Bilmelisin ki, Allah şöyle buyurdu: ‘İster Rahman diye ister Allah diye dua edin, en güzel isimler O’na aittir: Burada bir sır vardır: İsmin bir manası bir de sûreti vardır. İsmin manasıyla Allah’a dua edilirken sûretiyle Rahman’a dua edilir. Çünkü Rahman, nefes (sahibi) diye nitelenmiştir. Nefes ile ilahi kelimeler boşluk mertebelerinde ortaya çıkar. Alem de o boşlukta ortaya çıkmıştır. Öyleyse O’na ancak ismin sûretiyle dua ederiz. İsmin ise, bizde iki sûreti vardır. Birincisi, nefeslerimizden ve harflerimizin terkibinden meydana gelen sûrettir. Bu yö*nüyle isim, kendisiyle dua ettiğimiz şeydir ve bunlar ‘ilahi isimlerin isimleridir.’ Bunlar, isimlerin üzerindeki elbiseler gibidir. Biz nefeslerimizin sûretlerinden ibaret olan bu isimlerin sûretleriyle, ilahi isimleri söyleriz. İlahi isimlerin ise, söyleyen ve kelam özelliğiyle nitelenen olması nedeniyle Rahman’ın nefesinden gelen sûretleri vardır. Bu sûretlerin ardında ise bu sûreder için ruhlar mesabesindeki manalar bulunur. O halde ilahi isimlerin sûretlerinin varlığı -Ki Hak onlarla kendisini zikreder- Rahman’ın nefesindendir. ‘En güzel isimler O’nundur.’ Bu sûretlerin ruhları ise, keyfıyetle nitelenemeyen ve nefesin hükmünün dışındaki Allah ismine aittir. Öyleyse (Allah isminden gelen) bunlar, Rahman’ın nefesinden meydana gelen isimlerin sûretleri için harfler karşısındaki manalar gibidir.
Muhyiddin ibn-i Arabi (k.s)
Fütuhat ı Mekkiye C.8/Sf.380
|