Kalb bütün latifelerin merkezi olup Ruhun sarayıdır. Ruh kalbde egemen olunca, bedeni Ruhun emirlerine göre yönetir. Ruh vasıtasıyla aldığı ilahi feyiz ve terbiyeyi bedenin bütün işlerine yansıtır. Kalbde yakin nuru parlamaya başlayınca dünya hayatı fani ve değerrsiz görünür. Çünkü kalb, marifetullah nurunun parlayacağı yegane mahaldir ki, iman güneşi o burçtan doğar. Bütün ilahi sırlar orada gizlidir. Kalbde o hakili lahuti güneşin doğmasıyla bu yüksek tecellinin nurlu eserleri insanın bütün azalarında zahir olur. O zaman kulluk vazifelerini deruni bir zevk ve neşe içinde seve seve ifa eder. Kalbin salahının cesede sirayetini Buharideki şu Hadis-i şerif izah etmektedir: ''Dikkat ediniz ki, insanın cesedinde bir et parçası vardır ki, o et parçası salih oldukça bütün vücuttaki azalar sağlam olur. Eğer o fasit olursa bütün cesedi bozulur. O et parçası kalptir.'' Herkesin birbirine karıştırdığı Latife'ler ve Çakralar; bilgisizlikten ve hakikat bilmezlikten ötürü karıştırılmaktadır. Çakralar açıldıkça letaifler açılmaz; ama letaifler açıldıkça çakralar açılır Belki de bu nedenledir ki çakraları açık olan keşişler, İslam inancı dışında olan Guru'lar, ehl-i sünnetullah dışı olanlar olağanüstü haller (İstidraç) sergileyebiliyorlar. Ama letaifleri kapalı olduğu için manevi sırları ve hakikatleri göremiyorlar. Letaifler manevi olgunluğa taşırken, Çakralar vücudun enerji alış veriş merkezleridir. Çakraları açmak ile Letaifleri açmak farklı şeyler. İnsan vücudunda çakralar vardır, enerji alış merkezleridir. Letaifler ise, Ruh(bedenin) merkezleridir. İkisi farklı şeylerdir. Çakralar fiziki bedende ilahi enerjiye ulaşmadan bir takım soluma ve meditasyon ile açılabilir. Fakat Letaiflerin bu tip uygulamalar ile açılması mümkün değildir. Namaz, Kuran okuma ehl-i takva hayat idame ettirme her dua ve ayet insan üzerinde pozitif enerji dalgası yaratır ve büyü, cin ve nazar gibi negatif enerji dalgalarından korur. İbadetlerini aksatmayan ve kalbinde Allah ile rabıta ve tefekkürle yaptığı ibadet huşu ve huzur veriyorsa insana çakralarda dengeleme başlamıştır. Nefsin yaradılışında liderlik ve başkanlık vardır. Letaifler makamlarına ulaşmadan önce, nefse bulunduğu kötülük hali üzerine hizmet ederler. Letaifler makamlarına ulaştıkları zaman nefis yalnız ve hizmetçisiz kalır. Bu ise nefsin tabiatına aykırı olduğundan, nefis bu hale sabredemez. Nefis de letaiflerin peşinde, onların makamına çıkar. Yine onlara baş olur fakat hayır üzere emreder fakat Çakralarını açanlarda bu halin tam zıttı haller zuhur eder. Çakralar açıldıkça letaifler açılmaz, ama letaifler açıldıkça çakralar açılır İslam inancı dışında olan ehl-i sünnetullah dışı olanlar sırf çakraları açık olduğu için olağanüstü haller sergileyebiliyorlar. Ama letaifleri kapalı olduğu için manevi sırları ve hakikatleri göremiyorlar. Çakralar nefs mertebeleri, Letaifler ise ruhani mertebelerdir. Latife ancak ve ancak İslam olana açılır. Hatta ateist olup çakraları açık olanlar da vardır. Aradaki fark ise damla, deniz misalidir.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|