BESİNLER VE PİŞİRME TEKNİKLERİ
Kansere karşı savaşta en önemli kural sık sık azar azar dengeli beslenmek. Diyet ve beslenme uzmanı Gökçenler'e göre besinleri uzun süre yüksek ısıda pişirmek ise kansere davetiye çıkarıyor
Son yıllarda kanser tedavisindeki gelişmeler hızla ilerlerken pek çok alanda olduğu gibi kanserde de koruyucu tıbbın önemi artıyor. Bilim adamlarının bu kadar önem verdiği koruyucu tıbbın en önemli silahlarından biri ise beslenme. Yiyip içtiğimiz elimizin altındaki besinlerin her biri birer kanser savaşçısı. Öyle ki besinlerdeki kansere karşı koruyan bazı maddeler kanser ilaçlarının içeriğine dahi giriyor.
Diyet ve beslenme uzmanı Murat - Aysun Gökçen çifti de "Kanseri beslenerek yenebilirsiniz " adlı yeni kitaplarında kanser ve beslenme ilişkisine ışık tutuyor. Özellikle yemekleri pişirirken yapılan yanlışlara dikkat çeken Gökçenler yanmış yiyecekleri kesinlikle tüketilmemesi proteinli süt gibi besinlerin asla şekerle kaynatılmaması gerektiğini vurguluyor. Gökçenlere göre geleneksel bazı pişirme yöntemlerimiz ve yemeklerimiz kansere davetiye çıkarır nitelikte. Bunlardan bazıları kestane kebap gözleme kavrulmuş leblebi krem karamel....
Gökçen çifti Remzi Kitabevi'nden basılacak bu yeni kitapları henüz piyasaya çıkmadan önce sorularımızı yanıtlayarak merak edilenleri anlattı...
Kanser oluşumuyla beslenme ilişkisi nedir?
- Farklı kaynaklara göre beslenme ile ilgisi yüzde 10 - 70 arasında olup genel olarak yüzde 35 kabul edilir. Bu çok yüksek bir oran. Radyasyon ve sigarayı beslenmeyle kıyaslarsak beslenmenin önemi daha çok anlaşılır. Radyasyonla kanser oluşumu oranı normal koşullarda yüzde 1 - 5 arasındadır. Sigara içmenin kanser oluşumuna etkisi ise ortalama yüzde 25 oranında olduğu bildirilmekte. En önemlisi tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 70'i beslenme egzersiz ve diğer yaşam tarzı alışkanlıklarıyla önlenebilmektedir.
Kansere karşı beslenmede en önemli kural nedir?
- En önemlisi beslenme yoluyla bağışıklık sistemimizi güçlü kılabildiğimiz için yeterli ve dengeli beslenmek. Yani sık sık azar azar az yağlı ve günlük alması gereken besin maddelerini alarak. Herkesin en azından bir kere bile olsa bir diyetisyene başvurması lazım. Diyetisyene gittiği zaman proteini karbonhidratı yağı ne kadar alması gerektiğini öğrenecek.
Hangi besinleri riskli kabul etmeliyiz?
- Bolca kuyrukyağı katılmış ve mangalda kavrulmuş kebaplar çok dikkat edilmesi gereken yiyeceklerin başında gelir. Keşke bu besinleri hiç yemeden durabilsek... Ayrıca karamelize edilmiş yiyeceklerden uzak durulması lazım. Şekerin yakılması olarak tanımlayacağımız karamelizasyon kanser yapıcı faktörler arasında düşünülmelidir. Bundan dolayı karamelli pasta karamelli dondurma gibi besinleri çok sık tüketmemek gerekir.
Öyleyse pişirme yöntemleri de etkili...
- Yanmış olan her besinde risk çok yüksektir. Susamı yanmış simit yanarak üzerinde siyah benekler oluşmuş bazlama gözleme tipi yufkalar kabuğu yanmış ekmek kurabiye börek ve kek fazla kızartılmış ekmek kestane kebabın yanmış dış yüzeyi kavrulmuş ve üzerinde siyah benekler oluşmuş sarı leblebi türü besinler çok sık tüketilmemelidir.
