Alıntı:
ilham7 Nickli Üyeden Alıntı
Günümüzün ve yaratılışın başından sonuna insanlığın en büyük düşmanlarından biri insanın nefsidir. Nefs denilen şey nedir insan bedeninde organ mıdır?, şeytanın vesvesesi midir? Ve nefsi nasıl kökünden yok edebiliriz?
|
Beşer meyveye benzer. İnsaniyet Makamı ise tohuma. Nefs, tohumun kabuğuna benzer. Tohumun çatlaması, ruhsal doğuma. Kemalat ise, o tohumdan tekrar meyve verecek bütünlükte bir ağacın oluşmasına... Bu yolculukta tohumun yetişirken geçtiği evrelere ve yolculuğa “seyr-i süluk” adı verilir. Her tohumun seyr-i süluğu benzersizdir. Ancak bu yolculukta uğranılan duraklar; nefs mertebeleri, akıl mertebeleri, içsel deneyimler, açılımlar, idrakler, anlayışlar birbiriyle örtüşür. Yani her insanda aynı şekilde açığa çıkmaları bakımından mutlak, sabit ve ontolojiktir. Bu duraklar; hem tarihsel hem de coğrafi olarak birbiriyle ilgisi olmayan, aralarında hiçbir bağlantı bulunmayan farklı kültürlerin saflaşma yolunu izleyen üyelerinde kendini tekrarlayarak, arayana en net ve güvenilir yolu gösterir. Tohum; her ne kadar her meyvenin içinde varsa da, meyveden dışarı çıkıp ereğine, yani yaratılış amacına varması için, önce uygun bir toprağa düşmesi, sonra uygun şartlarda filizlenmesi, ardından uygun şartlarda büyümesi gerekir. Ancak o zaman kendini ağaç olarak tekrar bulabilir. Elbette bu süreçte dış kabuk, yerini, koruduğu özün açığa çıkan ifadesine bırakır. Ancak çoğu meyve düştüğü yerde çürür. Kimini hayvanlar yer, kimini toprak sahipleri... Kimi toplanıp satılırken, kimi dibine düştüğü ağaca tekrar gübre olur. Bir fidan -onu doğuran ağacın dibi bir yana- gölgesinde dahi büyüyemez... Sanıldığından ince bir iştir, tohumun, önünde uzanan kıldan ince kılıçtan keskin köprüden geçip, içindeki ağaca varması...