Memede kitleler
İyi Huylu Kitleler
Kistik Hastalık (Fibrokistik meme hastalığı)
Kadınlarda en çok görülen meme kitlesi sebebidir. Bu kistlerin içleri sıvı dolu olup adet öncesi dönemde sıvı miktarı artar memede gerginlik ağrı ve hassasiyet ortaya çıkar. Her iki memede de yaygın olup büyüdüklerinde yuvarlak düzgün hareketli sertçe kitleler halinde ele gelirler. Genellikle menopozdan sonra kaybolmaya başlarlar.
Yağ bezeleri (Lipomlar)
Değişik büyüklükte tek ağrısız yuvarlak değişik büyüklükte meme kitleleridir. İçerisinde yağ dokusu bulunur. Vücudun birçok yerinde de görülebilirler.
Fibroadenomalar
Daha çok gençlerde görülen genellikle tek yuvarlak oval sert hareketli çoğu zaman ağrısız meme kitleleridir. Tesadüfen farkedilirler.
Papilloma ( intraduktal papilloma)
Meme başı arkasındaki ana süt kanalı duvarında gelişen siğil benzeri yapılardır. Meme başından kanlı bir akıntıya neden olurlar.
Travma sonucu oluşan kitleler
Kaza çarpma sonucu meme dokusu içinde kan toplanarak (Hematom) veya yağ dokusunun parçalanması sonucu yağlı dokuda sertleşme (Yağ nekrozu) gelişerek kitle hissi verebilirler. Bu durumlarda meme cildinde de kızarıklık ateş ağrı hissi olabilir.
Meme başı akıntıları
Birçok kadın yaşamı boyunca meme başı akıntılarla karşılaşmıştır. Bu tek veya her iki memede olabilir. Bunların çoğunluğu önemsiz akıntılardır. Berrak ve az miktarda bir meme başı akıntısı normal kabul edilir ve herhangi bir inceleme gerektirmezler. Devamlı ve bol miktarda olması incelemeyi gerektirir.
Meme başından koyu kıvamlı ve renkli akıntılar mutlaka araştırılmalıdır. Koyu sarı yeşil akıntılar iltihaba bağlı olabileceği gibi kanlı akıntılar süt kanalı papillomlarına veya meme kanserlerine bağlı olabilirler.
Emzirme dönemi memeden süt gelmesi doğaldır. Ancak diğer zamanlarda kendiliğinden memeden süt gelmesi (Galaktore) doğal olmayıp mutlaka araştırılmalıdır.
Kötü Huylu kitleler
Meme basitçe:
1. Süt yapımını sağlayan bezlerin oluşturduğu LOBÜLLER
2. Sütün boşaltılmasını sağlayan kanallar ( DUKTUSLAR)
3. Bu dokuların arasını dolduran bağ dokularından oluşmuştur.
Memenin kötü huylu kitleleri bu oluşumlardan gelişebilirler.
Süt kanallarından: İNTRADUKTAL KANSERLER ( en sık)
Lobüllerden: LOBÜLER KANSERLER
Ara dokulardan ( nadir )
Meme kitleleri:
Ele gelen kitleler (Palpabl) Kendi kendini muayene veya hekim
muayenesi ile tesbit edilir.
Ele gelmeyen kitleler (Nonpalpabl) Mammografik taramalar sırasında tespit edilirler. Bu nedenle belirli bir dönemden sonra meme muayenesi yanında periyodik olarak radyolojik inceleme de önerilmektedir.
Meme Kitleleri nasıl değerlendirilir?
1.Palpasyon (Elle muayene) : Kişinin kendi kendini veya hekim tarafından yapılan elle muayenedir.
2.Aspirasyon ( iğne ile sıvı çekme): Hekim tarafından yapılır. Memedeki kitle içine enjektörle girilir ve eğer sıvı varsa enjektör içine çekilir. Bu yötemle kitlenin kist veya katı olup olmadığı tesbit edilmiş olur. Aynı zamanda alınan sıvı patolojik incelemeye gönderilir. Kistik kitleler bu yöntemle boşalırlar ve aynı zamanda tedavi edilmiş olunurlar.