Yemek pişirirken nelere dikkat etmeli?
- Maalesef çoğu kişi soğanı yağın içinde iyice kavurarak yemek yapmaya başlar. Ama gerçek şu ki yağın içinde soğanı kavurmak kansere davetiyedir. Dumanlama - tütsüleme yöntemi ile hazırlanmış füme besinler tehlikeli gruptadır. Kısacası besinlerin sizi kanser yapmalarını istemiyorsanız onların canını yakmayın. Yani yüksek ısıya uzun süre maruz bırakmayın ve de durup dururken tütsülemeyin.
Peki soğanı nasıl kullanmalı?
- Sebze yemeklerinde önce kıyma veya et suyla birlikte öldürüp pişirilmeli. Soğan üzerine çiğden konmalı. Soğanla biraz pişirdikten sonra salça ve domatesi koyup su kaynamaya başladıktan sonra sebzeler doğrayarak içine atılmalı. Sebze yemeklerinde vitamin ve mineral kaybını önlemek için en doğru olan çok az suda pişirmektir.
Kanserojenlere karşı etkili olan maddeler neler?
- Vitamin ve minerallerin dışında 'ikincil bitki maddeleri' veya 'Fitokimyasal' dediğimiz bazı özel maddeler vardır. Bu maddelerin kanser riskini önlediği bilinir. Brokolide bulunan 'Sulforofan' çilek böğürtlen üzüm cevizdeki 'Ellag Asidi' narenciye ve kimyondaki 'terpen' domates avakado ve mürdüm eriğindeki 'Lutein' maddesi ve bir çok bitkide bulunan 'Flavanoidler' vücudun ürettiği protein moleküllerini aktive edip insan hücrelerine giren kanser yapıcıları zararsız hale getirmelerini sağlarlar.
Yediklerinizi kanserojen hale getirmemek için
Uzun süre yüksek ısıda işleme tabi tutulan bol proteinli besinler kanserojen maddelerin oluşumuna neden olur. Buna mutajenite denir. Eti 35 dakika süreyle ızgara yaparsanız veya 5 dakika süreyle kızgın yağda kızartırsanız kanserojen hale getirmeyi başardınız demektir.
Eti sebzelerle birlikte pişirirseniz - türlü kıymalı taze fasulye gibi- o zaman mutajenite oluşumunu çok büyük oranda önlemiş olursunuz. Eti tek başına yemek yerine daha çok sebze ile karıştırarak yemek her zaman daha sağlıklıdır.
Taze sebzeleri yağda kızartmayın. Kanserojen etki oluşturabilirsiniz.
Sebze ve kurubaklagilleri yıkamadan yemeyin pişirmeyin. Çünkü tarım ilaç kalıntılarını pişirme yolu ile yok edemezsiniz.
Pirinç un soğan gibi besinleri yağda kavurmayın. Protein kaybı olur. Ayrıca kanserojen etki oluşturabilirsiniz.
Yüksek ısıda uzun süre kaynatmayın. Bu bir çok vitamin ve mineralin kaybına neden olur kanserojen etki oluşturabilir.
Ateşe çok yakın tutarak pişirme ve tütsüleme yapmayın.
Kurubaklagil ve tahılları kuru nemli olmayan yerlerde saklayın. Aksi takdirde küf toksinleri oluşturabilirsiniz.
Buzluktan çıkartıp çözdürdüğünüz yiyecekleri bir daha dondurmayın. Aksi taktirde kanserojen etki oluşturabilirsiniz.
Özellikle salça turşu reçel vb. gibi besinleri boşalmış deterjan ve ilaç kutularında boyalı plastiklerde saklamayın. Kurşun ve kanser yapıcı diğer maddeler yiyeceğe geçer.
