Şeytan, tevbe edenle düşmanlığı arttırır, miskin tevbekârın günahlara bağlı kalmasını istediğinden tevbesini bozmak için uğraşır. Şeytan çok kötü bir düşmandır. O tevbe edeni görürken tevbe eden onu görmez. Âyet-i kerimede şöyle buyrulur: “Ey âdemoğulları! Tıpkı atalarınızın cennetten çıkarılmalarına yol açtığı gibi, şeytanın sizi de ayartmasına izin vermeyin. Çıplaklıklarının farkına varsınlar diye, onları [Allah’a karşı sorumluluk bilincinin bezediği] örtülerinden yoksun bırakmıştı o. Muhakkak ki o ve avenesi, onları hiç fark edemeyeceğiniz yerde ve biçimde sizi (de) pusuda bekliyor! Gerçek şu ki biz, [içtenlikle ve doğru bir biçimde] inanmayanların yanına [her türden] şeytanî güçler ve kuvvetler yerleştirdik.” (A’raf, 27)Evet, şeytan kuvvetli bir düşmandır. O çok kuvvetli, miskin tevbekâr ise zayıftır. Bu sebeple tevbe eden Şeytanın hallerinden kurtulmak için kendine sağlam bir kale bulmalıdır. Bu sağlam kale de, “La ilahe illallah”tır. Bir hadis-i kudsîde, “La ilahe illallah ifadesi benim kalemdir. Her kim benim bu kaleme sığınırsa azabımdan emin olup kurtulur.” buyurulur. Tevbe eden kimse, şeytanın şerrinden emin olmak için ilk önce kendini bu zikrin kalesine atmalı ve devamlı bu zikirle meşgul olmalıdır. Acem erenleri, “Ey Bârî Huda! İsminin yakınında her hasta için sığınacak bir yer vardır. Kalene nice şah ve müflis sığınmıştır.” der.“La ilahe illallah” kalesine sığınan iki türlüdür: Birincisi, hiçbir zaman bu kaleden çıkmaz; ikincisi, kimi zaman girer kimi zaman da çıkar. Devamlı kalede kalan, gece-gündüz zikredenlerdir. Hak Teâlâ Kur’ân’da bunları över. Kendileri için, “Kimseler [vardır ki,] bunları ne ticaret ne de kazanma hırsı Allah’ı anmaktan, salatta devamlı ve duyarlı olmaktan, arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; böyleleri kalplerin ve gözlerin dehşetle döneceği günden korkarlar.” (Nur, 37) buyurarak onları över. Bu kaleye girip çıkanlar ise bazen zikir bazen de alış-verişle uğraşırlar. Bunlar durumlarından korkmalıdır. Zira şeytan onları tuzağa düşürmek için hazır beklemektedir. Ansızın hilelerine yem olabilirler. Kale olan bu zikirden ayrılmamak için çok çalışmak gerekir. Bu kalede kalındığı sürece şeytanın tuzağından emin olunur. Vallahü’l-âlem, bu kalede ebediyen kalınmalı.
(Nefislerin Terbiyesi Müzekki’n Nüfus Eşrefoğlu Rumi)