3.İnce iğne aspirasyon biyopsisi: Yukarıdaki yöntemde kitlede eğer sıvı yoksa katı kitleden enjektöre hücre emilir bu hücreler cam üzerine püskürtülüp patoloji uzmanı tarafından incelenir.
3.Mammografi: Memenin röntgen ile incelenmesidir. Erken dönemde meme kitlelerinin tanısını sağlar. Kitlenin iyi veya kötü huylu olduğunu belirleyebilir. Bazen kitle ele gelmeden tanı koydurabilir.
4.Ultrasonografi: Memenin ses dalgaları ile incelenmesini sağlar. Memedeki kitleleri kitlenin kistik veya katı olup olmadığını belirlemede faydalıdır.
5.Biyopsi: Kitlenin lokal veya genel anestezi ile cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Kitle tamamen (exizyonal) veya kısmen (insizyonal) olarak çıkarılıp patojik incelemeye gönderilir.
Memede kitle tespit edildiği zaman hekim bu yöntemlerin bir veya birkaçını uygulayarak kitleyi incelemeye alır ve kesin tanıya varılır.
Meme kanserlerinin belirtileri nelerdir.?
Meme başında çatlamalar yaralar sertlik içeri çekilme
Meme başından kanlı akıntı gelmesi
Meme başının asimetrik şekil bozukluğu
Meme şeklinin bozulması asimetrik görünüm çukurlaşma tümsekleşme ele gelen ağrısız veya ağrılı kitleler
Meme cildinin renk şekil yapı değişiklikleri portakal kabuğu görünümü alması kabalaşma
Meme üzerinde yaralar ortaya çıkması
Meme cildinde damarlarda belirginleşmeler kızarıklık ateş şişlik
Koltuk altında ele gelen kitleler v.s.
Bu belirtilerden herhangi birisi tek başına meme kanseri olarak değerlendirilemez. Diğer bulgular ve incelemelerle birlikte ancak kesin bir tanıya varılabilir.
Meme kanserlerinde tedavi
1. Cerrahi Tedavi
2. Radyoterapi
3. Kemoterapi
4. Hormonal tedavi
Cerrahi tedavi ve radyoterapi vücudun bir bölümünü ilgilendiren tedavi yöntemleri olduğundan lokal tedavi kemoterapi ve hormonal tedavi tüm vücüdu ilgiledirdiği icin sistemik tedavi olarak kabul edilir. Bu tedavi yöntemlerinden hangilerinin uygulanabileceği birçok faktörlere bağlıdır. Bunlar arasında tümorün tipi tanı konulduğunda hastalığın yayılım dururmu yaş ve hastalık hikayesi sayılabilir. ayrıca tedavi konusunda kişinin tercihleri ve yaşam biçimi de önem taşır. Ancak küratif tedavi yöntemi seçimi esas olmalıdır.
Periyodik meme bakımı
1. Her ay kendi kendini muayene
2. Yılda bir kez hekim muayenesi (eğer daha önce geçirilmiş meme hastalığı varsa 3 ayda bir )
3. Mammografi : 40 yaşından sonra 2 senede bir 50 yaşından sonra yılda bir yapılmalıdır.
---------- Post added 21.02.17 at 21:30 ----------
mide kanaması sindirim sistemi kanamaları
Sindirim sistemi kanaması nedeni ne olursa olsun ciddiyetle değerlendirilmesi gereken klinik bir tablodur. Nedenine yönelik değerlendirmeye geçmeden hastanın hemodinamik dengesi sağlanmalı aktif kanama durdurulmalı tekrarından korunulmalıdır.
Sindirim sistemi kanamaları 5 şekilde ortaya çıkar.