Küf ve toksin üremiş besinlerden uzak durun.
Gökçen'lerin kansere karşı özel olarak hazırladığı yemek tarifleri
SAĞLIK ÇORBASI (4 Kişilik)
Malzemeler
Yarım su bardağı bezelye
1 su bardağı dilim doğranmış havuç
1 su bardağı kıyılmış karnabahar
1 su bardağı kıyılmış brokoli
1 adet kalın kıyılmış kırmızı soğan
2 adet doğranmış domates
1 tatlı kaşığı zencefil
1 çorba kaşığı toz kişniş
1 tatlı kaşığı kimyon
1 çay kaşığı karabiber
Hazırlanışı:
Bezelyeler önce haşlanır.
Sonra kalan malzemeler ile birleştirilip üzerine bir miktar daha su ilave edilirek (suyun sebzelerin üzerini üç parmak geçecek kadar eklenmesi yeterli olur) pişirme işlemine devam edilir.
Taneli yada blenderdan geçirerek servis yapılır.
İşte kanser savaşçıları
Gökçen çifti "Lütfen aşağıdaki sebze ve meyveleri sıkça ve bol yiyin. Çünkü içlerinde kanserin hiç hoşuna gitmeyecek bir şeyler var" diyerek kansere karşı "altın besinleri" sıralıyorlar.
Bezelye
Pırasa
Taze fasulye
Karadut
Kızılcık
Kayısı
Kuş üzümü
Kiraz
Vişne
Ananas
Kırmızı ve kara üzüm
Mandalina portakal
Greyfurt limon
Ispanak
Karnabahar
Brokoli
Kırmızı lahana
Kara lahana
Yeşil lahana
Kuşkonmaz
Dereotu
Pazı
Turp
Şalgam
Soğan
Sarmısak
Avakado
Mürdüm eriği
Domates
Biber
Isırgan otu
Keten tohumu
Kimyon
Soya filizi
---------- Post added 21.02.17 at 20:53 ----------
böbrek hastalıklarında diyet
Kronik Böbrek Hastalığında Diyet
Hazırlayan: Emine Polatateş
Diyet Uzmanı
Böbrek fonksiyonlarının bozulmasıyla metabolizmayı etkileyen önemli olaylar birbirini izler. Böbreklerden su sodyum potasyum fosfor gibi maddeler ile üre ürik asit kreatin gibi protein atığı zehirli maddeler atılamaz kanda birikir. Bu değişiklikler sebebiyle beslenmede bazı önlemler almak gerekir. Hastanın laboratuar bulgularına göre doktoru özel bir diyet önerir. Diyet uzmanının hazırlayacağı diyet ile protein tuz potasyum fostor ve su miktarları kontrol altına alınır.
Yiyeceklerde birden fazla besin öğeleri bulunur. Hastanın hangi besin öğesinin hangi yiyeceklerde bulunduğunu bilmesi diyetini iyi kullanmasını sağlar. Diyet uzmanı bu konularda gerekli açıklamaları yapıp yol gösterir.
PROTEİN
Vücut hücrelerinin yapıtaşıdırlar. Vücudun büyümesi gelişmesi yıpranan hücrelerin onarılması için gereklidir. Et balık tavuk süt ve türevleri yumurta kaliteli protein kaynaklarıdır. Proteinin fazla alınmasında; bulantı kusma iştah azalması az alınmasında; yorgunluk güçsüzlük kilo kaybı olur.
POTASYUM
Böbrekler tarafından kontrol edilen bir madensel öğedir. Kandaki düzeyi 36-55 meq/L'dir Günlük gereksinimi 2 mg'dır. Vücudun asit-baz dengesi ve normal kalp atışı için önemlidir. Böbrek hastalarında potasyumun fazlası böbreklerden süzülemez kanda potasyum seviyesi artar kavun koyu yeşil yapraklı sebzeler bal kabağı patates domates kuru fasulye fındık ve sütte potasyum bulunur.
