AĞLAMAK İYİDİR
Fransız psikiyatr Patrick Lemoine Gözyaşlarının Cinsiyeti adlı kitabında ağlamanın depresyona iyi geldiğini belirtiyor.
Lemoine kadınların erkeklere oranla daha çok ağladıkları için duygularını da daha iyi kontrol altında tutmayı başardıklarına inanıyor.
Fransız uzman gözyaşlarının duyguların bir çeşit iletişim yolu olduğu kızgınlık korku öfke mutluluk ve üzüntünün gösterilmesinde önemli bir araç vazifesi gördüğünü düşünüyor.
Psikiyatr Patrick Lemoine a göre erkekler de ağlamayı becerebilseler şiddet kullanma ve alkolizm tehlikesinden kısmen kurtulabilecek ve kendileriyle daha barışık yaşayabilecek.
Doktor Lemoine 21. yüzyıl erkeğinin ağlamanın hüner sayılmadığı bir kültür ortamında yetiştirildiğini oysa ortaçağda erkeklerin ağlamasının yadırganacak bir durum değil doğal bir tepki olarak görüldüğüne dikkat çekiyor.
Lemoine hormonal etkenlerin kadınların erkeklere oranla daha fazla ağlamasında etkili olduğunu da düşünüyor
---------- Post added 21.02.17 at 21:01 ----------
AEROBIK EGZERSIZ
Aerobik egzersizi geniş kas guruplarını kullanarak düşük şiddetli uzun süreli aktivite olarak düşünün.
Aerobik aktivite; yürüyüş bisiklet jog yüzme gibi aktiviteleri içerir. Anaerobik aktivite kısa süreli yüksek şiddetli çalışmalardır. Tenis ağırlık kaldırma kısa süreli hızlı koşular futbol basketbol henbol gibi aktivitelerde anaerobi hakimdir.
Şayet bu tür çalışmalara yeni başlıyor iseniz yürüyüş-hızlı yürüyüş başlanmak önerilir bu tür aktivite haftada 5-6 kere 1 saatten az olmamak kaydıyla uygulanmalıdır. Bir hafta sonra çok düşük tempoda koşuları programınıza alabilirsiniz. Koşuların tempo ayarlamasının önemli olduğunu belirtmiştik. Diğer yöntemlerin yanında koşu hızını ayarlamak için; solunum sıklığından yararlanılır şöyle ki; koşu rahatça soluk alıp verebileceğimiz bir tempoda gerçekleşmelidir. En kolay tempo ayarlama adım sayısı ile yapılır 4-5 adımda yavaş yavaş soluk alınır göğüs kafesi şişirilir yine 4-5 adımda yavaş yavaş karın kasları kasılarak soluk verilir. Bu davranış solunum kaslarının güçlenmesine ve daha etkili solunuma olanak sağlar. Bu davranış biçimi ayni zamanda "solunum eğitimi" çalışmasıdır. Akciğerlerdeki havayı çok az yenileyebildiği için kısa süreli sık solunum yapmak önerilmez.
Çalışmalar bu şekilde mi devam edecek? İnsan organizması mükemmel bir yapıya ve eşi benzeri olmayan sistemlere sahiptir. Bilinçli ve düzenli yüklenmeler ile onun kapasitelerini artırabilirsiniz aşırı yüklenmeler ile tüm sistemleri felçe uğratabilirsiniz. Satın aldığınız bir araba saatte 200 km sürat yapıyorsa 5 sene sonra saatte 201 km hız yapmaz belki de daha düşük bir hız yapacaktır. Oysa ki spor branşlarında dünya rekorları devamlı yenilenmektedir. Bu bilimsel ve düzenli çalışmalar ile sağlanmaktadır. Kısaca sağlıklı gelişim için uygulanacak yüklenmeler azar azar giderek artan yoğunlukta olmalı organizma yükleri "sindirmeli" dir.
İlerleyen çalışmalarda hızınızı azar azar eforunuzun sınırlarına kadar derin ve hızlı nefes alacak duruma gelinceye kadar ya da bu durumu sürdüremeyeceğinizi düşünene kadar artırın. Bu noktaya kadar her şey aerobiktir ki onun anlamı; enerji eldesi oksijenin varlığında gerçekleşiyor demektir. Eğer egzersiz yoğunluğunu arttırmayı sürdürürseniz anaerobik enerji üretimine baş vurursunuz bu anda solunum sıklığı artar ve kanda laktik asit birikimi başlar. Bu durumda egzersizi kesmek zorunda kalabilirsiniz. Laktik asit hem bir enerji taşıyıcı ve hem de şiddetli eforun ürettiği artan çalışma yoğunluğunu gösteren bir işarettir.
Aşırı eforun ürettiği laktik asit ve yüksek düzeydeki karbondioksitle beraber yüksek solunum genel rahatsızlık ve stres duygusu oluşur. Aerobik egzersiz çok sözü geçen anaerobi eşiğin altındaki egzersiz olarak tanımlanabilir.