1. Hematemez ( Kanlı kusma ) taze kırmızı veya kahve rengi olabilir.
2. Melena ( dışkının siyah gelmesi ) Parlak yapışkan siyah ve kötü kokuludur.
3. Hematoşeziya ( Makattan kırmızı kan gelmesi ) dışkı ile karışık veya ayrı olabilir.
4. Dışkıda gizli kan ki dışkının kimyasal reaksiyonu ile ortaya çıkarılabilir.
5. Belirgin bir bulgu olmaksızın hastanın baş dönmesi solunum güçlüğü angina veya şok gibi bulgularla gelmesi.
HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Kanamalı hasta da önce kanamanın akut mu kronik mi ? Genel durum stabil mi değil mi ? değerlendirmesi hemen yapılır. İkinci olarak burundan mide ye sonda sokularak mide de aktif kanama olup olmadığı diğer taraftan da tuşe rektal ile dışkı gözlenir melena olup olmadığına bakılır gerekirse gizli kan testi yapılır. Akut kanamanın en belirgin bulgusu hematemez ve melena kanamanın üst sindirim sisteminden Hemotoşeziya ise alt sindirim sisteminden kanama olduğu yönünde önemli bulgulardır. Kanamalı hasta ciddi gözlem altında olmalı arteryel kan basıncı nabız kan değerleri solunum dolaşım bulguları değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Bu değerlendirme ve tedavi devam ederken kanamanın üst sindirim sisteminden veya alt sindirim sisteminden olup olmadığı ve hangi hastalıklar nedeni ile olabileceği yönünde kanaat oluşturulmaya çalışılır.
ÜST SİNDİRİM SİSTEMİ KANAMASI :
Üst sindirim sistemi genellikle yemek borusu mide on iki parmak bağırsağını içine ( Treit’s ligament ine kadar ) alan kısımlardan olan kanamalardır. Hastanın dikkatli öyküsü alınır fizik muayenesi yapılır böylece kesin tanıya gidilecek bazı ip uçları elde edilebilir. Daha evvel kanama olması ailede kanamaya sebep olabilecek hastalıklar bulunması hasta da kanamaya sebep olabilecek diğer sistem hastalıklarının bulunması ( siroz kanser koagulopati konnektif doku bozuklukları ve amiloidozis gibi) daha evvel ameliyat geçirip geçirmediği ( p.ülser bypass ) alkol alışkanlığının varlığı ağrı kesici ve antiromatizmal ilaçlar kullanılması yanık nedeni olacak içeceklerin alınması kanamanın karın ağrısı dispepsi hıçkırık kusma gibi bulgulardan sonra başlaması burun kanaması olup olmadığı titizlikle sorgulanmalıdır.
Fizik Muayene : Deride siroz ve kansere işaret eden bulgular araştırılmalıdır. Herediter damar anomalileri veya Ehlers-Danlos sendromu gibi tanısal önemi olan bulgular aranır. Lenf büyümesi karında kitle hassasiyet dalak karaciğer büyüklüğü gibi bulgular saptanabilir.
YAPILMASI GEREKEN TETKİKLER
ENDOSKOPİ : Buraya kadar belli bir kanaat oluşturulur ancak kanamanın kesin yerini ve nedenini ortaya koymak çok zordur. Onun için hastanın genel durumu müsaade ettiği an yapılması gerekli en ideal tetkik endoskopidir. Endoskopi öncesi hem hastayı izlemek hem de hastayı endoskopiye hazırlamak için mideye sonda yerleştirilebilir ve aspire edilebilir. Endoskopik gözlem ile kanamanın yeri kesin olarak saptanabileceği gibi kanamanın durdurulması için tedavi girişimine de olanak sağlar. Ayrıca kanayan lezyonun dokusal niteliğini ortaya koyabilmek için biyopsi alınabilir. Böylece hastaya spesifik tedavi uygulanmasına ve hastanın erken hastaneden çıkmasına olanak sağlar.
ÇİFT KONTRAST RADYOLOJİK TETKİK : Her merkezde acilen yapılma şansı yoktur ve yüzeyel mukozal lezyonları gösterme olasılığı endoskopi ye göre oldukça düşüktür.