FOSFOR
Kalsiyum ile fosfor kemikleri ve dişlerin sertleşmesini sağlayan bir madensel öğedir. Kandaki düzeyi 25-42 mg'dır. Günlük gereksinimi 500-700 mg'dır Böbrek hastalarında fosforun fazlası vücuttan atılamaz. Kanda fosforun artması kemiklerdeki kalsiyumun dışarı atılmasına sebep olur. Proteinden zengin gıdalarda fosfor bulunur. Balık organ etleri sosis salam sucuk yumurta süt ve türevleri kuru baklagiller kurutulmuş meyveler tahıllar fosfor kaynaklarıdır.
SODYUM
Vücuttaki bir madensel öğedir Kandaki sodyum düzeyi 134-144 meq/ L'dır. Günlük sodyum gereksinimi 25-7 gr'dır. Buda 75-18 gr sofra tuzudur. Böbrek normal çalışmadığı zaman sodyum vücutta kalır. Sodyumun fazlası vücutta sıvı birikimine sebep olur. Tuz içeren yiyecekler şunlardır: Sucuk Pastırma salam sosis kavurma etler dil dalak yürek işkembe soslar hazır çorbalar hazır her türlü gıdalar tuzlu bisküvi kraker tuzlu kuruyemişler konserve yiyecekler salamura yiyecekler turşular zeytin salça soğan sarmısak tozu.
SIVI
Akıcı durumda olan içeceklerdir. Su kahve çay süt jöle dondurma çorba soslar meyve suları sıvı yiyeceklere örnektir. Böbrek hastalarının sıvıyı dışarı atma sorunları vardır. İdrar kusma ishal ve fazla terleme ile de vücuttan sıvı atılır. Böbrek hastaların alacağı sıvı miktarı günlük çıkarılan idrar oranına bağlıdır Pratik olarak şu formülle hesaplanır.
Alıncak Sıvı Miktarı 24 Saat x 05 x Ağırlık x 1 gün önce çıkarılan idrar miktarı.
Vücutta sodyum ve sıvının fazla bulunması yüksek tansiyon nefes darlığı ödem ve kilo artışına sebep olur. Fazla tuzlu yiyen kişi susar ve çok su içer. Çok su kilo artışını sağlar. 1 su bardağı su 160 gram'dır. İki su bardağı su içtiği zaman ortalama yarım kilo alınır.
Sıvı kontrolü için
1- Sofra tuzu ve sodyumlu yiyeceklerden sakının
2- Susuzluğunuzu giderecek kadar için
3- Limon dilimleri ve çiklet ile ağzınızı nemlendirin
4- Ağzınızı soğuk sıvılarla çalkalayın fakat içmeyin.
