Din hizmetleri muhtevasında müezzinlik imamlık vaizlik müftülük gibi vazifelerin yanı sıra Kuran muallimliği şeri ilimler müderrisliği gibi vazifeleri ifa edenler tüm vakitlerini bu işe hasrediyor (haps’un-nefs) geçimlerini sağlayacak iş yapmaya vakit bulamıyorlarsa ve ihtiyaçları da varsa yaptıkları bu iş karşılığında ücret almalarında bir mahzur olmamalıdır. Nitekim suffe ehlinden öğretmenlerin maaşlarının bizzat Hz. Peygamber tarafından ödendiği bilinmektedir. Yine Hz. Ömer’in Medine’de çocuklara Kuran öğreten muallimlere her ay 15 dirhem verdiği kaynaklarda yer almaktadır. (Es Sünenül Kebîr (20 Cilt) İmam Beyhakî Ocak Yayıncılık Cilt 6 sayfa 124)
Yukarıda verilen örneklerde ücreti verenin devlet kurumu olduğu anlaşılmaktadır. Günümüzde ücretli Kuran muallimliği işinde muallimler istihdam eden devletin yanı sıra vakıf dernek gibi kurumların da olduğu görülmektedir.
Ayrıca kurum olarak değil birey olarak bu hizmetleri yürütenlere de şahit olunmaktadır. Bu duruma benzer bir olay Ubey b. Ka’b ile ilgili anlatılmaktadır. Buna göre Ubey b. Ka’b birisinden Kuran öğretmesi karşılığında bir yay hediye almış, bunu Hz. Peygambere bildirdiğinde Hz. Peygamber, ‘’onu alırsan ateşten bir yay almış olursun’’ demiş ve bunun üzerine yayı sahibine geri vermiştir. Ubey b. Ka’b’ın başka bir gelirinin olup olmadığı bilinmemekle birlikte bu olay bireysel olarak Kuran muallimliği veya şeri ilimler müderrisliği yapanların öğrencilerinden arada bir vasıta olmadan ücret almalarının uygun olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Burada temel endişe ücret almanın caiz olmamasından daha ziyade ilmin bereketinin kaçmasıdır. Nitekim Hasan Basri İbrahim Nehai gibi alimler şart koşmadan ücret alınabileceğini söylemişlerdir. (Zerkeşi El-Burhan fi Ulumi'l-Kur'an cilt 1 sayfa 457, Kur'an İlimleri Ansiklopedisi / El-İtkan Fi Ulumi'l Kur'an 2 Cilt Takım (Şamua)
İmam Suyuti MADVE YAYINLARI Cilt 1 sayfa 103, Et-Tibyan ( Bez Cilt )
İmam Nevevi TAHLİL YAYINLARI sayfa 43)
Hatta İmam Şafii İmam malik Ahmet bin Hanbel ve İbn Hazm gibi alimler öğrenci öğretmen arasında karşılıklı anlaşma yapılabileceğini bile dile getirmişlerdir. (Ebu Zekeriyya Muhyiddin Yahya b. Şeref En-Nevevi Sahihu Müslim bi-Şerhi'l-İmam Muhyiddin En-Nevevi 14.cilt sayfa 188; İbn Hazm el-Muhallâ bi'l-âsâr fî şerhil-Mücellâ bi'î-ihtisâr 9/22.)
Ücret karşılığı Kuran okumaya gelince bunun iki çeşidi vardır Birincisi birisi adına Kuran okumak diğeri ise programlarda Kuran okumaktır. Birisi adına Kuran okumanın ve ücret almanın caiz olabileceğini söylemek mümkün değildir. Çünkü hadislerde bu açıkça verilmiştir. İmran bin Husayinden gelen hadiste ‘’ Her kim Kuran okursa karşılığında ne ihtiyacı varsa Allah’tan istesin. Çünkü birtakım kimseler gelecek Kuran okuyacaklar ve onu alet ederek insanlardan dileneceklerdir’’buyurulmuştur. (Tirmizi, Fedailü’l-Kuran sayfa 20; Ahmed B. Hanbel Ocak Yayınları Müsned (21 Cilt 14928 Sayfa) 4.cilt sayfa 432-439) Yine başka bir hadiste ‘’Kuran okuyun onunla amel edin onu okumaktan asla uzaklaşmayın onun hakkında haddi aşmayın onun karşılığında ücret alıp yemeyin onunla dünya menfaati artırmayı talep etmeyin’’ buyurulmuştur. ‘’ (Ahmed B. Hanbel Ocak Yayınları Müsned (21 Cilt 14928 Sayfa) cilt 2 sayfa 428; İmam Şevkani ; Neylül evtar 5/322, Bedreddin el-Ayni Umdetu'l-Kari 12/95; SAHÎH-Î BUHÂRÎ MUHTASARI TECRÎD-Î SARÎH TERCÜMESİ VE ŞERHİ” ( ORTA BOY 8 CİLT ) 7.CİLT SAYFA 46.)
Kuran okumak üzere programlara çağrılmaya gelince daha önceden şart koşulmaması pazarlık yapılmaması kaydıyla Kuran okuması karşılığında değil yol konaklama azık vb. masrafları için caiz olabilir.
En doğrusunu bilen sadece Allah (cc)’tır.