yerleşmemişse bunların ortaya çıkınası engellenmeye çalışılmalıdır.
İlk önlem hastayı yatırarak bacaklarının vücudundan yüksekte kalmasını sağlamaktır. Böylece kanınkalbe dönüşü kolaylaşır ve başta beyin dolaşımı olmak üzere kan dolaşım iyileşir. Dolaşıma yardımcı olmak için sıkı giysiler de gevşetilmelidir. Daha sonra hasta örtülerek sıcak tutulur. Anıa aşırı sıcak uygulanınamalıdır; aşırı sıcak derideki damarların daha da genişlemesine yol açarak dolaşım bozukluğunu ve tansiyon düşüklüğünü şiddetlendirir. Şok bir kanamaya bağlıysa kanama hemen denetim altına alınmalıdır. Ayrıca daha kapsamlı tedavi için beklerken hastanın olabildiğince fazla sıvı alması sağlanmalıdır. Hasta su içebiliyorsa. şekerli ya da tuzlu bir eriyik verilir. Tuzlu eriyik 1 litre suda bir kaşık sofra tuzu eritilerek hazırlanır.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|