DİYET ÖRNEKLERİ
1- Kronik böbrek hastalarında uygulanan diyet
40 Gram PROTEİNLİ TUZSUZ DİYET
(1500 kalori 1400 mg Potasyum 600 mg Fosfor 300 mg Sodyum)
Günlük Yiyecek Miktar (gram) Ölçü
Süt veya yoğurt 200 2 çay bardağı
Yumurta 50 1 adet
Et-Tavuk-Balık 90 3 köfte kadar
Ekmek 125 5 ince dilim
Sebze - 2 porsiyon
Meyva - 2 porsiyon
Yağ 20 2 yemek kaşığı
Bal veya reçel 20 2 tatlı kaşığı
40 GRAM PROTEİNLİ DİYETTE
ÖRNEK YEMEK LİSTESİ
SABAH :
Çay veya ıhlamur(Şekerli)
1 adet yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar tuzsuz peynir
2 tatlı kaşığı bal veya reçel
1 tatlı kaşığı tuzsuz yağ
1 ince dilim ekmek
ARA ÖĞÜN : 1 porsiyon meyva
ÖĞLE :
2 adet ızgara köfte veya aynı miktar et tavuk
2 yemek kaşığı bitkisel yağlı sebze yemeği
1 çay bardağı yoğurt
2 yemek kaşığı pirinç pilavı
1 kase nişasta peltesi
ARA ÖĞUN : 1 porsiyon meyva
AKŞAM :
30 gram 1 küçük parça haşlama et
2 yemek kaşığı makarna
2 yemek kaşığı bitkisel yağlı sebze yemeği
1 ince dilim ekmek
GECE 1 çay bardağı süt (Şekerli)
2- Hemodiyaliz hastalarında uygulanan diyet
60 Gram PROTEİNLİ TUZSUZ DİYET
Günlük Yiyecek Miktar (gram) Ölçü
Süt veya yoğurt 300 3 çay bardağı
Tuzsuz peynir 30 1 kibit kutusu kadar
Yumurta 50 1 adet
Et-Tavuk-Balık 120 4 köfte
Ekmek 150 6 ince dilim
Sebze - 2 porsiyon
Meyve - 2 porsiyon
Yağ 20 2 yemek kaşığı
Bal veya Reçel 20 2 tatlı kaşığı
NOT
1- Kalorinizi yükseltmek için çay ıhlamur et suları tuzsuz yağ nişasta şeker sade akide şekeri pişmaniye sade lokum yiyebilirsiniz.
2- Sebzeleri yıkadıktan sonra küçük parçalara bölüp haşlayın haşladığınız bu suyu dökün yağ istenirse et ilavesi ile pişirin. Yemeklerin suyunu yemekten kaçının.
3- 1 yumurta 1 köfte kadar (30 gr ) et aynı değerdedir. İstenirse birinden biri yenebilir.
4- 1 köfte kadar (30 gr) et yerine 3 yemek kaşığı kuru fasulye nohut kara bakla barbunya mercimekten birini yiyebilirsiniz.
5- Etlerden koyun etini ve tavuk beyaz etini ve balığı tercih ediniz.
6- Bitkisel sıvı yağlar ve zeytinyağı kullanınız.
7- 5 öğünde az az sık sık besleniniz. Yemeklerinizi yavaş yiyiniz.
YENİLMEMESİ GEREKEN YİYECEKLER
1- Önerilenden fazla süt yumurta et balık dil ve işkembe (işkembeyi 10 günde bir yiyebilirsiniz).
2- İçeriği bilinmeyen çörek kek kurabiye pastalar
3- Konserve turşu salamuralar sucuk pastırma sosis salam sakatatlardan karaciğer beyin böbrek dalak yürek.
4- Çikolata kuruyemişler meşrubatlar boza kahve kakao neskafe
5- Tahin helva tahin pekmez
6- Bulgur
?- Pancar bakla ıspanak pazı tatlı kabağı. mantar enginar asma yaprağıkaralahana
8- Muz kavun
9- Tuz ve tuzlu yiyecekler kabartma tozu et suyu tabletleri
ÖNERİLER
Dışarıda Yemek Yerken
- Özel diyet uyguladığınızı her zaman belirtiniz
- Günlük et gereksinmenize göre etinizin miktarını ayarlayın. İsteyeceğiniz et salçasız veya haşlanmış tavuk hindi ızgara et biftek hamburger olabilir.
- Yiyebileceğiniz miktarda sebze veya salata isteyiniz. Salatalarınızı sirke ve yağ ile lezzetlendiriniz.
- Kızarmış ağır hamur tatlılarından kaçınınız. Müsaade edilen meyveler sütlü tatlılar dondurma yenebilir.
- Şerbet buzlu meyve suları jöleler kahve ve çay günlük sıvı ihtiyacınıza göre alınabilir.
- Haftada 1-2 kez birer duble alınan alkolün böbreğe fazla zararlı etkisi yoktur. Aşırı alkol ülserli hastalarda kanama riskinin artmasına terlemeyi artırarak idrar miktarının azalmasına tansiyonun yükselmesine sebep olabilir.