DİĞER TESTLER :
Angiografi : Endoskopinin yapılamadığı ve Cerrahi zorluğu olan durumlarda gerekebilir. Radyonüklear tetkikler de çok özel durumlarda müracaat edilecek tetkiklerdir.
ÜST SİNDİRİM SİSTEMİ KANAMALARINA NEDEN OLABİLECEK HASTALIKLAR :
1. ÖZOFAGUS a ait Olanlar :
Özofajitler
Peptik ülser
Özofagus varisleri
Özofagus divertikülleri
Özofagus tümörleri
Özofagusun mukoza yırtıkları
2. MİDE ye ait Olanlar :
Peptik ülser
Gastrik erozyonlar
Gastrik tümörler
Vasküler lezyolar
3. İNCE BARSAK a ait Olanlar :
Peptik ülser
Tümörler
Safra yolu kanamaları
Divertiküller
Vasküler lezyonlar
ALT SİNDİRİM SİSTEMİ KANAMALARI
Hastanın öyküsü ve Fizik muayenesi ile de hemoroid ve iltihabi barsak hastalığına ait önemli bulgular elde edilebilir. Kanamanın şiddetli karın ağrısı ve ishalle birlikte olup olmadığı sorgulanır ( Kolitis ) Kilo kaybı ve dışkılama alışkanlığının değişmesi ( Barsak kanseri ) Deri lezyonlarının varlığı karında kitle araştırılmalı Rektal tuşe de kitle olup olmadigi aranmalidır.
TETKİK
Anoskopi ve Sigmoidoskopi
Alt sindirim sistemi kanaması düşünülen hasta da anoskopi ve sigmoidoskopi hemen planlanmalı ve yapılmalıdır. Hemoroid anal fissür rektal ülser kolit ve kanser gibi hastalıklar ortaya konabilir Kanamanın daha yukardan geldiği düşünülürse kolonoskopi planlanır.
Kanama çok ağır değil ve rektosigmoidoskopi ile tanı konulamıyorsa kolonoskop mutlak yararlı bir yöntemdir.
Angiografi :
Ağır kanamalarda kanamanın yeri olası cerrahi girişim için lokalizasyon yapmak için yararlıdır. Tedavi girişimine olanak sağlar. Angiodisplazi ve ince barsak damar anomalilerinin tanısı için yararlı olabilir.
Radyonüklear tetkik :
Çok özel durumlarda bilhassa tekrarlayan kanamaların yerini tesbitte yararlı olabilir.
SİNDİRİM SİSTEMİNDEN GİZLİ KANAMA :
Belirgin kanaması olmayan olgularda demir eksikliği anemisi saptanırsa dışkıda kimyasal tetkik ile kanama araştırılmasıdır. Kronik kanamalarda önemli klinik bir durumdur.
Kronik kanama sebebleri
Antiromatizmal ilaç kullanılması
Özellikle sağ kolon kanserleri
Bazen her iki lezyonun birlik te olabileceği unutulmamalıdır.
Kronik Kanamalarda alt ve üst sindirim sistemi endoskopik tetkiki mutlak yapılmalıdır.
ALT SİNDİRİM SİSTEMİ KANAMA SEBEBLERİ :
Hemoroid
Anal fissür
Barsak polipleri
İltihabi barsak hastalıkları
Barsak tümörleri
Divertiküller
Vasküler anomaliler
SİNDİRİM SİSTEMİ KANAMALARINDA TEDAVİ PRENSİBLERİ
Kanayan lezyon kesin olarak saptandıktan sonra ona özel tedaviler uygulanır.
Bunlar genel olarak ;
1. İlaç tedavisi
2. Endoskopik yöntem eşliginde yapilan tedaviler
İnjeksiyon
Termal yöntemler
Termal yöntem + ilaç injeksiyonu
Ligasyon
Angiografik tedaviler
3. Cerrahi tedaviler
---------- Post added 21.02.17 at 21:30 ----------
Pankreas kanseri
Hastalığın tanımı
Pankreastan köken alan tümörlerdir.
Nedenleri Görülme sıklığı
Eşlik eden durumlara rağmen etyoloji bilinmemektedir.
