Dörtyol Kasabasında bulunan Hacı Macit adlı bir vatandaş, insanları şerbetlemekle ve şerbetlenen insanları yılan, çıyan, akrep, tahta kurusu, pire, sivrisinek gibi sürüngenler ve haşerat ısıramadıkları gibi kedi ve köpekler de etlerine dişlerini geçirememektedirler. Hacı Macit, şerbetlenmek isteyenleri, kabul ettikleri takdirde, yılan ve akreplere ısıttırmakta ve zehrin yayılma istikametinde vardığı herhangi bir noktaya parmağını koyduğu zaman bunu durdurmakta, bu noktadan ısırılan yer istikametinde geriye doğru parmağını yürüttüğü takdirde ise zehir tesirini kaybetmektedir. Şerbetleme işi bir bala. Hacı Macit tarafından okumak ve şerbetlenecek kimse kıble istikametinde sol dizi yere gelmek suretiyle çöktürülerek bu baldan besmele ile üç çay kaşığı yedirilmekle tamamlanmaktadır. Hacı Macit’in bu kudreti bizzat kendi ifadesine göre, Şeyh Ahmet Rufai'nin verdiği el neticesi babadan evlâda intikal etmekte olduğuna göre, bunu da eskilerin kabul eyledikleri «kerameti sariye» türünden ruhî bir kudret tezahürü olarak kabul etmek icabeder. Ben bu vatandaşı bizzat Uğur Dündar’ın programında izledim. Uğur Dündar’ı akrep soktu daha sonra hacı Macit işlemi tersine çevirdi. Aynı zamanda bilhassa 12 Eylül döneminde Kenan Evren’in talimatıyla Hacı Macit Güneydoğuda görev yapan askerleri şerbetlemişti bir zamanlar neşriyatta olan Nokta dergisinde okumuştum. Daha sonra duyduğuma göre Hacı Macit rahmetli olmuş. Mutlaka ailesinden el verdiği biri vardır.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|