Glikoz molekülünün aerobik metabolizması anaerobikten çok daha verimlidir; aerobik metabolizma 1 mol glikozdan 38 yüksek enerji bileşimli adenosine trifosfat (ATP) adlı moleküller üretirken anaerobik metabolizma sadece 2 molekül üretilir ve aerobik metabolizma daha az laktik asit üretir. Yani aerobik egzersiz daha hoş ve dinlendiricidir sıkmaz ve aşırı yormaz. Birikmiş yağların aerobik kullanımı ilerleyen efor periyotlarında gerekli enerji için uygun bir rezerv oluştur. Aerobik egzersiz uygun bir şekilde birkaç dakikadan saatlerce uzatılabilir. Orta düzeyde aerobik egzersiz esnasında bir söyleşi de yapılabilir.
---------- Post added 21.02.17 at 21:01 ----------
AEROBIK EGZERSIZIN YARARLARI
Diğer yararları yanında aerobik egzersizin en önemli yararları kalp-damar sistemi üzerinedir;
-durağan bir yaşam sürenler hareketli bir yaşam sürenlere göre 6 kez daha fazla kardiyak rikse sahiptirler
-kan "kötü" kolesterol düzeyi azalır "iyi" kolesterol düzeyi artar
-vücut yağı kontrol edilir (kuvvet antrenmanı ile birlikte aerobik egzersiz ve özel diyet vücut yağını azaltır)
-vücudun direnci yorgunluğa ve fazla enerji gerektiren işlere karşı artar
-kasların formu ve yağsız vücut kitlesini artar
-tansiyon düşer ve iyi bir uyku düzeni sağlanır
-vücudun genel direnci artar
-kemik tendon ve ligamentleri güçlenir -yüksek bir emosyonel denge ve pozitif görüş açısı oluşur.
Uzun süreli çalışmalar sonucunda her 10 yılda bireyin genel form düzeyi % 8-9 oranında azalmakta olduğu gözlenmiştir. Aktif insanlarda bu oran % 4 tür. Antrenmanlı bireylerde düşüş oranı % 2 dir (veya daha az ). Fazla kilo ve beden yağlarından sakınıldığında dinçlikte azalma minimize olur. Dr. Paul Davis dinçlikteki azalmada en önemli faktörün vücuttaki yağ oranının yükselmesi olduğunu açıklar.
Kalp-damar sisteminin antrenmanı maksimal kardiyak frekansın %60-90 arası aerobi ortamdaki koşular ile sağlanır kuvvet antrenmanları ya da diğer anaerobik ortamdaki antrenmanların sisteme katkıları çok azdır ya da yoktur.
---------- Post added 21.02.17 at 21:02 ----------
AFFETMEYİ BİLENLER DAHA SAĞLIKLI
Amerikalı bilim adamlarına göre affetmesini bilen insanlar hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı...
Stanford Üniversitesi nde görevli bilim adamı Frederic Luskin ve ekibi San Francisco kentinde oturan 259 kişi üzerinde araştırma yaptı. Denekleri 6 kez 15 saatlik oturumlara çağıran bilim adamları bu oturumlarda katılımcıların affetmeyi öğrenmesini sağladılar.
Araştırma çerçevesinde kötü anılarını konuşarak paylaşan deneklerdaha sonra kendilerine zarar veren kişileri canlandırarak içlerinden onlarla konuştular.
Kendilerine zarar veren kişileri affeden katılımcıların çoğu deney sonrasında daha az acı duyduğunu belirterek stresten kaynaklanan sırt ağrısı uykusuzluk ve mide ağrısı gibi ruhsal ve fiziksel belirtilerin de önemli ölçüde azaldığını kaydetti.
Deneklerin çoğu gelecekte meydana gelebilecek benzer olaylarda tekrar affetmeye hazır olduğunu da söyledi. Deney için fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalanlar değil hakarete uğrayan kişiler seçildi.
---------- Post added 21.02.17 at 21:02 ----------
ALIŞVERİŞ VE ÇOCUKLAR
Dünyanın en büyük pazar araştırması şirketinden Millward Brown tarafından yapılan araştırmada çocukların ebeveynlerinin yaptığı alışverişi yönlendirdiği ortaya çıktı.
Millward Brown Türkiye’den yapılan açıklamada şirketin BRANDchild adlı kitap için yaptığı araştırmaya göre çocukların ebeveynlerinin hangi markaları satın almaları gerektiği konusunda fikirlerini aileleriyle paylaştıklarının görüldüğü belirtildi.
Araştırma kapsamında ABD Brezilya Almanya İspanya Hindistan Çin ve Japonya’da 1920 kentli çocukla yüzyüze görüşüldü. Araştırmaya göre 9-14 yaş arasındaki her 3 çocuktan 2’si anne ve babalarının otomobil moda markaları cep telefonları gibi pahada ağır alışverişlerini etkiliyor.
İlginç sonuçlardan birisi de çocukların yarısının son modayı takip etmeyi sevdikleri ve giyimlerinin kimliklerini yansıttığını söylemeleri. Erkeklerin yüzde 45’inin kızların da yüzde 55’inin moda tutkunu olduğu belirlenmiş.
Millward Brown Grubu Stratejik Planlama ve Gelişim Direktörü Nigel Hollis çocukların hane alışverişi üzerinde belli oranda etkileri olduğunu tahmin ettiklerini ancak etkinin bu kadar büyük olmasının kendilerini şaşırttığını belirtti.
Millward Brown Türkiye Genel Müdürü Betül Khan yaptığı değerlendirmede araştırma sonuçlarının yerel ve uluslararası markaları pazarlama anlayışını geliştirmeye zorlayacağını vurguladı.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|