Eşlik eden durumlar : ırk diabetes mellitus ( şeker hastalığı ) tütün çevresel ve mesleki faktörler ve gıdasal lipidler
İlginç olan tütün kullanımının etkisi ile ilgili bulgular düzenlendiğinde pankreatit alkol ve kahve arasında birliktelik görülmemiştir.
Risk faktörleri :
Çok muhtemel : ırk diabetes mellitus tütün
Muhtemel : çevresel / mesleki durumlar gıdasal lipid
Pankreas kanseri erkeklerde kadınlardan daha sık görülmektedir.
Ortalama yaş erkeklerde 63 kadınlarda ise 67 dir.
İnsidans/ prevalans : Her yıl yaklaşık 28.000 yeni olguya tanı konulmaktadır. Etnik gruplar arasında değişimler vardır. Siyah ırk ve havaililerde sıktır.
Korunma
Tütün kullanımı engellenir ( sigara bırakılmalıdır ).
Belirtiler
Kilo kaybı ( %90 ) ağrı iştahsızlık kaşıntı diabetes mellitus malnütrisyon karaciğer büyümesi palpabl ( ele gelen ) safra kesesi karında hassasiyet kitle assit ( karın boşluğunda sıvı birikmesi )
Tanı
Tripsinojen düzeyi glukoz testi amilaz üst sindirim sistemi grafisi. Bilgisayarlı tomografi : tanı koymak için çok yararlı bir yöntemdir ; radyolojik incelemeden çok daha hızlı ve etkin bir görüntü sağlar. Ultrasonografi ERCP ( endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi ) PTC ( perkütan transhepatik kolanjiografi ) anjiografi biyopsi özofagogastroduodenoskopi tanı koymakta kullanılan diğer yöntemlerdir.
Tedavi
Pankreas tümörlerinde cerrahi tedavi uygulanarak pankreasın bir bölümü çıkarılabilir.
Tümör gövde ve kuyrukta yer alıyorsa cerrahi girişim zor değildir ; pankreas başı tümörlerinde ise pankreas başının yanısıra safra kesesinin onikiparmak barsağının ve midenin bir bölümünün de çıkarılması gerektiğinden tedavi daha karmaşıktır. Daha sonra sindirim kanalının bütünlüğünü korumak için sağlam kalan safra yolları ile pankreas yollarının sindirim kanalına boşalmasını sağlamak gerekir.
Radyoterapi ve kemoterapi önerilebilir.Ancak bu uygulamalar bu güne kadar radikal bir sonuç vermemiştir.Onkoloji doktorlarının çok zor durumda kaldığı bir sorundur.Kısa süre içerisinde tümör büyüyerek safra yolunu tıkayıp karaciğeri devre dışı bıraktığındanalınan besinlerin karaciğerde değerlendirilerek 12 parmak barsağına gönderildiği noktada tıkanma olduğundan karaciğer ve safra kesesi devre dışı kalıpbilluribin kana geçmektedir.Bunun sonucunda kanın yapısı bozularak beyinsel ve tüm organsal faaliyetlerde aksamalar meydana getirdiği gibitüm deri rengini de sarı renge boyamaktadır.Bu durumda yine zaman kazanmak ve safra yollarının sindirim kanallarına boşalmasını sağlamak için ameliyatla drenaj açılmaktadır.Bu da elbette bir çözüm olmamaktadır.
Prognoz/Hastalığın gidişi
Klasik tedavilerleüç yıllık yaşam oranı ( survi ) %25 ; beş yıllık yaşam oranı %1 dir.
Potansiyel olarak tedavi edilebilen hastalıklarda cerrahiyi takiben beş yıllık yaşam oranı yaklaşık % 4 tür.
Komplikasyonlar ve Riskler
Ağrı
Sarılık
Malnütrisyon
Diabet
Aşağıdaki belirtiler olduğunda tanı için mutlaka doktorunuza başvurun
Sürekli karın ağrısı iştahsızlık yorgunluk sırt ağrısı veya bu hastalığın diğer belirtileri varsa ...
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|