- Sigaranın akciğerlerde damar sistemi ve ülserde olumsuz etkileri vardır. İçilmemesi önerilir.
---------- Post added 21.02.17 at 20:53 ----------
Dengeli beslenme
Sağlıklı olmanın sırrı yediklerimizin çeşitleri kadar miktarlarına da dikkat etmekten ve vücudumuz için gerekli olan besin öğelerini doğru tüketebilmekten geçiyor. Sağlıklı büyüme ve gelişme için 40’dan fazla besin öğesine ihtiyacımız var. Bu besin öğelerini 6 ana grupta toplayabiliriz.
· Karbonhidratlar : Ekmek makarna pirinç tahıl ürünleri ve kurubaklagillerde yüksek miktarda bulunur. Şekerler de karbonhidratlar grubunda yer alır. Şekerler bildiğimiz çay şekeri ( sukroz ) meyve şekeri ( fruktoz ) ve süt şekeri ( laktoz ) olarak gruplara ayrılır. Karbonhidrat vücudumuz için iyi bir enerji kaynağıdır. Günlük alınan enerjisinin % 55-60’ının karbonhidratlardan sağlanması gerekir. Burada önemli olan şekerli besinlerden çok diğer karbonhidrat kaynaklarını tüketmektir.
· Proteinler : Et süt ve ürünleri ile yumurta ve kurubaklagillerde yüksek miktarda bulunur. Hücrelerin gelişmesi dokuların yenilenmesi için gereklidir. Günlük alınan enerjinin % 10-12’sinin proteinlerden sağlanması gerekir.
· Yağlar : Et süt peynir margarin tereyağ ve kuruyemişlerde yüksek miktarda bulunur. Günlük alınan enerjinin % 25-30’unun yağlardan sağlanması gerekir. Burada önemli olan bu miktarın en fazla % 10’unun doymuş yağlardan ( et süt yumurta gibi hayvansal kaynaklı ürünlerde bulunur. Aşırı tüketimi kolesterol seviyesinin yükselmesine sebep olur.) % 10’unun tekli doymamış yağlardan( zeytinyağı kanola yağında bulunur.) ve % 10’unun çoklu doymamış yağlardan ( ayçiçeği soya fasülyesi tahıl ürünleri balık ve ürünleri ıspanak brokolide bulunur.) karşılanmasıdır.
· Vitaminler mineraller ve su diğer besin öğesi gruplarıdır.
Bu besin öğelerinin toplandığı besin gruplarını inceleyecek olursak;
· Süt ve süt ürünleri: Bu gruptaki besinler protein ve kalsiyumdan zengindirler. Ayrıca yağ ve bazı vitaminler içi iyi kaynaktırlar.
· Et ve et ürünleri : Bu gruptaki besinler diğerlerine oranla daha fazla protein içerirler. Ayrıca demir çinko ve B vitaminlerinden zengindirler.
· Tahıllar : Bu gruptaki besinlerin önemli bir kısmı karbonhidrattır. Yine bazı B vitaminleri ve mineraller de vardır.
· Sebze ve meyveler : Sebze ve meyvelerin önemli bir kısmı sudur. Ayrıca protein karbonhidrat vitamin ve mineral içerirler. Bu grup özellikle C vitamini içi önemlidir.
· Yağlar ve şekerler : Şekerler vücuda enerji sağlarlar ve fazla miktarda tüketilmeleri dengesiz beslenmeye neden olur.
Yağ tüketiminden tamamen vazgeçmek sanıldığının aksine sağlıklı değildir. Çünkü vücudun belli miktarlarda yağa da ihtiyacı vardır. Özellikle vücudumuz için oldukça gerekli olan ADEK gibi ancak yağda eriyerek yararlı olan vitaminler açısından yağların günlük beslenmede yer alması çok önemlidir. Önemli olan yağları bir denge içinde tüketmektir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|