Alıntı:
siruss Nickli Üyeden Alıntı
Çok doğru yazmışsınız. @ [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] arkadaş da sanırım bir zulme ugramis. Bu konuda düşmanına karşı bir tertip istiyor. İstediği tertip tehlikeli başka şeyler de düşünebilir yada direkt kafasına göre uygular bu kendi bileceği bir şey. Şahsen beni de ilgilendirmez. Benim demek istediğim bir çok verilen bilginin sitede eksik olması. Bence tam bir şekilde ayan olarak verilmelidir. Her yapılan büyünün tutmadığı gibi, her verilen tertip de tutacak diye bir kaide yok. Zaten uygula %100 tutar denilecek bir tertip olsa burada bizlere siteye yazmazlar. Sayılı insanda olur o tarz şeyler. Örneğin bazı vefkler vardır basittir ehil kişi olmayanda yazabilir. Ama bunların tam bir şekilde nasıl yapılacağı yazılmalıdır. Ama bazıları vardır daveti, görevlendirilmesi vs detaylidir zorludur. Bunların belirtilmesi gerekir ki kişi bu işlere bulaşmasın. Gözü görmeyen, iletişim kuramayan her kişi kalkıp daveti yapamayacağını idirak eder diye düşünüyorum.
|
Kardeşim araya irsali hatif şu bu gibi nesneler koymaya gerek yok şirke düşebilirsin musallat kapabilirsin. Şayet mazlumsan direkt Allah (c.c)’a yönel ve dua et. Nitekim mazlumun bedduasıyla ilgili olduğu belirtilen Nisa süresinin 148. Ayetinde Yüce Mevla şöyle buyurmuştur: ‘’Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini hiç sevmez ancak söyleyen zulme uğramışsa o başka. Allah her şeyi (mazlumun feryadını) hakkıyla işitir ve görür’’. Cumhurun kıraati dikkate alındığında ilgili ayete ‘’zulme uğrayanın açıktan kötü söz söyleyebileceği ya da beddua edebileceği’’ anlamının verilmesi uygun olacaktır.
Bu ayetin mazlumun beddua etmesine bir ruhsat olduğu ifade edilmektedir. Nitekim İbn Abbas’ın bu ayeti şu şekilde tefsir ettiği nakledilmiştir: ‘’Allah bir kimsenin bir başkasına beddua etmesini sevmez. Ancak beddua eden mazlum ise bu müstesna. Şüphesiz Allah mazluma kendisine zulmeden kimseye beddua etmesine ruhsat vermiştir. Bununla birlikte mazlum beddua etmez de sabrederse bu kendisi için daha hayırlıdır.’’ İbn Abbas ve Süddi’nin bu ayetin tefsiri bağlamında şöyle dediği de nakledilmiştir : Zulme uğrayan kimsenin kendisine zulmeden kişiden zulmettiği kadar intikam almasında ve ona açıkça kötü söz söylemesinde bir mahzur yoktur. (Kurtubi, Ebu Abdullah el- Camiuli-Ahkamul- Kuran 6.cilt sayfa 3-5)